hesabın var mı? giriş yap

  • işlevselliği arttıracak bir kaç kısayolu paylaşmak istiyorum.

    windows tuşu + prtsc: bir ekran görüntüsü almak istiyorsunuz ancak onu painte ctrl+v yapıp görsel olarak kaydetmek size çok uğraştırıcı geliyorsa bu kısayol sayesinde aldığınız ekran görüntüsü resimler>ekran görüntüleri klasörüne resim olarak kaydediliyor.

    windows tuşu + nokta (.): emoji kısa yolu, online oyunlarda falan insanlar şaşırabiliyor.

    windows tuşu + v: bir şey kopyaladınız, sonra üstüne bir kaç şey daha kopyaladınız ve öncekileri kaybettiniz. aslında tam kaybetmediniz, bu kısayol sizin ctrl+v geçmişinizi gösteriyor. sabitleme özelliği sayesinde adresinizi sabitleyip her seferinde tekrar yazmakla uğraşmayabilirsiniz.

    edit: windows + shift + s: windows +prtscr benzeri bir işlevi var, kırparak ekran görüntüsü almanızı sağlıyor. serbest biçimli kırpma özelliğini baya beğendim ben. aldığınız ekran görüntüleri windows+v tuşuyla girdiğiniz panoya kaydediliyor. alıntı ve taslaklar uygulamasının kısayolu sanırım. dm'den bildiren arkadaşlara teşekkürler.

    edit 2: windows tuşu + 1,2,3,4,5,... kombinasyonu ile görev çubuğundaki kısayollara erişebilirsiniz. burada da anlatılmış.

  • geçen sene, kocasını bir kaç sene önce kaybeden teyzemle alışverişe çıkmıştık. elli yaşlarında bir kadın.
    pentideyken ona da bazı modeller gösteriyordum bak renkleri ne kadar güzel sana da alalım diye. çok utandı ve geçiştirdi beni.
    sonrasında evdeyken sordum, hayatı boyunca krem ve beyaz düz çamaşır kullandığını söyledi. yeni evlendiği zamanlarda heveslenip almış renkli dantelli çamaşırlar ve kocası haşlamış bunu hayat kadını* mısın diye. sonrasında hiç eli varmamış.
    daha sonrasında hediye olarak bir kaç set aldım. geçen sordum, kendine de almaya başlamış. ne kadar güzeller diyor.
    kadınlar hevessiz değil, türkiyede komple hayata bakış açısı rezalettir.
    öncelikle, başka kadınlarda fantezi iç giyim görünce bayılıp da eşinde görünce suçlayan türk erkeklerini sorgulamak lazımdır.

  • gündem editi: öncelikle şunu bilmek gerekir ki, kazım karabekir paşa olmasa idi ne doğu anadoluda türk varlığı ne de türkiyenin türk dünyası ile bağı kalırdı. ancak en önemlisi türkiye cumhuriyeti var olmayabilirdi. tarihimizde bu kadar müstesna bir rolü olan adamı bazı şeylere alet etmek, rolünü küçültmeye çalışmak, silah arkadaşı atatürk'e karşı kullanmaya çalışmak, ailesinin ve kendisinin aziz hatırasını suistimal etmek en hafif tabiri ile terbiyesizlik en ağır tabiri ile hainlik ve kansızlıktır.
    ***

    bir klasik daha. kazım karabekir belediyesi'nin paşayı anma töreninde söz alan bakan, kazım karabekir paşayı andığı konuşmasını bir şekilde 15 temmuza bağladı. bunun üzerine söz alan torunu ferhan ayasbeyoğlu "bugün 15 temmuz hakkında konuşmamanızı rica ediyorum. yarın, öbür gün istediğinizi yapın ama lütfen buna alet etmeyin. böyle bir konuşma yapılması benim kanıma dokunuyor" deyince yer yerinden oynamış adamı adeta linç edip salondan kovuyorlar.

    oraya insanlar kazım karabekir için toplanmışlar. türkiye'de neredeyse her toplantıda olduğu gibi mevzudan kenara çıkıp konuşma ayrı bir rezalet olmakla beraber çevre ve şehircilik bakanının tarihi birikimi olmadan sırf siyasi gündemle orada konuşması ayrı bir pot kırmadır. ayrıca orada bulunan şakşakçıların kazım karabekirin torununu kovması ise sadece türkiyede olabilecek bir olay. kızı timsal hanıma bunu yapsalar timsal hanım oracıkta hepsini yerine oturturdu diye düşünüyorum.

    oda tv haberi

    yandaş medya başlıklı haber

  • karadeniz’in bi ilçesinde okul müdürü olarak görev yapıyordum. aynı okul bahçesinde iki okuluz. ilkokul ve ortaokul aynı bahçeyi kullanıyor fakat müdürlükler ders giriş çıkış saatleri vs farklı.

    yıl 2017 ya da 2016 sonları. hava inanılmaz rüzgarlı. öğretmen arkadaşlar dersteyken gruba mesaj atma gereği duyuyorum tenefüste öğrenciler dışarı çıkmayacak çok rüzgar var diye. ağaç kopar dal uçar ne bileyim evlerdeki çatılardan biri sökülür tedbiren yani.

    gruba mesajı attıktan sonra odamın camını açıp sigara yakıyorum. nöbetçi şurda durur ben şurda dururum falan. o sırada bizim binanın köşesinde oynayan çocukları görüyorum. 10-15 çocuk derste olmaları lazım ama öğretmen falan da yok başında serbest etkinlik saati dedikleri saatlerden. çocukların başında niye öğretmen yok diye sinirleniyorum nedensiz yere. ilk kez bas bas bağırıyorum çocuklara okulda fiziki olan bir sınır varmışcasına bahçeyi bölen gidin kendi tarafınıza oynayın diye bağırıyorum. normalde okula girerken paçama yapışan el kadar bebeler korkuyla kaçıyorlar kendi okullarına doğru. ulan niye bu kadar çok bağırdın hayvan herif diye kendi kendime dellenirken gözümün önünden beyaz bi sütün geçiyor. yere düşmesiyle birlikte paramparça olup okulun duvarlarına çocukların oynadığı alana kadar yayılıyor.

    gerizekalı müteahhit bozuntuları tükürük kadar yapıştırıcı ile okulun çatı sırtını mermer döşemiş. 50x100 ebatlarında mermer bi blok şiddetli rüzgarda uçup okulun bahçesine düşüyor. kopan mermer parçalarına baktığımda şunu gördüm bahçede öğrenci olsa bileklerinde kopartırdı. öyle büyük öyle keskin. 5 kat yükseklikten yere çakıldığı an gitmiyor gözümün önünden. sebepsiz yere çocuklara bağırmam da.

    akabinde hizmetli ile birlikte belimize urganları bağlayıp çatıya çıktık o bir tarafı ben bir tarafı hemen hemen hepsi kopmak üzere olan 2011 yapımı sözde yeni okulun çatıya yapılmış mermer sırtlıklarını söktük.

    not: okul bu sene depreme karşı dayanıksız diye yıkıldı. 9 yıllık okul binasının yıkılması hakkında kimse soruşturma geçirmedi kimse ceza almadı.

  • ya bi git, politik meseleymis ve montro sadece mecliste ve diger politik kamu alanlarinda konusulurmus...

    ayni bu kafa 10 yil once de yetmez ama evet diyordu.

    asker politikaya karismasin :((((

    politikacilarin cikar ugruna ulkeyi satmaktan cekinmedigi bir ortamda montro herkesin konusudur, asker de konusur vatandas da konusur.

    100 yil once ulke politikacilara birakilmis olsa simdi ingiliz u$agiydin.

  • "coffey" soyadı aynı zamanda ses olarak "coughee" gibi bir çağrışım da yapmaktadır ki bunu türkçeye "öksürüklü", "öksürükçü" ya da öksüren kişi" olarak çevirebiliriz.

    john coffey'nin mucizelerini gösterirken, şifa dağıtırken yaptığı şey de budur zaten... öksürmek.

  • (1860-1911) öğrenimini viyana'da yapmış besteci. ayrıca besteci ve orkestra şefi olarak 1897-1907 yılları arasında kassel, prag, leipzig, budapeşte, hamburg, viyana (saray operası direktörü olarak) ve 1909'dan sonra da new york'ta ( metropolitan operası şefi olarak) yaşamıştır. mahler 9 senfoni " das lied von der erde" adlı bir orkestra ve koro eseri ile birçok liedler yazmıştır. viyana flarmonik orkestrası şefliği yapmıştır.
    (bkz: das lied von der erde)
    edit: ayrıca 8. senfonisi ne mutlu ki yorumlama şansını bulduğum, hatta akm de verdiğim ilk konserdir...