hesabın var mı? giriş yap

  • iphone 6s için tavsiye isteyenler için geldiğim başlık.

    sular seller gibi akıyor dostlar. güvenle indirin. şukumu verin sizin için kurban ettim kendimi ama ölmedim işte.

    bu defa adamlar yapmış. inanılmaz değişiklikler var hoşuma gitti.

    ama bir dahaki güncellemeyi ben yapmam ilk söyliyeyim sıra sizde.

    üst edit: qandırdım nazlı yari o çılgın sözlerle. ahaha sevgili yazarlar baktım kimse 6s telefonuna ios 12 yüklememiş. len beni tanımadınız mı? ıphone 4s'imi de kaç sene ios 6 ile kullandım. yüklemeyin arkadaşlar ne sabırsızsınız. ne oluyor yükleyince? bırakın bu işleri gezin tozun. girdiğiniz instagram, whatsapp zaten.
    saygılar sevgiler.

  • kendi blockchain ve ekosistemine sahip olan; hali hazırda en hızlı işlem gücüne sahip crypto-currency'dir.

    zaten grafiklerine bakarsanız stabil olarak nasıl artış yaptığını göreceksiniz.

    bir konuyu açığa kavuşturmak isterim. her crypto para bir coin değildir!
    crpyto paralar 2 gruba ayrılır. coin ya da token.

    peki bunların farkı nedir?

    kendi blockchain sistemine sahip olan cryptoların parasına coin denir.
    örnekler: bitcoin- ethereum- solana -litecoin

    mevcutta olan bir blockchain üzerine kurulmuş, bu chainler üzerinde oluşturulan projelere ise token denir.

    milyonlarca işinin internette satın aldığı coğu crypto birimi %80 ihtimalle ethereum eko-sistemi üzerine kurulu olan projelerdir. ethereum, özünde zaten bu düşünülerek hazırlanmıştır. fakat hem ethereum'un btc den sonra ilk koin olması nedeni ile kazanduğı popülarite avantajı hem de sonrasında kurulan birçok projenin kendi altyapısı (blockchain sistemi) üzerinde kurulması, ethereum da hem birim masrafları arttırmış, hem madencilik verimliliğini düşürmüş hem de işlemlerin tamamlanma sürelerininn uzamasına neden olmuştur. hani "gas-fee" yazan bir ibare görüyorsunuz ya, işte o ethereum üzerine kurulmuş para birimlerinin işlemleri sırasında, etheruma ödedikleri aidat olarak düşünrbilirsiniz. son dönemde de gas fee'nin çok artması ethereum üzerinde soru işaretleri oluşmasına neden olmuştur.

    öte yandan solana yani sol kendine ait muazzam bir block-chain sistemıine sahiptir. masrafları inanılmaz azdır. block-chain sitemi muazzam bir dilde-sadelikte yazılmıştır. işlem hızı şuanda rakiplerine göre en iyi durumdadır. lütfen alttaki karşılaştırmayı dikkatle inceleyiniz:

    görsel

    solana'nın muazzam geçmiş tecrübeye sahip kurucuları vardır. qualcomm, intel, dropbox ve google'da üst seviyelerde görev almış bu kurucu ekip solana ekosistemi altında büyük projelere imza atmaktalar.

    sadece solana değil yakın zamanda serum-raydium-fida olmak üzere müthiş projeler ürettiler. ve bu projelere büyük yatırımcı kuruluşlarda milyon dolarlık fonlar sağladı.

    yakın zamanda oyun dünyasına da nft bazlı tokenleri ile girecekler. staratlas isimli strateji-politika-ekonomi barındıran muazzam bir online oyun platformu hazırlıyorlar.

    her geçem gün hacmi iyice artan ve daha çok yatırımcı kazananan bu ekosistemin uzun vadede ethereum fiyat bandına çıkması asla hayal olmayacak diye düşünmekteyim. şahsen sürekli elime para geçtikte düzenli olarak alıp unutuyorum.

    hangi coin ya da tokene yatırım yaparsanız yapın arkadaşlar ısrarla ama ısrarla şun u unutmayın. block-chain sistemi artık dünyanın bir gerçeği. ve giderek her alana girecek bu teknoloji. bu teknolojiye hayır tutmaz batar gider denilmekte. yakın zamanda bu teknoloji hayatımızın her alanında işleyecek ve evet 10.000 i bulan coin/tokenin %90 ı da çöplük!!!! olacak. ve bu nedenle çöplük olması tarihten silinmesi olan coinlerden/tokenlerden uzak durun.

    yatırım yapmadan evvel alacagınız coin/tokenin

    -ekosistemine;
    -projesine;
    -whitepaper'ına
    -üretim hızına
    -üretim esnası maaliyetlere
    -gönderim hızlarına
    -gönderim maaliyetlerine
    -alt yapısında kullandıkları yazılıma ve o dilin basitlik ya da karmaşıklığına bakın bakın bakın.

    hiç bir olayı olmayıp balinaların keriz silkelemek adına pump yaptırdıkları projelerden uzak durun. uzun vadede o projelerden kaçının.

    son olarak binanceden %5 indirimli alış veriş yapmak isteyenler için referanslı linkim buradadır.

    sorusu olanlar her daim yeşillendirebilir.

    edit: yazdıklarım yatırım tavsiyesi değildir.

  • hayatı boyunca kitaplarla çok fazla işi olmamış bir insan olan ben, bu kitabı sevdiceğimin tavsiyesiyle okudum. ne patti smith dinledim bugüne kadar, ne de robert mapplethorpe'un icra ettiği sanat dallarından herhangi biriyle muhattap oldum. bu kitabı, bu ikilinin ortaya çıkardıkları eserleri tatmadan okudum. belki de bu sayede bu kitaptan onların sadece insani yönleriyle ilgili sonuçlar çıkardım, ruhlarını tanıdım. kitap bir ikilinin maceralarını anlatıyor, bir anı defteri en nihayetinde. ama yürüdükleri yollar, yaptıkları hatalar, verdikleri kararlar ve tercihleri bu iki insanı öylesine karmaşık ve sanatla içiçe bir hayat yaşamaya sürüklemiş ki insan iç geçiriyor "ah, aşk dediğin böyle bir şey olmalı herhalde" diye.

    özellikle son bölümünde insanın içi pek bir burkuluyor. sanki sevdiğiniz bir insana son kez veda ediyormuş gibi hissediyorsunuz. ve karakterlerle benim yaptığım kadar özdeşleşmeyi başarabilmişseniz eğer, duygulanıp gözlerinizin dolu dolu olmamasına imkan yok.

    masum, güzel bir aşk hikayesi okumak, 60 & 70'lerin havasını ve atmosferini içinizde hissetmek ve iki adet sanat aşığı insanın hayatlarını her türlü sanata adayışını izlemek için bu kitabı okuyun, okutturun efendim.

  • hala adamın dna testi yaptırıp çocuk esirgeme kurumuna verdiğine kızanlar var. adam o şüpheyle nasıl yaşasaydı, o çocukların suçu ne? en iyisini yapmış. öğrendikten sonra onlarla yaşasa kesin adam da bi pislik yapardı o çocuklara.

    annesi ve babası bırakıp kaçsın, siz evde kalan adama kızın çocuklara sahip çıkmadı diye. hasta mısınız nesiniz ya..

  • hırsızlığı tespit eden memur bu ülkede görevden alınıyor, suçlu çıkarılıyor. hırsızlar korunuyor, işini yapmaya çalışanlar barındırılmıyor.

    (bkz: yeni türkiye)

  • futbolda en yalnız mevki kaleciliktir derler ya bir çift eldivenle kandırılmış sanki özgürlüğü elinden alınmış ceza sahasında geçen koca bir kariyer..takımının gol attığı durumlarda en çok belli olur kalecinin yalnızlığı. bir başına koşar, bir başına taklalar atar, direklere tırmanır, türlü sevinç gösterilerinde bulunur kaleci, arkadaşları az ilerde sevinç yumağı oluşturmuşken. bu aslında saçma bir görüntüdür, çünkü insanın sevinirken yanında sevincini paylaşabileceği ya da sarılabileceği en az bir insan daha olmalıdır bence. fakat, gel gelelim yedek kalecinin yalnızlığına. o yalnızlık ki, kaleci yalnızlığı dahil tüm yalnızlıkların toplamıdır aslında bu hayatta.

    yedek kaleci..yaz kış demeden kenarda battaniyesinin altında maça seyredalan gözleri küçük bir umuda dalıyordur aslında bir gün as kalecinin yerine kendisinin geçebileceği. devre arasında maçlar reklama girer ama stadyumdaysan fark edersin onları denk gelirse o da veyahut dikkatini çekerse. sahaya çıkmış, kalenin önünde sağa sola atlıyor, yalandan da olsa top çıkarmaya çalışıyor ama bezginliği her halinden okunuyor. gol yerken dönüp topa bir de kendisi vuruyor, kendisine gol atıyor. sonra bazen mutluymuş gibi görünüyor, gülümsüyor fakat o en mutlu anında yandan pat diye nerden geldiği meçhul bir top suratında patlıyor. onu bir tek futbol topları anlıyor ama onlar da yanlış anlıyor. diğer yedek oyuncular gibi teknik direktöre arada sitem etme hakkı da kısıtlıdır yedek kalecinin. ancak kimi zaman as kaleci sakatlanıyor, sağlık görevlileri oyuna girerken yedek kaleci de fişek gibi sıçrıyor yerinden. ısınma hareketlerine başlıyor hemen zikzaklar, yerinde atılan deparlar, sıçramalar tam pijamasını çıkarıp oyuna girecekken "taam taam iyiyim" diyor as kaleci ve geri dönüyor yedek kaleci klubesine, battaniyesinin içine. hala sıcak, zaten fazla uzaklaşmış olamazdı..en kötüsü de, bazen kaleci kırmızı kart yer ama yedek kaleci yerinden bile kıpırdayamaz. çünkü takımın oyuncu değişiklik hakkı dolmuştur. evet dolmuştur bu hak ve o an kaleye defans, libero yahut orta saha hatta kimi zaman forvetten biri geçer. hele bir de penaltı falan kurtarırsa varlığını, dünyadaki yaşam sebebini sorgulamaya başlar o vakit yedek kaleci. son düdük çalar, maç biter, soyunma odasına gidilir.bu olayın ya da başka pozisyonların kritiği yapılır duş altında yedek kaleci ise duş bile almaz çoğu zaman aslında.

    ve dönüp bakıyorum kendime ensesi uzamış kaleci saçımla, promosyon şapkam ve kramponlarımla yedek kalecinin ağır yalnızlığını yaşıyorum bu hayatta. evli çiftlerin, sevgililerin, mutlu insanların, arkadaş gruplarının hatta yalnızların ve hatta diğer ağır yalnızların arasında kimseye farkedilmeden, dokunmadan, belki de dokunamadan yürüyorum yavaşça. bir çocuk ürkekliğiyle gökyüzüne bakıp "hocam ne zaman oyuna alıcan beni" diye küçük bir sitem ediyorum onu da uzaklara bakmaktan yakını göremez hale gelen gözlerimle yapabiliyorum en fazla. bazen de oluyor gibi, yalan yok umutlanıyorum o ara iniyorum saha kenarına büyük bir heyecanla yan yan sekerek koşturuyorum. kollarımı çeviriyorum değirmen gibi, türlü ısınma hareketleri yapıyorum bir bacak önde çökme hareketi..yerimde sıçrıyorum bir kurbağa gibi ama sonra acı bir ses geliyor kulağıma "otur otur" diyor ve dönüyorum yerime geri, giriyorum sıcak battaniyemin içine hiç kullanamadığım eldivenlerimle ve pijamamla koca bir ömrün geçmesini bekliyorum.

  • doguya giden ogretmenin hayat kesidi bu. buyuk ihtimal evden ayrilirken anasindan babasindan aldi o esyanin paralarini ya da lojmanda ondan once kalan kisi birakmistir. dag basinda, insanlarin haritada arayip bulmakta zorlanacagi bir noktadasin. hicbir sosyal hayatin yok. koyde sinif ogretmeniysen arkadasin dahi yok. bir basinasin. kimi zaman aklina kacirilma, operasyon, orgut gibi seyler gelince yahut esin dostun gorev yaptigin yerden bahsederken allah kurtarsin deyince okulun hemen onundeki ay yildizli al bayrak aklina gelir. vatan sag olsun dersin. yasanabilir, uygar, terorsuz bir turkiye cumhuriyet'i icin her zorluga gogus gerersin. suyun gider gunlerce gelmez, kisin elektrik bir var bir yok, yanan sobanin ustundeki güğüm eslik eder sana.

    ama birileri oturduklari luks evlerde, plaza hayatlarinda, metropol kosturmacasinda senin aldigin maasin haram oldugunu ve hak etmedigini soyler.

    mekanin cennet olsun meslektasim.