hesabın var mı? giriş yap

  • zerre kadar acıdıysam ne olayım kendin kaşınmışsın. resmen aranmışsın.

    edithor: sanırım yanlış anlayan çok oldu, öküz haklı demiyorum öküzü seçtiği için kadın hatalı diyorum anlayın artık yeter ya.

    2. edithor: arkadaşlar bu kadar kıt anlayışlı olamazsınız bilerek mi yapıyorsunuz, kalbinizi kırarım özelden yazıp durmayın.

    hala kadının yaptığını bla bla adamın yaptığını görmüyon mu diyen anlama özürlüler için, ben böylesine adam demem böyle bir hayvana da ancak semer vururum.

    3. edithor: ya arkadaş şu konuya gösterdiğiniz ilginin 10'da 1'ini (bkz: muhalefet istifa) konusuna gösterseydiniz ya. ülke elden gidiyor siz neyin derdindesiniz.

  • "buse terim bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında hiç takipçisi olmayan bir instagram hesabına dönüşmüş olarak buldu."

  • milletin korktuğu, kıbrısa harekat düzenleyen, apoyu şak diye hapse sokan türkiyeden, önüne gelenin roket salladığı, bomba patlatabildiği türkiyeye..

    akp bu ülkeyi çok güçlendirdi yahu.
    acilen seçimleri 10 sene iptal edelim ve suriye, abd, rusya, çin ve etiyopyayla savaşa girelim.

    içimizdeki milyonlarca vatansever afganlar, suriler ve pakiler sayesinde biz bu savaşı kesin alırız.

    ama 10 sene seçimleri iptal etmek şart oğlu şart. hatta 100 sene iptal edelim 10 yetmez.

  • anlamsal doygunluk olarak tanımlanan bu durum özetle ;

    ''bu durum, herhangi bir sebeple yorulmak gibidir. eğer bir dambılı sürekli kaldırırsanız, bir yerden sonra sisteminiz yorulacaktır. aynı şeyi sinir sisteminiz için de düşünebilirsiniz: sürekli tekrar eden bir elektrik atımını bir noktadan sonra nöronlarınız ateşleyememeye başlayacaktır.

    bence bu durum, tüm sistemler için kaçınılmaz bir sonuç. bir şeyi ne kadar fazla kullanırsanız, gelecekte kullanmak üzere o kadar az kalır. nöronların tekrardan uyarılabilmek için enerjilerini geri doldurması belli bir zaman alır. bu süreçte semantik doygunluk eski haline döner ve böylece 'ev' sözcüğünün anlamını yeniden algılarsınız. bu kimi zaman birkaç dakika kadar sürebilir."

    prof. dr. david balota
    ...

  • otelciydim.

    türkiye'de iptal edilemez geri iade edilmez olarak yaptırdığınız rezervasyonları kullanmazsanız (bkz: no show) ve rezervasyon yapılan otel kredi kartından ödeme almışsa kredi kartının ait olduğu bankaya kullanım itirazı yapıp paranızı geri alabilirsiniz.

    bu tür durumlarda bankalar otellerden konaklama esnasında doldurulan kayıt formunu isterler kullanım olmadığı için de parayı iade ederler. promosyon, iptal edilemez rezervasyon, indirim dinlemezler.

    edit: 12 yıldır sözlükte yazarım, evveliyatında da sağlam bir okurdum ama en fazla reaksiyon aldığım entry bu oldu, gelen sorularla kendimden bile şüphe ettim ve gelen mesajlar için genel bir açıklama yapayım dedim:

    1-kredi kartınızdan ödemenin direkt olarak otel tarafından alınması gerek, ödeme olarak bazı online acentalar müşterilerinden ödemeyi alıp, komisyonu düşülecek şekilde otele bir virtual kredi kartı tanımlarlar ya da cari olarak çalışıp ödemeyi sonra yaparlar. bu tür durumlarda muhatap acente olduğundan bu konu ile ilgili bir acentacıdan bilgi almak doğru olur. yine de ödeme direkt otel tarafından alınmışsa prosedür entrydeki gibidir. en azından kasım 2019'a kadar.
    2-uçak biletleriyle ilgili bilgim yok.

  • benim babam değildir. zira üniversiteyi kazan dedikten sonra düşündüğü şey bizi nasıl okutacağıydı. üç kuruş memur maaşıyla ne kendinin arabası oldu ne bize araba alabildi ama üçü aynı yıllarda 5 çocuğunu üniversitede okuttu, iş sahibi yaptı. canım babam, seni çok seviyoruz...

  • adam demiş ki konuşulması gerekenler varken konuşulmaması gerekenler konuşuluyor. ekonomi demiş, destek demiş aşı demiş maç neden var dememiş bunlar varken o anlamsız demiş. adam demiş. adam gibi adam demiş. bunlar her konu değil. hepimizi ilgilendiren konular. marketten çıkınca ulan ne aldık da bu kadar tuttu demiyor muyuz? aşı var mı aşı oşdun mu? iptal edilen kararın iptali çıktı çok iyi yürütülen süreçte. kapanın deyince oluyor mu? bunlar uzmanlık gerektiren konular mı? gökhan yapma böyle imamoğlu mu yavaş mı diye düşünürken bir de özoğuz mu diye düşüneceğiz. bir de şu meşhur z kuşağı hikayesi var. anne babasını mı dinler athena gökhan'ı mı? vur be. sen vur.