hesabın var mı? giriş yap

  • düşük maliyetli havayolu kavramını bize öğretebileceğini sanan gerizekalılar tarafından savunulan şirket.

    anlamadığınız şu güzel kardeşim, kimse neden düşük maliyetli havayolu politikası uyguluyorsun diye kızmıyor pegasus'a. kötü hizmet verdiği ve fiyat politikalarını kötüye kullandığı için kızıyor.

    1. ucuz hizmet almak kötü hizmet almak demek değildir. görece ucuz bilet satman, bazı gerizekalıların dediği ''lan bu paraya daha ne istiyorsun?'' deme hakkını ancak çerkeş otogarında verir sana, havalimanında değil. bak dünyadaki lowcostlara anlarsın ne demek istediğimi.

    2. low-cost'san eğer bir görelim 1 euroluk kampanyalar şöyle delikanlı gibi, 49 euro'dan başlayan fiyatlarla diyip 99 euro kaktırarak low cost olunmaz.

    3. çalışanlarını eğit. terbiye ver. çayıra salınmış gibi çalışmasınlar.

    4. çağrı merkezinden para almak ne lan değişik? uçağa giriş parası da isteyecek misin yakında?

    5. rötar yapma. yapacaksan sorumluluk al. yolcularını adam yerine koy, mağdur etme.

    6. bagaj kaybetme. evet kaybetme. 10 seyahatte 3 kez bagaj kaybetme.

    pegasus ucuz diye değil, kötü bir firma olduğu için eleştirilmektedir, ki en çok kullananlardan biri olarak kesinlikle katılıyorum.

  • gerçektir.

    türkiye'de eğer sağ partiler üçe beşe bölünmeden seçime girmişse hep kazanmıştır.

    1950 genel seçimleri: demokrat parti, %55,2-tek başına iktidar
    1954 genel seçimleri: demokrat parti, %58,4-tek başına iktidar
    1957 genel seçimleri: demokrat parti, %48,6-tek başına iktidar

    ------27 mayıs 1960 askeri darbesi-abd'den istediği krediyi alamayınca rusya ile yakınlaşan demokrat parti kapatıldı, 'siz isterseniz şeriatı bile getirirsiniz' sözüyle akıllarda kalan lideri adnan menderes idam edildi.

    1961 genel seçimleri: kapatılan demokrat parti adalet partisi ve yeni türkiye partisi olarak ikiye bölündü. adalet partisi chp ile koalisyon kurdu.
    1964'te süleyman demirel adalet partisi'nin başına geçti, hükümeti düşürdü.

    1965 genel seçimleri: adalet partisi, yüzde 52,9-tek başına iktidar
    1969 genel seçimleri: adalet partisi, yüzde 46,5-tek başına iktidar

    -----12 mart 1971 askeri darbesi-laik türkiye cumhuriyeti'nin geleceğinin tehlikeye düştüğü gerekçesiyle hükümet düşürüldü. rusya ile yakınlaşan adalet partisi lideri süleyman demirel zorla istifa ettirildi.

    1973 genel seçimleri: sağ süleyman demirelin adalet partisi, necmettin erbakanın milli selamet partisi, alparslan türkeş'in milliyetçi hareket partisi, ferruh bozbeylinin demokratik partisi olarak dörde bölündü. c.h.p&milli selamet partisi koalisyonu kuruldu. 7 ay sonra koalisyon dağıldı, yerine sağ partilerin 'milliyetçi cephe hükümeti' kuruldu.

    1977 genel seçimleri: sağ partiler gene beş parçaya bölünüp seçime girdiler. chp doğudan aldığı oyların da yardımıyla birinci çıktı ama hükümeti kuramadı. sağ partiler birleşip sola karşı'ikinci milliyetçi cephe hükümeti'ni kurdular.
    ecevit gensoru verip hükümeti düşürdü. adalet partisinden istifa eden tüm milletvekillerine bakanlık vererek yeni hükümet kurdu. (bkz: güneş motel vakası) anarşi ve terör patladı. ekonomi çöktü. ara seçimlerde c.h.p'nin oyu yüzde 20'lere gerileyince deniz baykal ve ekibi sert şekilde parti içi muhalefete geçti. ecevit istifa etti. süleyman demirel azınlık hükümeti kurdu.

    6 eylül cumartesi günü konya'da "kudüs'ü kurtarma yürüyüş ve mitingi" düzenlendi. bu mitinge 100 bin kişinin üzerinde katılım oldu, bazı kişiler şalvar, cübbe ve sarıkla, eski harflerin bulunduğu pankartlarla gelip"şeriat gelecek, vahşet bitecek", "dinsiz devlet, yıkılacak elbet" gibi sloganlar attı. miting sırasında okunan istiklâl marşı topluluk tarafından yuhalandı.
    -----12 eylül 1980 askeri darbesi-laik türkiye cumhuriyeti'nin geleceğinin tehlikeye düşmesi ve kardeş kavgasını sona erdirmek gerekçesiyle hükümet düşürüldü. tüm siyasi partiler kapatıldı.

    1983 genel seçimleri: anavatan partisi, yüzde 45,1-tek başına iktidar
    1987 genel seçimleri: anavatan partisi, yüzde 36,3-tek başına iktidar

    (bkz: 6 eylül 1987) referandumu ile ucu ucuna 12 eylül yasaklı liderlerin yasağı kalktı. süleyman demirel, alparslan türkeş, necmettin erbakan gibi yasaklı liderler siyasete geri döndü. sağ oylar bölündü. (bkz: 26 mart 1989 yerel seçimleri)'nde sağ partilerin bu bölünmesi ile shp aradan sıyrıldı ve %28 oyla istanbul, ankara,izmir dahil 40 ilin belediye başkanlığını kazandı.
    1991 genel seçimleri: birinci parti: d.y.p/ikinci parti:anap----- doğruyol partisi-s.h.p koalisyonu
    1995 genel seçimleri: birinci parti: refah partisi/ikinci parti:anap-----refah partisi-dyp koalisyonu

    -----28 şubat 1997 askeri darbesi: laik türkiye cumhuriyeti'nin geleceğinin tehlikeye düştüğü gerekçesiyle hükümet düşürüldü, refah partisi kapatıldı.
    1999 genel seçimleri: dsp-anap-mhp koalisyonu

    2002 genel seçimleri: akp, yüzde 34,2-tek başına iktidar
    2007 genel seçimleri: akp, yüzde 46,5-tek başına iktidar
    2011 genel seçimleri: akp, yüzde 49,8-tek başına iktidar

    2015 (haziran) genel seçimleri: hükümet kurulamadı, erken seçim kararı alındı.

    2015 (kasım) genel seçimleri: akp, yüzde 49,5-tek başına iktidar

    2018 (haziran) genel seçimleri: loading...

  • çok iyi film. açıklayalım.

    yönetmen kristoffer borgli bir önceki filminde de benzer temaları işliyordu. çağımızın insanı, sosyal medya, yaratılmış sahte imajlar vs. bu filmde gerçeğin önkoşulu olarak bir rüya evreni yaratıyor ama bu evreni inşa ederken onu gerçeğin önüne koymuyor. yani gerçeğe bir metafor, sembolik bir düzlem olarak yarattığı şeyi gerçeğin üstünde konumlandırmıyor. işte tam da bu yüzden çok değerli bir film yapıyor. çünkü bu tip kurgularda genellikle 2. düzlem her zaman gerçek düzlemin üstünde yer alır ve kahramanı (aynı zamanda seyirciyi de) genellikle bir kaçış romantizmiyle muğlak bir sonucun içinde bırakır. oysa borgli sessiz, sakin bir üslupla, hiç gürültü yapmadan, oldukça temiz bir anlatı kuruyor ve izleyicisini her hangi bir gösterme, şartlandırma refleksine maruz bırakmadan onu okuyup, anlayabileceği çok temiz bir alan açıyor.

    borgli'nin ne kadar iyi bir film yaptığını anlamak için senenin altın palmiyeli filmi triangle of sadness'a bakmak yeterli. orada #146048505 şu entryi yazmıştım film için. işte östlund'un yapmak isteyip yapamadığı (ya da yaptığı düşünülen şeyler için ödül aldığı) ve adeta ucube bir sirk gösterisine dönüştürdüğü filminin hem uzak akrabası hem antitezi olarak ondan çok daha iyi, çok daha net, çok daha güçlü bir bir iş çıkarıyor kristoffer borgli. simge, imge, gönderme bombardımanına tutulmuş bir perdenin, gücünü bu baş döndürücülüğün, dinmezliğin, alan bırakmazlığın, kalabalığın yıldırıcı saldırısından alan triangle of sadness ne kadar balon ve hileli bir filmse, dream scenario izleyicisine tanıdığı, açtığı mutlak düşünme, solukanma alanıyla o kadar iyi bir film.

    günümüz ilişkileri, sosyal medya, sahte personalar, ilişkiler vs gibi birçok konuda eleştiri kanadı açarken gerçeğin ucu çoktan kaçmış kantarını inatla koruyan ve kollayan bir yapı var filmde. gerçeği, tüm o rüya evrenine rağmen asla bırakmayan, hakikatin gereksindiği omurgayı sağlam tutan, yönünü, derdini, ifadesini asla dağıtmayan çok güçlü bir şuuru var yapıtın. pusulası hiç şaşmıyor neredeyse. bir gösterme budalalığına soyunup, bir yaratıcı ukalalığıyla ucu bucu olmayan ve aslında oradan kendine yöneltilebilecek eleştirilere karşı güvenli bir alan kurgulamayan net bir meydan okuma bu. kolaya kaçmadığı şey bence izleyici tarafından hafife alınıyor yönetmenin. zor olan böyle bir evren yarattığında onun çıkış noktasını (yani esas gerçeğini) yitirmeden diğer evrenle doğan ilişkiyle ortaya çıkacak sonucu doğru konumlandırmaktır. yönetmen istese rüya evrenini ona tanıdığı sonsuz olasılıkla başka bir sürü hayret, dehşet verici şey serpiştirebilirdi filmine ve bunun ekmeğini yiyebilirdi. yaptığı şey cidden bu olasılığın cezbine yenik düşmemek ve bilenler anlayacağı üzre bu kamaşmayla anlatıya karşı sadakatini korumak. buradaki minimalizm kesinlikle bir göz boyama ya da kaçak dövüşme hali değil. bizatihi gerçeğin içinde barındırdığı dehşeti gönderge bombardımanıyla normalleştirmeye karşı dehşetin sahip olduğu acımasızlığı hafifletmeyen bir saf tutma hali.

    yarattığı düş evreniyle günümüz dünyası içinde sürekli değişen, dönüşen, her açıdan aşırılaştırılmış (ve aşırılaştırılması bizatihi sürdürülmesinin önkoşulu olmuş) linç, hayranlık kültürünü hem gerçekle, hem sembolik olanla doğru bir ilişki içinde kurgulayarak birçok zamane yapıtının içine düştüğü kafası karışık, muğlak ve sözde çoksesli olma haline yenilmeden kendine dair o pürüzsüz tanımlamayı yapmayı başarıyor ayrıca.

    cage'in şaşmaz bazı oyunculuk tikleriyle geçmişe dair tanıdık personaları huzura çağırdığı iyi oyunculuğu da karakterin hem safiyane şekilde narsisist, aynı zamanda bir çocuk alıklığına sahip alınganlığa sahip kompozisiyonu da metnin niyetini daha da görünür kılmada büyük katkı veriyor.

    son olarak daha da netleştirmek için michel gondry, woody allen gibi yönetmenlerin filmlerinde yaptığı denemeleri hatırlamakta fayda var. genellikle bu yönetmenler kurdukları bu tip evrenlerde gerçeği tamamen dışlayan, unutan bir biçimin izinden giderler. bunu yapmaları kötü ya da yanlıştır demiyorum. anlatıları için seçtikleri şey bu tam olarak, tıpkı ruben östlund'un filmlerinde seçtiği yol gibi. işte o anlatıları hatırladığımda borgli'nin soyunduğu işin değerini daha iyi kavrıyorum.

    kısacası yılın en iyi filmlerinden.

  • güncelleme: araç bulundu açıklama bu entryde #138888649

    çalınma anı6 ocak 2022 gece evimden anahtarı alınarak büyükçekmece ilçesinden çalınan aracım için instagram'dan yaptırdığım paylaşım sonrası hollanda kodlu bir numara ulaştı ve benim aracımın videosunu çekip bana gönderdi. tam 40 bin türk lirası verirsen arabanı alırsın dedi. polisi karıştırırsan sıkıntı yaşarsın dedi. 40 gündür bak emniyet bulamıyor parayı getir aramızda çözelim işi dedi. parçalanırsa vidasını bile bulamazsın gibi söylemlerde bulundu. tabi elden alıcak kadar keriz değil farklı mafya gruplarını araya koy dedi. param garanti olsun bende yakalanmayayım düşüncesinde şuan.

    bundan haftalar önce bana instagram'dan da ulaşmıştı hırsız, yine aynı şekilde para talebinde bulundu. istanbul emniyeti'nde tüm kayıtlar olmasına rağmen 6 ocak'tan beri ne hırsızlar var ne de ortada araba var. 3 hafta önce benim ogs ile köprüden, 1 hafta önce benim ogs ile otoyoldan geçtiler o kadar rahatlar. benim araçla hırsızlıklar yaptılar. hırsız beni whatsapptan sesli bile aradı. allah kimseyi bu hallere düşürmesin düşerseniz işte durum budur. arabaya benzini döküp yakacak kafaya ulaştım şuan ve hatta hırsızları bir yerde tutsam kendi adaletimi sağlayacak uç noktadayım.

    hırsızı bi kapıdan sokup diğer kapıdan çıkartan adaletimize hakkımı da helal etmiyorum. kanunları ve bir şeyleri değiştirmeye davet ediyorum kendilerini.

    aracım seat toledo marka beyaz renk. şuan üzerinde farklı bir plaka takılı. ön kaputta şöyle derin bir çizik var şüpheli olan sürekli aynı yerde duran belirsiz bir araç gören olursa emniyete bildirirse çok mutlu olurum değerli dostlar.

    şuan internetten adalet arıyorum dostlar lütfen yorumlarınızı, desteğinizi esirgemeyin çok sağolun.

    seataracım

    çizikönkaput

    hırsızlar instagramda 200k takipçisi olan hesabı ve farklı hesapları takip ediyorlar. burada çalıntı paylaşımı yaptırtan mağdurların numaralarına ulaşıp para koparıyorlar, bu yolla sayısız insanın parasını aldılar malesef ve durduran yok çok rahatlar. şimdiden yorumlarıyla destek veren değerli ekşisözlük üyesi tüm dostlara sonsuz teşekkürler ediyorum. böyle çaresiz kaldığım bir dönemde bana destek olan dostlar büyük, küçük fark etmez çaresizlik çok zor hepinizin ellerinden öperim. bizler durumu belli insanlarız o arabayı alacak parayı 10 senede toplayamam, annem kıyamazdım kapısını sert örtmezdim deyip 60 yaşında kadın evde ağlıyor, başka alacak güç yok ayrı, emekleri gitmiş ayrı üzgünüz böyle haftalardır zor rezil bir süreç yaşıyoruz.

    konuşmarda hırsız olayı başkası çaldı şeklinde dümene çeviriyor veya gerçekten başkasında bu adi herifte aracılıktan bu şekilde mağdurları bulup kazanç kapısı elde etmiş. videodaki araç çizikleriyle her şeyiyle bana ait.

    ayrıca hırsız, dayımla instagram'dan sesli konuşmuştu. dayım ona bir isim söyledi aralarında uzun konuşma oldu ondan dolayı da ben yabancı değilim diyor ve orhan abiyi aracı yap diyor.

    ---8 senedir ekşideyim ben dün gelmedim. hayatımın en çaresiz dönemindeyim sizlerden destek bekliyorum lütfen dostlar.---
    whatsapp1
    whatsapp2
    whatsapp3
    whatsapp4
    whatsapp5
    whatsapp6
    whatsapp7
    whatsapp8

    twitter destek paylaşımımı rt yaparak lütfen daha çok yere ulaştırabilmem için desteklerinizi bekliyorum.

    **şuan şebeke bunlar muhtemelen ve bana kinlenme ihtimalleri yüksek evimi de biliyorlar artık kendimi korumak için gereken tedbiri de almam şart.

    **hırsız sağa sola ateş ediyorlar hiçbişey yapamazsın demişti bana instagramdan konuştuğumuz dönemde. ayrıca tuzladaki soygunda kameraya silah gösterip yere şırınga falan atmışlardı oradaki kişiyle konuştum. artık sadece araba değil bizde allaha emanetiz.

    ***buradan ülkemiz yetkililerine bu rahatlığı hırsızlara vererek cesaret verdiği için hakkımı helal etmiyorum. bizi sahipsiz ve çaresiz bıraktıkları içinde etmiyorum. aynı şekilde yetersiz cezalarla bu mikropları azdıranlara yine helal etmiyorum. şuanki sonucun cevapları şunlardır; hırsız için, bende yapayım nasıl olsa bir cacık olmuyor. vatandaş içinse cevabı şudur, parayı ver aracını kurtar yoksa bir 'cacık' olmaz. sigorta şirketleri içinde bayramdır, çünkü bu ülkede kaskosuz araba = yürüyen bombadır.

  • kızının kullandığı tablete kredi kartı bilgilerini girip kızı o kredi kartını kullanarak birine para gönderince gönderdiği kişiyi soyguncu ilan eden demet akalın'ın haksız isyanı.