ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yıldırım demirören
-
tenzile erdoğan'ın vefatıyla ilgili yayınladığı mesaja anlam veremediğim adam. ben ömrü hayatımda bu kadar kötü, bu kadar rezalet bir taziye daha görmedim. eminim ki daha kötüsü de yapılamaz.
--- spoiler ---
kıymetli başbakanımız sayın recep tayyip erdoğan'ın annesi tenzile erdoğan'ın vefatı beni, ailemi ve camiamızı derinden üzmüştür.
türkiye cumhuriyeti'nin muasır medeniyetler seviyesine yükselmesi hedefinde büyük işler başaran, son yılların en büyük ekonomik yükselişinin mimarı olan sayın recep tayyip erdoğan'ı bizlere armağan eden, vefakâr annelerimizden tenzile erdoğan'a allah'tan rahmet, erdoğan ailesine ve yakınlarına başsağlığı dilerim.
yıldırım demirören
beşiktaş jk yönetim kurulu başkanı
--- spoiler ---
en ağır akp yandaşı bile olsan, taziye mesajında böyle şeyler yazmazsın. ekonomik gelişimmiş de bilmem ne. nası bi kafa bu ya?
edit: en beğenilenlerde kafada olunca hakkındaki mesajlar da arttı. mesajların ortak noktası şu:
+...nası bi kafa bu ya?
-ev tipi tombul tüpe benzer.
cesetler yangın merdivenin olduğu noktada bulundu
-
adana büyükşehir belediye başkanınin, 29 kasım 2016 adana öğrenci yurdu yangını hakkinda yaptigi aciklama.
simdi biraz empati yapiyoruz ve aklimiza o ani getiriyoruz. devlet babamizin bizi yönlendirdigi bir tarikatin yurdunda yangin cikti, 3.kattayiz ve cikis noktasinda yangin birden o kadar cok büyüdü ki, arkadaslarimizla asagi inemiyoruz. cigliklar, yüzlerdeki korkular, endiseler, panik havasi, kosusturan ögrenciler arasinda yangin merdivenine yöneliyorsunuz, alevler büyüyor ve karbonmonoksit gazi altinda nefes almakta zorlaniyorsunuz. yangin merdiveninin kapali oldugunu biliyoruz ya, bir umut belki yangin öncesinde bu sefer acmislardir. o noktada toplanan arkadaslarini görüyorsunuz, caresizce kapiyi zorluyorlar, bagris, cagris, cigliklar, öksürükler. oraya gidiyoruz, kapiyi bir-iki zorluyoruz, vuruyoruz, kirmaya calisiyoruz, elimiz aciyor, kaniyor, ama acilmiyor. caresizce etrafimiza bakiniyoruz, arkadaslarimiz hickirircasina agliyor, alevler bizim kati sarmis vaziyette, diger odalardaki camlara da ulasamiyoruz. ve cigliklar arasinda, endiseyle, ailemizle ve arkadaslarimizla son bir defa konusamadan, onlarin sesini dinleyemeden bekliyoruz.
hayal kuralim biraz, empati yapalim. yapalim ki belki biraz utaniriz, belki 2 gün sonra unutmayiz.
nusret'teki 999 liralık ramazan menüsü kampanyası
-
fakirlerin halini anladıktan sonra, zenginlerin halini anlamamızı hedefleyen menü.
sarhoş diyalogları
-
geçen hafta kalabalık bir halde ezel izlerken;
-ya bu şey değil mi? hani elveda rumeli'de de oynamıştı, berrak tüzünatak.
+yok berrin panik atak.
/berna kontra atak.
-belgin kontraplak.
+billur karabatak
/belma ikiz yatak.
...
...
...
epey gitti bu böyle.
buse terim
-
yediğini içtiğini, evinin köşesini bucağını, nişanını, düğününü, balayını, hayatıyla ilgili her türlü detayı 7 milyar insanın bir tıkla ulaşabileceği şekilde paylaşan kişilerin olumsuz yorum aldıklarında mağduru oynamasını son derece iki yüzlü buluyorum.
buse terim de onlardan biri.
teşbih hata kaldırmaz ama hisselerini halka açıyorsan düştü çıktı diye ağlamayacaksın.
cmylmz diamond elite platinum plus
-
halktan, sokaktan kopmuş diyesim geliyor ama pek çok kişi söylemiş zaten.
cem yılmaz muhtemelen hiç metrobüs'e binmemiş. hiç marmaray'la denizin dibinde kalıp yürümemiş. en son ne zaman tahtakale'de dolanmış bilmem. üç harfli marketlerden alışveriş yapmış mı hiç? kusura bakmayın ama türkiye'de sıradan hayatın son 20 yıldaki akışından pek bir detay yok artık esprilerinde. zaten kendi dar arkadaş grubu dışında kaç kişiyle gerçek ilişkiler kurabilir bunca servet ve şöhretle. sonuçta tükeniyor o kaynak da. ben 70'li, 80'li yıllar nostaljisi yüklü filmlerini de çok başarılı bulmuyorum. çünkü bende bir karşılığı yok.
ha, yaşım da cem yılmaz'a yakın bu arada. nesil farkımız yok. ama hayat apayrı yerlere sürüklemiş bizi. halbuki 90'larda ben de istiklal'de fink atıyordum. aynı mizah dergilerini okuyor, aynı barlarda içiyor, aynı sınırlı medyaya maruz kalıyorduk. her şey çok güzel olacak örneğin, ne kadar bizden, sokaktan bir filmdi. ama son izlediğim ali baba filmindeki karakterler gerçek hayattakinin kötü bir kopyasından da kötü. gülünç bile değil, acınası. halbuki sokakta çok daha komiği ve sahicisi var bunların. ama cem görmemiş ki bu evrimi. en son ne zaman nalbura, elektrikçiye, iddia bayine gitmiş? gerçi gitse bile hangi seviyede ilişki kurabilir ki?
şimdi ben yine toplu taşımadayken cem teknesiyle koyları dolanıyor. çevresinde de onlarca şakşakçı. bu saatten sonra da pek bir güncel ortak gülmecemiz olmaz herhalde.
eski esprileri, eski filmleriyle yad edelim artık. her şey için teşekkürler.
tenten ve altın post
-
--- spoiler ---
özgün fransızca ismi "tintin et le mystère de la toison", ingilizce ismi "tintin and the golden fleece" olan 1961 fransa-belçika ortak yapımı ve jean-jacques vierne imzalı macera filmi. film, ülkemizde daha çok "tenten istanbul'da" adıyla bilinir. belçikalı çizer hergé'nin ünlü çizgi kahramanı tenten (tintin) karakterine dayandırarak senaryosunu andré barret ve rémo forlani'nin birlikte yazdıkları filmi jean-jacques vierne yönetmiştir. başrollerinde jean-pierre talbot ve georges wilson'ın oynadıkları bu filmin önemli bir bölümü türkiye'de (istanbul'da) geçmektedir. ayrıca filmde ünlü şarkıcı dario moreno da rol alır. ek olarak, imdb.com puanı 6/10 olan en beğenilen tenten filmidir. son olarak, andré popp imzalı filmin tema müziği budur. bu da, filmden bir diğer güzel eserdir.
konusu
tenten (jean-pierre talbot), arkadaşı kaptan haddock (georges wilson) ve köpeği boncuk, haddock'a ölen bir arkadaşı tarafından miras olarak bırakılan eski bir tekneyi almak üzere istanbul'a gelirler. külüstür haldeki gemiye değerinin çok üzerinde bir para teklif edilmesi ile durumdan kuşkulanan haddock, gemiyi satmaktan vazgeçer ve akabinde bir ölüm tehlikesi de atlatır. olaylar ilerledikçe, geminin sırrı yavaş yavaş ortaya çıkacaktır.
oyuncu kadrosu
aktör/aktris rolü
jean-pierre talbot tenten
georges wilson kaptan haddock
georges loriot profesör turnösol
dario moreno midas papos
ulvi uraz malik
kamer sadık (kamer baba)
faik coşkun kahveci
film hakkında notlar
- "tenten ve altın post", "tenten" karakterlerine dayandırılarak çevrilen ilk tenten filmidir. bu filmden sonra, 1964'te "tintin et les oranges bleues" filme alınmıştır. 1972'de çevrilen üçüncü tenten filmi ise "tintin et le lac aux requins" idi, ama ilk ikisi gibi canlı oyuncularla çekilmedi, bir animasyon filmiydi. çevrilmelerinden kısa süre süre sonra her üç filmin de "film kitapları" yapıldı.
- "tenten ve altın post", tenten uzmanları (tintinologists) tarafından en iyi tenten filmi olarak değerlendirilir. devamında gelen "mavi portakallar" ise o kadar başarı sağlamamıştır.
- filmin çekimleri istanbul ve pire'de (yunanistan) gerçekleştirilmiştir. filmde, ünlü izmirli şarkıcı dario moreno ve sinema-tiyatro sanatçısı ulvi uraz da rol almışlardır.
- "tenten ve altın post" filminin önemlice bir kısmı istanbul'da çekilmiştir ve filmde türk sinemasından bazı oyuncular da rol almışlardır.
- istanbul'un bazı tarihi mekanlarının, limanlarının, mahalle ve sokaklarının 1960'lı yıllardaki hallerinin renkli görüntülerle tespit edilmiş olması, filme tarihi bir belge değeri de kazandırmaktadır. bu belge nitelikli görüntülere, aslında o yıllarda çevrilmiş siyah beyaz türk filmlerinde de sıklıkla rastlanmaktadır; ama "tenten ve altın post" filminde, bu kez bu görüntüleri gerçek renkleri ile de görme imkânı vardır.
imdb.com - http://www.imdb.com/title/tt0055526/
wikipedia - https://en.wikipedia.org/…tin_and_the_golden_fleece
vikipedi - https://tr.wikipedia.org/wiki/tenten_ve_altın_post
filmden kareler - https://www.youtube.com/watch?v=if6hvtlom-c
full film - https://www.izlesene.com/…-istanbul-da-1961/8805778
--- spoiler ---
türkiye'de pahalı olan şeyler
-
ıphone
garipoğlu ailesi'nin yaptığı ilginç nişan
-
allahım iyi ki standart bir ailede doğmuşum, iyi ki nişan törenlerimizde ailenin genç kızlarından biri yüzük tepsisini tutuyor, iyi ki anlamsız topuzlarıyla yengelerimiz var, iyi ki "burada birbirini seven iki gencin... diye başlayan konuşmayı yapan ailelerden birinin ağzı iyi laf yapan büyüğü var, iyi ki takı merasimimiz, iyi ki halay başında kendini kaybeden akrabalarımız var, dedirtti bana.
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
kişinin kendi omuzuna zaman zaman kondurduğu ufak öpücükler.
engin ardıç'ın 10 haziran 2015 tarihli yazısı
-
şimdi anladınız mı başkanlık sisteminin faydasını diye sormuş. yoo enginciğim anlamadık, zorlama boşuna.
ayrıca dolar fırladı, ekonomi batıyor, mutlu musunuz diyorsun ama adama demezler mi bu akp 13 yıldır ekonomiyi sağlama alamamış mı ki bir değişimde darmaduman oluyoruz? adama derler gerçi bunu sana değil, pardon.