hesabın var mı? giriş yap

  • çok mantıklı bir söz. mesela bence aslında sağlık hizmetleri de yetersiz değil ama insanlar hasta olup hastaneye gittiği için öyle gibi duruyor. veya eğitim sistemimiz süper ama öğrenciler okula gitmese farkedilecek ancak. hatta sırf internete giriyoruz diye siteleri sansürlüyorlar, halbuki kimse internete girmese sansüre de gerek kalmaz. koskoca bakan yanlış mı bilecek?..

    (bkz: ne hoş olurdu maarif şu okullar olmasa)

  • çocuklar açısından hiç hoş olmasa da sorumlusu yine annedir. sen karara istinaden güzellikle çocukları versen ne onlar yıpranır ne de sen.

    ed: fikrime istinaden birkaç mal beyanda bulunup mesaj kutumu kalabalık etmiş, tek tek uğraşmayacağım.
    ben fikrimi burda yazdım, siz de bana mesaj atana kadar yazın zira ben okumuyorum mesajlarınızı da.

  • sol açıkta oynamak istediğim maç.

    özelliklerim;
    - solağım
    - istanbul'da amatör bir kulüpte oynadım. sahalara uzak değilim.
    - aşırı hızlıyım. 100 metreyi 11 saniyede koşuyorum. dünya rekoru 9,58 (lisede atletizm takımındaydım)
    - boyum messi ile aynı. (1,68 cm. açık oyuncusu kısa olur uzun değil)
    - 7 yıldır sürekli bisiklet kullanıyorum. kondisyon sıkıntım yok.
    - 160 iq sahibi olduğumdan dolayı 6. hissim kuvvetli önceden pozisyonları sezebiliyorum.
    - 5 gol garantisi veriyorum atamadığım her gol için ödeme yapacağım. türkiye'deki yapılan köprüler gibi.
    - omzumda dövmem var. gol sevinçlerimde göz banyosu yapabilirsiniz.

  • 1991 yılında odtü ve tübitak internet bağlantısının kurulması için bir proje başlattı. 12 nisan 1993 günü türkiye’de ilk internet bağlantısı gerçekleştirildi.

    atalarımızın ilk internet kablo hatlarını bağlarken yaptıkları hummalı çalışma takdire şayan.

    edit: 4. ve 5. fotolar aynıymış düzeltildi. @coottoosee adlı yazar arkadaşa bilgilendirdiği için teşekkürler.

    foto 1

    foto 2

    foto 3

    foto 4

    foto 5

    foto 6

    foto 7

    foto 8

    kaynak ve diğer fotolar

  • gectigimiz yil en hararetlinden irkcilik uzerine tartismalarin merkezi konumundaki amerikan sehri. baltimore cok buyuk bir yer degil belki ama konumu nedeniyle hep cok onemli bir yer olmus. washington dc'ye, new york'a ve philadelphia gibi diger onemli ve buyuk sehirlere yakinligi, yillar yili celik ticaretinin yapidigi aktif bir limani olmasi nedeniyle dikkatleri hep uzerine cekmis. ne yazik ki martin luther king jr'in oldurulmesi sonucu yasanan ciddi yikim nedeniyle sehir potansiyelinden buyuk bir parca kaybetmis. ilerleyen yillarda cetelerin ellerindeki gettolariyla guven problemi yasanan, suc orani en yuksek sehirler arasina girmis. fakat son yillarda inanilmaz bir degisim var sehirde. restoranlarin bini bir para, mantar gibi yeni yeni yerler aciliyor. konserler, broadway turnelerinin onemli bir duragi haline gelmesi ve daha bir dolu hareketlilik. her mahallenin kendi festivali var. yazlari plaja gitmek icin ideal bir konumda, kislari kayaga gitmek icin de. ilkbahari inanilmaz sirin, sonbahari ise sadece etraftaki bozulmamis dogal alanlari ile degil sehrin icindeki yesilinin renk degistirmesi ile de mukemmel...bu sehir gercekten guzel.
    gunbatimini en sevdigim sehir ankara idi, simdilerde baltimore'u ikinci siraya gonul rahatliligi ile koyabiliyorum.

  • en büyük gizem bilinçtir. beyin denen biyokimyasal et yığınından o muazzam farkındalık nasıl çıkar, işte asıl soru ve gizem bu. bilinç belki bilinen evrenin en büyük gizemi ve çözümü bize hem en uzak hem en yakın zor problem.

  • (bkz: kenar)

    arkadaşım anlatmıştı, ortaokulda sınıf arkadaşının soyismi kenarmış. hoca ne zaman tahtaya birşeyler yazsa birkaç kişi çıkıp "hocam göremiyoruz, kenara kayar mısınız? hocam biraz kenara kaysanız?" diye başlarlarmış. yazık.

  • milyonlarca çomarın her türlü aşağılanmayı hiçbir şekilde umursamadan, sorgulamadan, saygısızca, onursuzca ve hiç gocunmadan memnuniyetle yaşadığı bir ortamda, pek çok insanın yerinde olmak isteyeceği olanaklara sahip hiç tanımadığım bir insanın incelikli bir yaşam sürdürme konusunda takatinin kalmadığını söyleyerek ölüme gitmesini izlemek milyonlarca çomarla tek başına kalmış olma hissi verdi. varlığından bu kadarcık haberdar olmuş bir kişi olarak hissettiklerimi düşününce tanıyanlara gerçekten sabırlar diliyorum. keşke varlığından bu şekilde haberdar olmasaydım mehmet kardeşim, keşke aramızda olsaydın da bir gün seninle tesadüfen bir şekilde karşılaşıp gerçekten doğru düzgün biri ile tanışma ve iletişim kurma olasılığımız devam etseydi.

  • sık sık yaptığım eylem. aha lan bunun fiyatı iyiymiş deyip, yeni sekmede falan açıp, uzun süre açık bırakıyorum sekmeyi ama sonra kapatıyorum. arada bir şımarıp pahalı arabalara da bakıyorum. öyle işte.

    ekleme: araba aldım, hala bakıyorum.

  • fikret orman önce çinlileri kazıkladı,
    çinli değilim diye ses çıkarmadım.
    sonra italyanlardan 1000 euro'ya dünya çapında golcü aldı
    "italyan değilim ki" dedim, sesimi çıkarmadım.
    almanlara yedek oyuncuyu 5 milyona sattı,
    "almanları düşünmek bana mı kaldı" dedim sesimi çıkartmadım.
    en sonunda gözünü biz taraftarların cebindeki paraya dikti
    etrafta beni kazıklamasına ses çıkartacak kimse kalmamıştı.

    (bkz: ulan fiko tek maçtan yatırdın bizi kombineye)