hesabın var mı? giriş yap

  • oyundaysak ver ordan 1 milyon dolar bana, ben de oynayayım azıcık.

    debe edit: akdeniz üniversitesi hastanesi kemik iliği nakli servisinde yatan çocuk hasta için acil 0 rh + trombosite ihtiyaç varmış. verebilecek olanların `@cloudy and kinky` ile iletişime geçmesini rica ediyoruz.

  • çok sevdiğim arkadaşımın evine kahvaltıya gittiğimde, kahvaltının susam sokağı tadında işlenmesi beni dumurdan dumura sürüklemiştir. arkadaşım henüz uyanan ev halkı için annesine:
    - anne baba nerde
    - baba uyuyo yavrum
    -hmm peki ya abi ? abla?
    - abi kalktı abla yüzünü yıkıyor yavrum

    bu konuşmaların şokunu atlatamadan arkadaşımın işitme engelliler için kahvaltı yapışını izlemeye başladım, kendisi sofradaki herşey konuşuyor yemeden önce yüksek sesle isimlerini sayıyordu:

    -hmmm ekmeğimizi alalııım, önce bir parça tereyağı ve biraz balllll.....hani benim zeytiniiiim, iişte burdaaa hoop bi parça zeytin......bugün hiç reçel yemedim, hmmm çilek reçeli, bayılırım...

    bütün bunları arkadaşım komiklik yapıyor herhalde diyedüşünerek seyrettim ama sofrada kimse gülmüyordu, ve bu aile gerçekti.

  • ilk uyanan elflerin ilk kralı finwe’nin torunu, henüz güneş ve ay yaratılmadan önce, ağaçların çağında dünyaya gelmiş ve ağaçların ışığını saçlarına hapsetmiş, kendisinden üç defa saç teli isteyen amcası koca feanor’u reddederek onun ağaçların ışığını hapsetmek için başka bir yol ararken silmarilleri yaratmasına sebep olmuş, bildiğim kadarıyla binlerce yıllık hayatında tek bir savaşa dahi fiziken katılmamış, lord elrond’un kayınvalidesi, lord celeborn’un eşi, yüce kral gil-galad’ın dedesinin kardeşi, “ışığın hanımı” ve tüm arda tarihindeki “elf kadınlarının en yücesi” leydi galadriel’i, bomboş ve tembelce bir senaryo yazımı ile ezik elf takımının çavuşu, uzun mesafe yüzücüsü, saçma sapan fanilerin saçına dokunduğu, kulağına baktığı, yarım yamalak anlatılan bir intikamın peşindeki zeyna*ya çevirmiş milyar dolarlık dizi.

    güçlü kadın karakter görmek isteyen açıp film üçlemesindeki galadriel’i, onu ziyaret eden yüzük kardeşliği üyelerinin duyduğu korkuyla karışık müthiş saygı ve hayranlığı, gimli’nin heyecandan titreye titreye o muhteşem saçından bir tutam istemesini hatırlasın.

    zamanında peter jackson da çok eleştirildi, ancak üzerinden geçen 20 yılda film üçlemesinin tolkien’in bu eşsiz detaydaki evrenini ne kadar orijinale sadık ve kaliteli hikaye anlatımı ile görselleştirdiğini fanların büyük çoğunluğu kabul etmiş durumda.

    fakat bu dizi, kitaplar ve filmler ile kazanılmış milyonlarca fanın varlığından sadece “faydalanmak” adına yapılan “kötü” bir girişimden başka bir şey değil. dizinin adında yüzüklerin efendisi adının geçmesi tamamen bir marka satın alımından ibaret. galadriel başta olmak üzere, elrond, gil-galad, celebrimbor ve sauron gibi ilk iki bölümde gördüğümüz, tolkien edebiyatından alınan üç-beş karakter ve mekanlar da sadece isimlerden ibaretler. içleri bomboş ve çocukça uydurulmuş hikayelere büründürülmüşler. tek kelime ile yazık.

  • o kadar alışmışsınız ki insanların acısını, sevincini sosyal medya üzerinden göstere göstere yaşamasına insan bir gün sessiz kalıp yasını yaşasa size garip bir olaymış gibi geliyor.

    çıkın artık şu kalıplaşmış durumlardan.

  • açılın, pripyat belediye reisi sözcüsü geldi.

    vnimaniye druzya!

    evvelâ yangının 4 nisan’da 20 hektarlık bir alanda başlayarak birkaç gün içerisinde 35 hektardan fazla bir alana yayıldığı açıklandı. 13 nisan’a gelindiğinde ise bu yangının pripyat şehrine oradan da rüzgârın etkisi ile çernobil’e doğru ilerlediği belirtiliyor. aynı zamanda yangının çernobil bölgesinde bulunan son derece aktif olduğunu belirtilen atıkların da bulunduğu depolardan yalnızca 1-2 kilometre uzakta olduğunu söyleyenler var. tüm bunlar yaşanırken kolluk kuvvetleri etraftaki köyleri tahliye ediyorlar. yangının söndürülmesi çalışmalarında 400’e yakın insan ve uçak da dâhil olarak üzere pek çok kişinin çalıştığı belirtiliyor. ukrayna yetkilileri kiev ile etrafındaki radyasyon geçmişinin normal sınırlar için olduğunu ve gama ışını dozunun güç seviyesinde bir değişme yaşanmadığını açıklıyorlar. elbette, bölgedeki radyasyon seviyesinin 16 kat arttığını söyleyen kaynaklar da mevcut. ukrayna kolluk kuvvetleri yangının nedeninin kundaklama olduğunu açıkladılar. yine haberlere göre kimliği de tespit edilmiş ve yakalanmış. kolluk kuvvetlerinin yakaladığı 37 yaşındaki bu yerel sakin, köyünde yaktığı ateşin kalıntılarını el arabasıyla köyün dışına taşıyor ve kuru çimlerin üzerine döküyor. böylece yangın başlıyor. ama bilin bakalım ne oluyor? adam yangının yayıldığını görmesine rağmen görevlileri aramıyor ve yangını kendi başına söndürmeye çalışıyor. elbette başaramıyor. şayet bu hikâye polislerin uydurması değilse.

    tabi bu esnada ülke epey bi’ karışıyor. ukrayna nükleer enerji ve sanayi gazileri derneği (derneğin ismi muazzam), ülkede kritik bir durum olduğunu belirterek devlet yetkililerine bir mektup yazıyorlar. bu mektupta başka bir çernobil tehlikesi olabileceği üzerinde duruyorlar elbette. yine ukrayna devlet ajansı kamu konseyi üyelerinden biri facebook hesabından yangının pripyat şehrine ulaştığını ve atıkların bulunduğu depoya yaklaştığını açıklıyor. fakat içişleri bakanı yardımcısı yangının nükleer atık depolarını tehdit etmediğini belirtiyor. şimdilik haberlere düşenler bunlar.

    spasiba za vnimaniye!

    yangın kontrol altına alındı düzenlenmesi:

    rusya acil durumlar bakanlığı’ndan bir temsilci yangının bulunduğu bölgeden 190 km uzakta bulunan bryansk’ta radyoaktif arka planın normal olduğunu açıkladı bu süreçte. aynı açıklamayı rusya tüketiciyi ve insan sağlığını koruma kurumu da yaparak rusya’daki radyasyon durumunun sabit kaldığını ve kontrollere devam edildiğini açıkladı. elbette bu resmî açıklamalar ne kadar gerçeği yansıtıyor bilemeyiz. yine 86’daki patlama sonrası çalışmalara da katılan isimlerden olan ivan lebedev de devam eden yangınların insan sağlığını etkileyecek büyüklükte olmadığını söyledi.

    tüm bu açıklamalardan sonra çernobil bölgesindeki yangının söndürüldüğü açıklandı. yangının söndürülmesinde yağan yağmurların etkisinin büyük olduğunu söylüyor kaynaklar. yine radyasyon seviyesinin sürekli ölçüldüğünü ve ellerine ulaşan verilerin normal olduğunu vurguluyor ukraynalı yetkililer. kurtarma çalışmaları kapsamında 405 personel ve 96 adet ekipman kullanılmış. ayrıca itfaiye ekiplerinin 227 sorti yapmış ve toplamda 500 ton su kullanılmış. ukrayna acil durumlar servisi başkanı nikolay çeçetkin'in ukrayna cumhurbaşkanı vladimir zelenskiy'e sunduğu raporda yangının kontrol altına alındığını fakat çalışmaların birkaç gün daha devam edeceğini ifade etmiş.

    vladimir zelenskiy de yaptığı açıklamada durumun tamamen kontrol altına alındığını; istasyon ve insanlara yönelik hiçbir tehdidin bulunmadığını belirtti.

    son olarak da nükleer ve radyasyon güvenliği merkezi'nden alınan verilere göre çernobil bölgesindeki yangından dolayı kirlenen havanın güney ve güneydoğu yönünde hareket edeceği belirtiliyor.

    yapılan bu açıklamalar doğru ise şayet olası bir felâketten böylece kurtulmuş oluyoruz, en azından şimdilik.

  • ekmek arası dönerin alım satım işlemi esnasında usta tarafından müşteriye yöneltilen soru cümlesi. cevap evetse, aç arkadaşımız çok fazla dünyevi kaygılar taşımayan samimi bir soğan dostudur. hayır diyenlerin ise yakın gelecekte öpüşme ihtimali olduğunu düşünerek bu cevabı verdiğini söylemek mümkün. (kusura bakmayın, soğan sevmeyen bir insan olabileceği ihtimalini düşünmek istemiyorum) bir üçüncü yanıt ise “az olsun” dur. bu yanıt ise kişinin soğan sever bir insan olduğuna, sevgilisi olmadığına ve fellik fellik arandığına işaret eder. ha, bir de bu “az olsun”cuların oyu genelde merkez sağ partilere gider (ingiltere’de işçi partisi’ne). kısacası, soğan deyip geçmeyin...

    - soğan olsun mu??
    - bi saniye... alo nuriye... soğan olsun mu diyo usta... öpüşür müyüz bugün ona göre...hmm, tamam anladım... görüşürüz... kapattı... olsun usta, bolca koy...

    - soğan olsun mu?
    - bi an hiç sormayacaksın sandım... olmasın... öpüşelim mi??

    - soğan olsun mu?
    - yok, olmasın...
    - korunmayı unutma!!

    - soğan olsun mu?
    - az olsun...
    - üzülme aslanım, sana kız mı yok...

    - soğan olsun mu??
    - olsun olsun...
    - peki ya öpüşecek olsanız bugün biriyle??
    - sana ne yarraam!!!
    - gerçekten de yukarıda yazdığı gibi samimi bi insansınız...
    - ne sandın amck kafalı!!!

    - soğan olsun mu??
    - olsun...
    - akbaba olsun mu??
    - akbaba olmasın... hmmm, güzel şarkı sözü olur bundan...

  • bizim ailenin dinde tavan yaptığı zamanlar bi muhabbet kuşu almışlardı. kuşa allah bir elçisi muhammed demeyi öğretmişlerdi. garibim kuş da allah biri diyor elçisi muhammed de elçsimoam deyip kalıyodu öyle.. ben bu kuş yüzünden osbir çekemedim kaç zaman. beni de çok severdi ibne. ne zaman hallensem kuş dibimde allah bir allah bir demeye başlardı. ergen aklıyla hep yarım bırakırdım osbiri korkudan.. aileye bak lan..