hesabın var mı? giriş yap

  • normalde kürtçülerin başlığına yazmıyorum.

    ama biraz önce bu kişinin #29938239 numaralı entarisini görünce kendimi tutamadım.

    yazarımız bilindiği üzere türkiye cumhuriyeti toprakları üzerinde bir kürdistan kurulmasını fikirleriyle savunuyor. hatta (bkz: şemdinli'nin düşman işgalinden kurtuluşu) diye başlık açıp, türkiye cumhuriyeti'ni işgalci, düşman öge olarak ilan etmiş bile. böyle onlarca entarisi var ama şimdi yazmaya üşendim.

    şimdi bu arkadaş #29938239 nolu yazısında, 5 pkk'lının imhasından sonra şöyle bir cümle kurmuş: "maalesef bizim ülkemizde kanunlar zaman-zemine-şahsa göre esneyebiliyor."

    yani aniden işgalci tc gitmiş, bizim ülkemiz olmuş buralar.

    bir iddiamı yeniden dile getirmek istiyorum; kürdistan kurulsa bile bu ve bunun gibi şahıslar türkiye'den ayrılmaz, kapıdan kovsan, bacadan girer. türkiye'de yaşamanın tadını almış, biraz okuyup yazmış bir kürdü, öldürsen kürdistan'da yaşamaya ikna edemezsin.

  • yaşanmaz. mhp bir şekilde tav olur akp ile yan yana gelmeye.
    olur da chp birinci parti bile olsa (ki imkansız), rte bu yetkiyi gider ikinci partiye verir. teamül falan siklemez. akp meclisten güvenoyu alamazsa da meclisi fesheder. meydana çıkanları da polise dövdürtür. öldürtür.

    edit: yatırım tavsiyesi değildir. yandaşlar tarafından mahkemelerde sürünüp, hapislerde çürümekle tehdit edildim. ondan bu edit.

  • dikkat ederseniz işsizlik ve insanların temel ihtiyaçlarını bile dosdoğru karşılayamadığı ülkeler bu tarz kötü sıralamalarda enlere oynar. çünkü gelişmiş ülkede insanlar gezmek, hobilerini ve isteklerini gerçekleştirmek, yani hayatın tadını bizzat yaşarken; sosyal medya gibi şeylere ayıracak vakit bulamaz, yokluğunu da hissetmezler. kısacası onlar yaşar, bilmem kaçıncı dünya ülkeleri de sadece izlemekle yetinip tatmin olmaya çalışır. yazık çok yazık!

    edit: imla

  • ufoların ilk olarak türkiye'ye gelmesi ile apple ceosunun tatil için yozgat'a gitmesi aynı şey. biz ülkeden gitmeye çalışıyoruz uzaylı neden gelsin.

  • bu arkadaş dün amerika galibiyeti sonrası zehra'ya ''maç içinde zaman zaman düşüş yaşadın'' diya başlayan anlamsız saçma sapan, gerçekle alakası olmayan bir soru sorup daha teri kurumamış kızı ''düşüş yaşadığımı düşünmüyorum'' diye savunma yapmak zorunda bırakarak sevincinin içine sıçan arkadaş değil mi?

    kardeş sizi seçerek falan mı alıyorlar? canlı yayında kızın yüzü değişti lan...

  • propagandist bir kitaptır. milliyetçi, militarist, muhafazakar ve fanatik bir nesil yetiştirmek için "çocuk kitabı" kisvesinde sunulan ideolojik bir aygıttır. yazıldığı dönem (1907), rusya çarlığı'ında yayılmakta olan komünizme karşı adetâ bir önlem niteliğinde, antikomünist bir içerik ile kurgulanarak politize edilmiştir. dahası hiyerarşik ve statükocu bir yaklaşımı yücelterek savunduğu, ajite ettiği ideolojinin sorgulanmadan benimsenmesini, berkitilmesini amaçlar.

    kitabın düşünsel yanının dayandığı kavramlardan yola çıkarak ataerkil söylemin metne sirayet ettiğini tahmin etmek zor değil fakat metinde "erkek olmak" cesaret, kahramanlık, fedâkârlık gibi kavramlar ile ilişkilendirilerek defalarca vurgulanmakta, eril dil metinde bile isteye öne çıkartılmakta, erillik kutsanmaktadır. tüm bunlardan hareketle kitabın, milliyetçilik ve ulus devlet paradigmasının yükselmekte olduğu bir dönemde hızla yayılıp başka dillere çevrilmesinin edebi bir değerden değil -içeriğe bakarak- pragmatik bir değerden kaynaklandığını rahatlıkla söyleyebilirim.

    kısacası kitap okul önlerinde satılan değil; pedagoglar(!) ve "keşke çocukken okusaydım", "okumak için geç kalmışım" gibilerden hayıflanmalar ile eleştirel okumadan bihaber, daha doğrusu okuduğunu anlamaktan aciz basiretsiz yetişkinler tarafından okul ve ev içlerine bilhassa sokulan, çocukların, o saf dimağların maruz bırakıldığı bir (mübalağasız) uyuşturucudur. naçizane tavsiyem: çocuklarınızı hiç olmazsa "çocukken" uzak tutunuz, bu ve böylesi kitaplardan.

    söz konusu kitabın bahsettiğim türde zararlarını inceleyen kısa bir makale: şiddetin estetize edilmesi ve pal sokağı çocukları

  • gunu bok gibi gecmis binbir dert tasayla gunu bitirmis
    gunu bitirirken de pili bitmis bir babanin

    sizip kaldigi koltukta
    boyu 90 santim olan 2 yasindaki oglunun

    kendi boyundan buyuk yastik bir elinde
    diger eliyle basini koydugu sert koltuk kolcagindan ayirmaya tum gucuyle israr ettigi

    babanin o sersemlikle

    n`oluyoruz lan
    deyip gozunu actiginda ogluyla gozgoze gelip

    baba yassik baba yassik
    lafini duydugu andir.

    ki omre bedeldir.