hesabın var mı? giriş yap

  • erkeğin özüdür. olgundur. ağır başlıdır. liseli değildir.

    hayatını paylaşma, göz önünde olma ve beğenilme kaygılarından uzakta yaşar. anı yaşar. anı telefonu, kamerasıyla değil, gözleriyle doya doya zihnine kaydeder.

  • yancı :

    anti-kahraman bir karakterdir. uslu uslu tarlasını ekenlerin yanına gidip "hşş bak arpa iyi gidicek bu sene,sen hala veriyosun buğdayı,yanlış yapıyosun" der,ev yapanlara bulaşır "age atladın diye betondan yapıyon ama bak ben kerpiçten şaşma derim yine" biçiminde. askeri binaların başında bekler,içerden asker çıktıkça alkışlar "helal abim benim ne de güzel olmuşsun sen" diye çoşar.pisliktir,boş bırakınca catapultların vidasıyla,ipiyle oynar bela olur.

  • agatha christie'nin kurgu karakteri meshur dedektif hercule poirot'nun tespiti. insanlik tarihi ve dunya tarihinin tek cumlelik mukemmel bir ozeti.

    dunyanin tarihi boyunca bitmek bilmeyen, ve insanlar varoldukca asla bitmeyecek acilarin, kiyimlarin, savaslarin, cinayetlerin, tecavuzlerin, goz yasi ve caresizliklerin sebebini bundan daha mukemmel sekilde aciklanabilir miydi bilmiyorum.

    cunku herkes kendine gore iyi, yaptiklarinin kendilerine gore hakli sebepleri var. en azili katiller de, en yuzsuz hirsizlar da, en acimasiz diktatorler de kendinin iyi bir insan oldugunu dusundu tarih boyunca. bir sey yapiyorlarsa "hakli bir sebebi" vardi elbette.

    dunya tarihinde "seytana uyup" nice canlar alindi, nice kadinlar katledildi kanlariyla "namus temizlemek" icin, nice ilac ve tedavi paralari dolandirildi "zor durumdaki" insanlar tarafindan, kim bilir kac kez gasp edildi kucucuk cocuklarina ekmek goturenlerin son kurusu "sadece karni ac olan gariban kader kurbanlari" tarafindan. kimi zaman engizisyon mahkemelerinde "kotulukle mucadele etmek icin" akla hayale gelmeyecek yeni iskence turleri icat etti "tertemiz ruhlu iyi insanlar" , kimi zaman isgal ettikleri ulkelerdeki kadin ve cocuklara sistematik olarak tecavuz etti "savasin stresi yuzunden ne yaptigini bilmeyen" buyuk buyuk ulkelerin parlak uniformali askerleri, kimi zaman onmilyonlarca genc dunya savasi siperlerinde cansiz yere dustu "kotuluge karsi mucadele eden" politikacilarin korunakli konutlarindan verdikleri kararlarla. "kutsal dava"lari icin nice hayatlar yoketti "yuce ruhlu dava adamlari". "bir anlik ofke" ile nice canlara kiydi "aslinda iyi biri olup asla oyle bir sey yapamayacak" tipler. kac firma "insanlara daha iyi urunler sunabilmek icin" katletti dogayi, kac delik acildi dunyanin kalbine "degerli madenlere ihtiyac oldugundan". laboratuarlarda kac hayvan akil almaz acilara maruz birakilarak dilsiz isyanlarini haykiramadan olduruldu "kadinlarin ciltlerinin hic olmadigi kadar parlak" olmasi icin "fedakarca calisan bilim insanlari" tarafindan.

    hep bir "hakli sebep" vardir. birbiriyle savasan iki ulkeye sorsaniz ikisi de kendilerinin iyi dusmanlarinin kotu oldugunu soyler, "hakli sebep"lerini siraladikca siralar. iki kisi kavga ediyorsa ikisi de kendini hakli ve iyi karsisindaki haksiz ve kotu gorur.

    kimse de demez ki "hepimiz iyiysek dunya neden bu kadar kotu?". karsisindaki "kotu"yu ortadan kaldirinca dunyanin cennet olacagini dusunur. kendisinin de birilerine kotulugu dokunmus olabilecegini, birilerine gore "kotu" olabilecegini aklina getiremez.

    halbuki bir "kotulugu" ortadan kaldirmak icin insani sinirlari astiginda, basarili olunsa bile ortada hala bir kotuluk ve kotu kaldigini, bu kotulugun de kendisi oldugunu idrak edemez "iyi" insanlar.

    kisacasi bir gezegen dolusu maho (bkz: banker bilo) aklina esen her seyi yapar da yine kendini hakli gorur. "yaptim, yaptim ama hele bi sor niye yaptim" diye sebeplerini siralar. ustelik bu sebeplere o kadar sorgulanamaz sekilde kendini inandirmistir ki gozlerinde "tereddutsuz hakli" bakislari gorebilirsiniz.

    yani yarin bir gun uzaylilar dunyaya gelip "oglum hem gezegeninize hem de birbirinize niye bunlari yaptiniz kavat bacanaklar?" dese "yaptik, yaptik ama hele bir sor niye yaptik?" diyerek ne kadar hakli sebeplerle yaptiklarini, aslinda ne kadar iyi bir insan olduklarini anlatacak bir gezegen dolusu insan var. hatta bu inanmislikla uzaylilari bile "bu kuskusuz hakli sebebe" ikna edebilirler.

    kisacasi insanoglu varoldukca kotuluk hic bitmeyecek.

    tabii ki sizi haric tutuyorum. ben sizin yureginizin guzelligini biliyorum caniiiiim, neler neler yasadiniz da bir gik bile demediniz, kimseye bir kotulugunuz dokunmadi, ne kadar iyi bir insan oldugunuzu bilen biliyor.

    ben mi? ben zaten melek gibi adamim, hic kimseye bir kotuluk yapmamisimdir. ha yapmissam da, "yaptim, yaptim ama hele bir sor niye yaptim".

  • tabii ki gündem değiştirmektir.

    ama aslında bir taşla 3 5 kuş birden de vurmaktadır.

    - haziranda vizesiz avrupa.
    - turizm krizi
    - partili cumhurbaşkanı
    - ypg'nin koridor oluşturması
    - işlizliğin yine iki basamaklı hanelere yükselmesi

    edits:

    + diploma
    + reza zarrab
    + yargıtay üyeleri atama hakkı

    ...gibi konular bir süreliğine konuşulmayacak. bu sırada bizler bu işin içinde bir iş var diye düşünürken adam gidip harbiden oraya o ucubeyi dikecek.

    ps: ya adamın agenda'sı o kadar geniş ki hangi birini aklımda tutacağımı şaşırdım resmen. o bakımdan kışla mışla hikaye. simultane bir gezi daha olursa bunun sebebi kışla olmaz merak etmeyin.

  • telefonla arayıp, sorup soruşturup bulamadığım arkadaşın. sahilde güneşlenirken yamaç paraşütüyle yanıma inmesi.

  • başkası anlatsa ütopik bir karakter olduğunu sanacağım ama bugün bizzat kendisiyle tanışıtığım hoca.

    bildiğin elinde bir kutu kuru pasta ve tepsiyle geldi. hevesle herkesin sırasına çayları ve plastik tabaklarda servis ettiği kuru pastaları, un kurabiyelerini bıraktı. sınav erken olduğundan "kahvaltı yapmamışızdır" diye düşünülmüş.

    bana 6 yıllık yüksek öğrenim hayatımın en kötü geçen vizesini yaşatacak sorular sormuş olmasına rağmen şu an hiç kızgın değilim kendisine. aksine sarılasım var.

    buradan bütün akademisyenlerin kendilerine bir hayat dersi çıkarmalarını umuyorum. tanışın bu hocayla, arkadaş olun. az insanlık öğrenin.

    not: olay ilköğretimde değil, yüksek lisans seviyesinde gerçekleşen bir sınavda yaşanmıştır.

  • bir askeri lise mezunu olarak söylüyorum, rezilliktir.

    5 ay / 12 ay üniforma giyip buraya gelip bedellilere gömeceğinize, asker dahi olsa insan gibi muamele neden yapılmıyor diye sormak zorundasınız. dağlarda çatışan subay / astsubaylar da bunun rezalet olduğunu bilir, ego tatmini yapmak için insanlığı ayaklar altına alanları övmeyin. anadan üryan soyundurmak nedir lan açık alanda, hiç mi izan yok sizde?

    borunuz, üniforma giydiğiniz süre kadar olacaksa, bana ötün.