hesabın var mı? giriş yap

  • öyle ya da böyle, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama çocuklar duymasın dizisi gerek rating, gerekse uzun süreli olması bakımından türk televizyonculuk tarihinde önemli bir yere sahip. (bakınız burası önemli, burada dizinin kalitesini tartışmıyoruz.)

    peki zamanında tekrarları bile rating listelerinde üst sıralarda yer alan bu dizinin aslında bizlerin hatta anne babalarımızın bile çocukluğunda yer alan taşdevri (bkz: taşdevri) (bkz: flintstones) çizgi dizisinden epey esinlenildiğini iddia etsem…

    haluk = fred çakmaktaş

    meltem = wilma çakmaktaş

    selami = barney moloztaş

    gönül = betty moloztaş

    havuç = bambam

    duygu = çakıl çakmaktaş

    çizgi dizide de fred (haluk) kaba saba iken barney (selami) light erkek.

    fred (haluk) ve barney (selami) aynı iş yerinde çalışıyorlar.

    barney (selami) ve betty (gönül)'ün de çocukları olmuyor.

    wilma (meltem) tüm maçoluğuna rağmen fred'in tırstığı karısı.

    fred (haluk) ve barney (selami)'nin patronu bay slate (bkz: bay slate) de tıpkı fıs fıs ismail (bkz: fıs fıs ismail) gibi sürekli başlarının birlikte belaya girdiği ama bölüm sonunda sorunu tatlıya bağladıkları bir karakter.

    daha yazamadığım ve irdelenirse çıkacak pek çok benzerlik sebebiyle tekrar iddia ediyorum ki, çocuklar duymasın taşdevri'nden araklanmıştır.

  • bizim ailenin dinde tavan yaptığı zamanlar bi muhabbet kuşu almışlardı. kuşa allah bir elçisi muhammed demeyi öğretmişlerdi. garibim kuş da allah biri diyor elçisi muhammed de elçsimoam deyip kalıyodu öyle.. ben bu kuş yüzünden osbir çekemedim kaç zaman. beni de çok severdi ibne. ne zaman hallensem kuş dibimde allah bir allah bir demeye başlardı. ergen aklıyla hep yarım bırakırdım osbiri korkudan.. aileye bak lan..

  • yerçekimi ile ölçmek güzel yöntemdir. yerçekimi sabit (hemen hemen), kullanacağın su ya da kumun özkütlesi, hacmi belli. kullanacağın düzeneğe göre ölçüm yapmak mümkün olurdu.
    sabah - akşam döngüsü olmasaydı bile eninde sonunda uyku - uyanıklık döngüsünü kullanarak yerçekimi saatini ayarlamak mümkün olurdu.

    beyin fırtınası olması için biyolojik saat de düşünülebilir. mesela bir gram taze ekmeğin küflenmeye başlaması için gereken zaman. buna göre 1 gr sonra buluşuruz, 5 gr sonra okul bitecek vs... gibi birim de uydurmak mümkün.

    çobanlar çoğunlukla mesafeleri (dolayısı ile zamanı da) sigarayla ölçer. “dayı bilmem ne tepesine ne kadar yol kaldı?” diye sorarsanız “3 sigara içimlik yolu var” cevabı muhtemeldir. bu da hem mesafe hem zaman hakkında fikir verir.

    çok daha net ölçüm için gökyüzünde bir pulsar bulup bunu saat gibi kullanmak da mümkün.

    sen yeter ki zamanı ölçmek iste, gerisi kolay.

  • hollandalı ressam johannes vermer'in tam bir başyapıt eseri. tam tarihi bilinmese de vermeer eserini "ıvmeer " şeklinde imzalamıştır. 17. yüzyılda yapılmış olan tablo ününe ise 20. yüzyılda kazanmıştır.

    kuzeyin mona lisa'sı olarak da bilinen bu tabloda nasıl ki gerçek mona lisa'nın gülümsemesi gizemli ise burada da kadının aralanmış dudakları ve kulağındaki küpe ile dikkat çeker. resmin kaçış noktasını yani merkezini inci küpe oluşturur. kusursuz resmedilmiş olarak kabul edilen küpeye dikkatli bakıldığında gözyaşı şeklinde yapılmış olduğu ve ışığın yansımasının başarılı bir şekilde verildiği fark edilir.

    detayların yoğun olduğu resimde senede en fazla 2-3 resim yapan ressamın titizliği de göz önüne alınınca ayrıntıların önemi bir kat daha ortaya çıkıyor.

  • doğruluğu aşağıda anlatılan olayla kanıtlanan hadise

    olay gercek... olayin kahramanlari, iki üniversite ögrencisi. koyu geyikmuhabbetinin dügümlendigi durumlardan birinde, bu iki kafadar bir iddiaya girer.
    delikanlilardan biri, odanin tavaninda asili olan ampulü agzina tamamen sigdirabilecegini iddia eder.
    evet yanlis okumadiniz, bildiginiz 100 mumluk ampulü... ve sigdirir da. ancak bir sorun vardir. ampulü agzindan geri çikaramamaktadir. arkadasi hayret eder bu nasil is diye, o da evdeki baska bir ampulü agzina sokar ve tabii ki o da çikaramaz.
    bunun üzerine iki kafadar hastanenin yolunu tutmaya karar verirler. agizlarinda ampul oldugu halde bir taksiye atlarlar. konusma zorlugu çekerek güya taksiciye dertlerini anlatirlar. taksici bir taraftan gülme krizi geçirirken bir taraftan da "nasil olur abi ya, ugrassaniz çikar, bir asilin suna,saka mi yapiyonuz ?"diye söylenmektedir. neyse aksamin bir yarisinda acile gelirler. taksici ayrilir.
    doktorlar çocuklari beklemeleri için bir odaya alir. veeee, aradan 15 dakika geçmeden taksici kapida görünür; tabii agzinda bir ampulle. söför amca çocuklara inanmamis, açik olan bir marketten ampul almis ve denemistir !! ampul partisi'nin türkiye'de neden iktidara geldigi anlasilmiyor mu? sakin siz de denemeye kalkmayin! ampul bir girdi mi kesinlikle cikmaz!

    1 yıl sonra gelen edit:o zamanlar hiç düşünememiştim bu anlatılanın günümüzün siyasi tablosuna bu kadar yakın olacağını.hakkaten ampül girdiği yerden çıkmıyor.

  • çift kaşarlı tostu gecenin köründe makineye atıp beklediğim esnada malum mesajı atınca diyetisyenim zannettim, sonra bir diyetisyenim olmadığını hatırladım.

  • seküler değilse benim için hoş gelmediler, sokakta kadınlara dik dik bakacak başka bir mülteci daha istemiyorum.

    edit: geçende taliban militanlarının zenginlerin evine girme videosunu izledim afganistan'da ve sonra fark ettim ki dediklerinin bir kısmını anlıyorum, çünkü orada taliban'a üye olan orta asya türk'leri varmış. zaten afganistan toplumunun bir kısmı da hazar türk'üymüş. yine suriye'de ışid safında savaşan türkmen'ler de vardı. yani her türkçe konuşan orta asyalı, ortadoğu'luya türk diyemeyiz. eğer o kişiler asimile olup radikal örgütlere katılıyorsa benim için anadilinin önemi yok, çünkü ülkeme gelse özgür bir türk kadını olan beni hedef alacaklar. bu edit'i de anlamayanlar için yazdım.ha türk değilse rus ukraynalı göçmen hiçbir şekilde istemem. burası da göçmenistan değil. sadece gelirse türk'ler gelmeli, onların da seküler olanı gelmeli.