hesabın var mı? giriş yap

  • ön edit: bu entry'deki bilgileri ve daha fazlasını şurada video olarak da anlattık. ister izleyin, ister okuyun.

    bugün debe'ye giren entry'e ek olarak bazı yapım notları paylaşabilirim meraklısı için.

    - show tv osman sınav'a bugünün debe entrysinde bahsedildiği gibi wiseguy isimli bir diziyi uyarlamasını söylüyor. osman sınav "bir arkadaşlarla konuşayım" diyerek raci şaşmaz ve bahadır özdener'e geliyor. bu ekip yıllarca deli yürek'i yazan ekip. ancak artık dizi yazmak istemiyorlar. deli yürek'te çok yorulduklarını düşünüyorlar.

    fakat;

    raci şaşmaz wiseguy'ı duyunca heyecanlanıyor. çünkü bu onların gençken müptelası oldukları bir dizi. osman sınav'a diyor ki;

    "hocam bana 10 bölüm kaset getir. ben sana 30 bölümlük hikaye çıkarayım."

    başlıyorlar çalışmaya. kasetler geliyor ancak hiç izlemiyorlar. diziye kafa yorarken bir gün raci şaşmaz geliyor ve diyor ki;

    "soner yalçın aramıza katılırsa ancak bu iş olur."

    - soner yalçın'ın ekibe katılmasıyla dizi bambaşka bir boyuta evriliyor. yakın tarihi ve mafyayı anlatmaya karar veriyorlar.

    - "kurtlar vadisi" ismini ilk bulan raci şaşmaz. soner yalçın da en büyük destekçisi. bahadır özdener ise "kurt" ifadesinin mafyayı anlatan bir dizide ülkücülere gönderme olarak algılanabileceğini düşünüp itiraz etse de başarılı olamıyor ve isim kurtlar vadisi olarak kalıyor.

    - soner yalçın her ne kadar konsept danışmanı olarak gözükse de aslında bizzat işin içinde. çoğu şeye beraber karar veriyorlar ve üçünü de aynı anda heyecanlandırmayan hiçbir unsur diziye yazılmıyor. bazen "ancak" yerine "lakin" mi yazalım, "yahut"mu yazalım diye saatlerce tartıştıklarını söylüyorlar. ince işçilik muazzam.

    - dizinin tdk tarafından "türkçeyi en iyi kullanan dizi" ödülünü almasının baş mimarı raci şaşmaz'dır. çünkü diyalogların asıl mimarı o. ömer lütfi mete'nin de yardımcı olduğu söylenir. "ömer baba" adının nereden geldiğini anlamışsınızdır. hikaye kurgusunda ise büyük oranda bahadır özdener katkı sunuyor.

    - raci şaşmaz ve bahadır özdener aynı anda ekmek teknesi dizisini de yazıyorlar. haftada birbirinden bağımsız iki dizi yazmak ve ikisinin de fenomen olması kuşkusuz çok büyük bir iş.

    - necati şaşmaz'a oyunculuk çalıştırma işi erdem ergüney(deli hikmet) ve osman wöber (deve tuncay) tarafından üstleniliyor. fark ederseniz polat karakteri 20.bölümden itibaren değişim geçiriyor.

    - kurtlar vadisi ırak filminde "polat, ırak'a çuval hadisesinin intikamını almak için gider" fikrini bulan kişi soner yalçın.

    - erdal kömürcü ve babası abuzer'in hikayelerini bulan kişi soner yalçın. her hafta yeni yeni hikayeler getirdiğini söylüyor bahadır özdener. büyük ihtimal uyuşturucu imal edilen sahnelere de danışmanlık yapan o. çünkü "behçet cantürk'ün anıları" isimli kitabında detaylı olarak imalat süreçlerini ve hammaddeleri anlatıyor.

    - abidin'in diziye dahil olma süreci ise ilginç.

    otomatik kuru sıkı silah ihtiyacı oluyor. raci şaşmaz rize'den bir bağlantıya ulaşıyor. bu adam diyor ki "ben yaparım." raci şaşmaz da diyor ki "sen bu silahı yap, seni dizide oynatacağım." ancak aradan haftalar geçiyor ve adam arayıp silahı yapamadığını söylüyor.

    birgün raci şaşmaz'ın telefonu çalıyor ve adam "beni dizide oynatacaktın, ben çoluğu çocuğu aldım geldim istanbul'a." diyerek raci şaşmaz'a ızdırap oluyor.

    yine bu adamla yaptığı bir telefon konuşması sonrasında raci şaşmaz sinirleniyor ve bahadır özdener'e dönerek

    "bahadır yaz tuncay'ın yanındaki adamın ismine: abidin."

    - dizinin ilk dört bölümü bayağı düşük reyting almış. sonradan fenomen oluyor.

    not: bilgilerin çoğunu aşağıdaki linklerden edindim.

    https://youtu.be/gqt06igdwl8

    https://youtu.be/7fupcszipjq

    https://youtu.be/pohaqlhugsg

    https://youtu.be/nxpuyzexuec

    ancak raci,bahadır ve soner üçlüsünün dizi devam ederken verdikleri bir röportaj var. gazetelerde yayınlanan. 2004 tarihli olması lazım. çok eski bir metin. ne kadar aradıysam da bulamadım. bilgilerin çoğu orada. bulan olursa bi yeşillendirsin.

  • mutsuz bir evlilik bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri.
    işin mi kötü, değiştirirsin. arkadaşların mı nankör, hayatından defedersin. ailende mi pislikler var, görüşme; neticede sen seçmedin onları, doğumunla gelen bir eklenti paketiydi hepsi.

    oysa evlilik öyle değil.. sırtına zibilyon tane umudu, hayali, planı yüklenip evleniyorsun biriyle. sen seviyorsun. sen seçiyorsun. sen yürüsün istiyorsun. aşkınız kabından taşıyor, çocuğun oluyor. ama olmadı mı olmuyor, yürümüyor.. isteyerek seçtiğin ve bir nikah memurunun önünde "evet" diyerek başladığın hayatı, bir başka salonda, bir hakimin karşısında "evet, boşanmak istiyorum" diyerek bitiriyorsun.

    bugün anneler günü.
    kızım babasında.
    sabahın beş buçuğunda, gözleri çakmak çakmak geldi yanıma.
    "gitmek istemiyorum, anneler günü bugün, seninle olmak istiyorum" dedi.
    baba günü bugün dedim.. gitmezsen üzülür dedim.. yarın acısını çıkartırız biz dedim..

    "kahretsin ki beceremedik geçinmeyi..
    yanlış insanlar seçmişiz evlenmek için..
    mutsuz olduk, mutsuz ettik..
    affet kızım, üzüntümüzü senin üstüne de bulaştırdık.." diyemedim.

    baba günü bugün dedim.

  • benim içime dert olmuş alacaktır. 1 mart 2010 tarihindeki malvarlığı açıklamasında görülen ve 16 haziran 2011 tarihindeki malvarlığı açıklamasında yerini aynen koruyan alacaktır.

    arkadaşım kimsin sen? sen kimsin ki başbakandan borç alıp 1 yıl boyunca ödemiyorsun? bak bu daha 2011 rakamı, yıl 2012 oldu belki hala ödemedin. başbakanın bankada 3 milyon 390 bin 384 tl'si, 25 bin euro'su, 199 bin 867 doları olabilir, parası var diye niye borcun üstüne yatıyorsun arkadaşım. neden bu halk çocuğunun parasını vermiyorsun? belki kendisi 4 milyona bir şeyler alacak ama 3 milyon 400 bin lirası olduğu için alamıyor? efendiliğinden alacağını da isteyemiyor, bunları düşünüyor musun hiç?

    bak arkadaşım, başbakan güzel bir insan, tutmuş sana 500 bin lira borç vermiş, tamam güzel kullanmışsın, işini görmüşsün ama yeter, yıl olmuş ver artık borcunu. hiç mi utanmıyorsun bu gariban dostu, halk çocuğu başbakanın parasının üzerine yatmaya? biliyorum o söyleyemiyor sana ama ben buradan sesleniyorum, versene olm artık şu borcunu!

  • bugunlerde harikulade bir yasa geciyor danimarka parlementosu'ndan. halk, bundan sonra kendi arasinda uygun gordugu/istedigi bir seyi, 50bin imza toplama kosulu ile mecliste gorusulmesi icin kanun teklifi verebilecek.

    dusunsenize. biz daha internette bile "devletin bize uygun gordugu" sitelere girebiliyoruz sadece. haha sinirim bozuldu, adamlar kanun teklifi veriyor meclise. ne hakla ya? kimsin sen? halksin hepi topu...

    sozum ona, ulkesinde "ileri demokrasi" oldugunu dusunenlere cok yabanci gelecek uygulama gercekten.

    k: http://m.t24.com.tr/…nun-teklifi-sunabilecek,306338

  • bir balya parayı havaya atsa kurtulacaktı halbuki dedirten olaydır.

    başıma bir şey gelmeyecekse yakalanmasına üzüldüm. skmişim bankasını!

    -----

    edi: imla

  • mesleğinin gereğini yerine getiren kişidir.

    bu adamın mesleği ne güzel arkadaşım? diş hekimi. diş cilacısı, diş fırçalayıcısı, diş müteahiti vs değil. diş hekimi. hekim nedir? doktor. peki doktora bir doktor bre doktor gel beraber doktor doktora dolaşalım dese burada bir sorun olur mu? olmaz.

  • - makbule'nin büyü yapmak için gülenay'ın kedisinden (simge) bir tüy koparmasından -- sonra gülenay'ın "değmesin yağlı boyaaaa" diye bağırması
    - kaplan kuru temizleme
    - cem'in atarlanması karşısında koruma çetin'in geri vitese takması
    - şahika'nın sihirli ayna yapan kayhan yıldızoğlu'nun oynadığı tipe sus be amca diye atarlanması
    - "yol veeeer"
    - burhan altıntop hayratı çeşme ve üstünde burhan'ın hayatını anlatan hoparlörler
    - burhan'ın ikea'da masum anadolu insanı diye anadolu yakası'nda yaşayan 7 göbek istanbullu bir adamla fotoğraf çektirmek istemesi
    - ...
    - ...
    190 bölümün repliklerini de ezbere sayabilirim zira dizi bittiğinden beri haftada en az 5-6 bölümü tekrar tekrar izliyorum (utanmadan).

  • kesinlikle yok artık dedirtti. ücretler:
    1 oturum:40 tl
    2 oturum:80 tl
    3 oturum:120 tl
    4 oturum:160 tl
    artık ciddi anlamda insanlarla dalga geçtiklerini düşünüyorum.zaten bu sınava başvuran insanların çoğu mezun ve işsiz.
    25-30 yaşındaki bir insan için ailesinden harçlık almak ne kadar ağır bir durumdur bilir misiniz?
    yazık gerçekten yazık bu ülkeye.
    ben ailemden ayrı yaşayan bir insanım.
    bir şekilde işsiz de olsa hayatıma devam ediyorum.
    bazen kuru ekmek ve zeytin yiyorum.bazen domates ekmek yiyorum.
    inanın 5 liralık bir şey alırken bile yarım saat düşündüğümü biliyorum.
    sadece ben değilim bu durumda olan.
    benim gibi çok kişi var bu şartlarda sınava hazırlanan.
    bu kadar zorluklar altında çalışırken sınava 2 ay kala sistemi değiştiriyorsunuz dalga geçer gibi.
    şimdi de fahiş fiyatlar.
    mecbursunuz ben ne dersem yapmaya durumu.
    zaten bu ülkede en değersiz olan şey insandır.
    boşverin devlet büyüklerimiz düşünmeyi sizler bizi.
    ama sadece şunu söylemek istiyorum: hiçbirinize hakkımı helal etmiyorum.