hesabın var mı? giriş yap

  • paritenin 1.00 olması durumudur. büyük ve tarihi bir andır. 20 senenin sonunda ilk defa gerçekleşmiştir. avrupa merkez bankası faiz arttırınca eski yerine gelir gibi ama maalesef enerji krizi avrupayı daha sert vuracağı için dengeyi 0.8 civarlarında bulması işten bile olmayabilir.

    her şey çok belirsiz ya. tüm tahminler yalan oluyor.

  • charles ponzi amcamin 1920'li yillarda ilk kez uyguladigi bu taktik aslinda sahte bir yatirim kandirmacasiydi. soyle ki :
    gidip bi yatirimci bulup, ondan bi miktar para alip, bi ay icinde %20 faizle geri odeme garantisi vermek,
    daha sonra bu bi ay icinde birkac yatirimci daha bulmak ve onlari da ayni vaatlerle kandirmak,
    bu arada ilk yatirimciya hakkaten %20 faizle parasini geri odemek..
    ki bu adam asla parayi kabul etmeyip hadi bi ay daha kalsin diyo her zaman.
    e bunun gibi bikac adam buldugun zaman buyur sana ponzi numarasi.

    bu arada yatirimin ''cok gizli'' bi yatirim oldugunu falan soylemek gerekiyo kurbanlara. zaten cok da finans bilgisi olmayan insanlar secilmeli. araya bikac terim de eklenebilir ''offshore yatirim'' gibi.
    yatirimcilar paralarini erken geri cekmesinler diye de uzun vadeli hesap dondurucu fakat yuksek faizli yatirimlar onerilebilir ilerleyen aylarda.

  • tüh ya ben bunu geç gördüm :d keşke yapsalarmış adamın dediğini :d

    başlık: real madridi eleme taktiği

    entry: 1. galatasaray deplasmandaki maça yedeklerle çıkacak. maç başlar başlamaz kaleci eray ronaldoyu sakatlayacak, aydın mesut özili, engin xabi alonsoyu, sabri ramos u, umut da rakip kaleciyi sakatlayacak. 5 kırmızı karttan maç bitecek ve hükmen 3 0 kaybedecez.
    rövanş maçında tam kadro olacaz, real madrid ise sakatlarından yoksun ve 3. kaleci ile gelecek. allah ne verdiyse saldırıp 4 farklı kazanmaya çalışacaz.

    edit: lan keşke dediğimi uygulasalardı ilk maç skor aynı nasıl olsa.

  • yer: istanbul teknik üniversitesi fen edebiyat fakültesi anfilerinden biri.

    bahsi geçen anfinin ısınma konusunda problemleri vardır. ön taraflar kaloriferlerden fazlaca ısınıp fırın olurken arka taraf titremektedir. derste ogrencilerden biri bu malum problemi 'hocam cok üsüyoruz' seklinde dile getirirken, anfinin acık olan kapısından bir hademe girer

    hademe : 'hocam bu anfi yanlış yapılmıştır. bu anfi ısınamaz. termodinamiğin 2. yasasına göre bu anfi ısınamaz' der ve çıkar.

    2016'dan edit : anfi ne lan, amfi'dir o.

  • bir haftadır diyetisyen kontrolünde diyetteyim ve bir haftadir açım her akşam 60 dakika yürüyorum yarın kontrole gidecegim ve eger bi degisiklik olmamişsa diyetisyeni vuracağım.

    edit: 2 kilo vermişim diyetisyeni vuramadım öptüm arkadaşlar

  • bizim sülalede erkek sayısı az. ben de en küçüklerden biriyim. bu nedenle ben hala bekarken kuzen çocukları birer birer evleniyor. allah var hepsi de çok güzel, akıllı kızlar. fakat sanki sosyal sorumluluk projesi yürütüyor gibi nerde çirkin, loser adam var gidip onları buluyor bizim kızlar. işte büyük kuzenlerden biriyle bunu konuştuk bir gün. sonra gençler de geldi hep beraber oturuyoruz. kuzen bizim bu saptamamızı paylaşma isteği duydu:

    - yav hepiniz de çok güzel kızlarsınız. yani sizin gibi güzel kızlar neden gidip tipsiz herifleri bulur hep, merak ediyorum.
    - gerçekten mi soruyorsun dayı?
    * yavrum gerçekten soruyorum.
    - karına sorsaydın o sana cevabı söylerdi dayı.

    adam eşek tepmişe döndü resmen. ulan dedim iyi ki gaz verip ona sordurmuşum yoksa kapağı bana takacaklardı.

  • gece kulübü bodyguardına kafa atıp bir de içeriye girip hiçbir şey olmamış gibi eğleneceğini mi umuyordun? az bile dövmüşler bu barzoları. eminim içerde de vukuat çıkaracaklardı, tiplerinden belli.

    yalnız kadına helal olsun. önce düşük vizyonlu gold digger sandım ama daha ilk anda kendini yerdeki herifin üstüne atıp siper etti. tam evlenilecek kadınmış.

  • bir gazetecinin "tek bir kitapla şair olunur mu?" sorusuna "tek bir kitapla peygamber olunuyor da şair niye olunmasın?" cevabını vermiştir.

  • granül kahve diğer adıyla hazır kahve, halk dilinde neskafe olarak bilinir. geleneksel kahve tüketim yöntemlerinden farklı olarak özelliği suda tamamen çözülmesidir. burada tarihçesi ve üretimiyle ilgili detaylı bilgi mevcut. kaynağa göre; "özellikle dünya savaşları’nda askerlerin ayık ve dinç kalması gibi gereksinimler ilk olarak hazır kahvenin yükselişini fişeklemiş. bu dönemlerde çoğu reklam afişlerinde askerlere yer verilmiş."

    herkes vedat milör olmak zorunda değil tabi şu hayatta ama granül kahvenin sık tüketimi, kahve konusunda gelişmemiş bir damak tadına işaret eder. kimisi granül kahvenin lezzet dezavantajlarının farkındadır ama sunduğu avantajlara yenik düşmüştür. nedir bu avantaj: hazırlaması hızlı ve kolaydır. bir tatlı kaşığı kahveyi bir fincan kaynamış suya at, olsun bitsin. iyi kahve demlemek gibi bir know how'a ihtiyaç duymazsınız. ayrıca kahve tüketiminden sonra telve temizlemek gibi dertlerle uğraşmazsınız. fakat; kahvenin tadı öyle olmaz. granül kahve çok çok sınırlı bir damak tadı vadeder. koku, gövde, asidite ya da after taste gibi has kahveye ilişkin değişkenler anlamını yitirir. elde edeceğiniz yegane şey kafein şoklamasıdır. gelelim sağlık boyutuna. granül kahve sağlığa zararlı mıdır? konuyu araştırmadan önce ben öyle olduğuna emindim ama okuduklarımdan sonra kafam karıştı. internette farklı tevatürler var konuya dair.

    mesela şu kaynakta hazır kahvenin diğerlerine oranla daha sağlıklı olduğu iddia ediliyor. nedeni de çözülebilir granüllerin taze öğütülmüş kahvede bulunan zararlı "yağlı cisimleri" içermemesi olarak gösterilmiş. bu sayede kardiyovasküler sağlık üzerinde bir risk oluşturmuyormuş. ayrıca filtre kahveye göre %50 daha az kafein içeriyormuş. ilginç olan ise en zararlı olarak türk kahvesinin gösterilmesi. sebep: filtrelenmediği için çok yüksek miktarda zararlı cafestol ve kahweol içermesi.

    bu kaynak ise hazır kahvenin daha az kafein içerdiği bilgisini doğruluyor ama bunu bir risk olarak sunuyor. daha az kafein içerdiği için hazır kahvenin haddinden fazla tüketimi ihtimali artıyor. bu da asabiyet, hafakan ve uykusuzluğa sebep oluyor. ayrıca hazır kahve demir emilimi üzerinde de doğrudan etkili. yemek sırasında veya yemekten 1 saat sonraya kadar içilen hazır kahve demir emilimini çok ciddi oranda düşürüyor (kahvenin ne kadar sert olduğuyla orantılı biçimde). yemekten 1 saat önce alındığında ise demir emilimine etkisi olmuyor. hazır kahvenin işlenmesi sırasında ortaya acrylamide diye bir kimyasal bileşen ortaya çıkıyor. gıdalar 120 derecenin üstünde ısıtıldığında ortaya çıkan bir kimyasal bu. 2002'de keşfedilmiş. bunun da hayvan testlerinde kanserojen olduğu ve nörotoksisite ile ilişkilendirildiği ortaya çıkmış. ayrıca kadınlarda yumurtalık ve endometriyal kanser risklerini artırdığı bulguları var. hazır kahve oxalates isimli bir organik asit de içeriyor. bu da hiperoksalüri hastalarına oldukça zararlı.

    bu kaynak acrylamide risklerini teyid ediyor ve ayrıca bu kimyasalın sinir hasarı yapabileceğini ekliyor. hazır kahvelerde geleneksel kahvelere oranla bu maddenin miktarının çok daha fazla olduğunu söylüyor. yan bilgi olarak; bu kaynak da türk kahvesinden uzak durulması gerektiğini söylüyor; özellikle yüksek kolestrol ve ailede kalp hikayeleri varsa.

    özet: sanırım zehir dozda. kararında tüketildiği (günde 1 ya da 2 fincan kahve) sürece tüm sağlık riskleri her gıda için azalıyor. ama türk kahvesinin en zararlı kahve olduğu bilgisi benim için şaşırtıcı ve moral bozucu oldu. tabi yukarıda bulduğum bilgiler sade hazır kahve için geçerli. süt tozları ya da 3'ü 1 arada çözümleri çok daha az masum. farklı bulgular edinirsem editlerim. yeni kaynaklara açığım.

    edit:

    (bkz: ankara'nın coffee shop'ları)
    (bkz: support your local coffee shop)