hesabın var mı? giriş yap

  • nasıl da kendinden emin söylüyor caiz değil diye. dayandırdığı nokta da kendin çıkmak istiyorsan alamiyorsun işveren çıkarmak istiyorsa neden odesinmiş sen zaten maaşını almışsın.

    bak hele sen şark kurnazına. 0 bilgi ile hukuk master degree açıklamaya bak sen.

    çok yüz verildi zamanında bu tip adamlara. yok komik, yok söyle yok böyle.

    gidiş iyi değil, cahillik bu kadar prim yapmamalı.

  • insanları konuşmaları yada şekliyle değerlendirip ezik diyen ezik insanın açtığı ezik başlıktır bu başlık.

  • genelleme yaparsak bayanlar futbolla ilgilenmez. ama dünya kupası, avrupa şampiyonası veya şampiyonlar ligi maçları olduğunda uzaktan da olsa muhabbete katılmaya çalışırlar. az önce şampiyonlar ligi kura çekimi ile ilgili olarak işyerimdeki bayanların konuşması:
    nazife- fenerbahçe'ye roma çıkmış
    ben - kızım hangi internet sitesine bakıyorsun sen, chelsea çıkmış.
    nazife- hangi ülkenin takımı o?
    ben - ingiltere.
    şeyda - roma da ingiliz takımı mı?
    ben - yok ebesinin örekesi ali sami
    şeyda - ne?
    ben - kızım roma italyan takımı ama fenerbahçe'ye ingiliz takımı chelsea çıkmış. italyan takımı roma çıkmamış. hem roma italya'da bir şehir.

    bu sırada bayanlardan biri olan melike telefonda birisine anlatıyor.
    melike - fenerbahçe'ye italya'dan bir takım çıkmış çelsi'miymiş neymiş adı

    baba kurtarın beni allaaaşkına ya!

    "hacım nerde sizin şirket, ben gelir anlatırım onlara ofsaytı" diye mesaj atacak suserlere peşinen edit: ablalar 40 yaş üstü, geçimsiz, bekar ve kapıdan yan geçiyorlar.

    düzeltme 2: her bitli baklanın bir kör alıcısı varmış hakikaten

  • televizyonda evlilik programı var. ben de babama takılıyorum:
    + babaa varya sen gitsen şu programa bi sürü talibin gelir.

    babam da gaza geliyor:
    - 47 yaşındayım, emekliyim. evine ailesine bağlı bir insanım. kumral, yeşil gözlüyüm...

    annem diğer odadan "noluyor orada" diye bağırmaya başlayınca babamın taliplerine seslenme şekli biraz daha değiştiriyor:
    - evliyim, dünyalar güzeli bir eşim var. taliplerimi bekleyemiyorum :(

    adamın yüzü bildiğin üzgün smiley oldu. yirim.

  • 'sana, beni asla tanımamış olan sana' şeklinde başlar mektup.

    stefan zweig tarafından 1920'lerin ilk yarısında kaleme alınmıştır. bu kitapta hayatı boyunca delicesine sevdiği, ancak kadının varlığından haberi bile olmayan adama yazılan bir mektup yer alır. sadece kadının, tek kişinin iç dünyasından yola çıkılarak aşkın çözümlemesi yapılır. bu da zaten, sadece stefan zweig kadar psikoloji birikimine sahip bir yazar tarafından mümkün kılınabilirdi.

    ancak kitabı bitirip kapağını kapattığınızda şu soruyu sorarsınız: 'böylesine bir aşk gerçek olabilir mi?'

    bir çırpıda okunan, akıllarda yer eden, bazı yerlerde insanın içini acıtan, bazı yerlerde ise insanın içini ısıtan bir kitaptır bu. okunmalı, okutulmalıdır.