ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
14 mayıs 2015 emre belözoğlu'na yapılan saldırı
-
aslında emre feribot dışında çok sakin bir insandır. fetibotta agresif davranıyor.
letgo ölücüleri
-
artık kullanmadığım bir spor aletini 800 liraya ilana koydum. elemanın biri “abim, canım abim 500 olsun hemen gelip alayım” diye mesaj attı. ben, o fiyata olmaz ama 750 olsun dedim. arkadaş başladı yok sakatlık geçiren birine alacaklarmış arkadaşlarıyla da, parayı çıkaramıyorlarmış da, sevaba girermişim de. neyse o biraz çıktı ben biraz indim anlaştık.
abim gelecek almaya dedi. numaramı istedi. sözde abisi aradı beni aletin ebatlarını sordu. sedan arabaya sığar mı? yoksa babamın arabasıyla geleyim dedi, sığar dedim. buluşma yerine c serisi mercedes ile geldi. abi bakalım sığmazsa pederin x5 i alıp geleyim dedi. neyse bir şekilde sığdırdık, aldı gitti. ben de salaklığıma gülüp el salladım arkasından.
erkeklerde tayt giyme modası
-
http://galeri8.uludagsozluk.com/…-modasi_619152.jpg
giymeyin diyorum bak, hobi olarak bile giymeyin.
süperman bile taytının üstüne kırmızı don giyiyor lan, mavi peleriniyle kalçalarını kapatiyor. yapmayın gençler yazıktır, etmeyin.
edit: süpermanın donu da pelerini de kırmızıymış. ben sinirden ne dediğimi biliyo muyum? akıl mı bıraktınız lan allah'sızlar.
taraftara kızan pilotun uçağı kaldırmaması
-
pilota "sanane be, sen işine bak" diyen arkadaşlar, siz daha otobüs içerisinde nefes almak için zıplamak zorunda kaldığınızda hala arkalara ilerleyin diyen otobüs şoförüne gıkınızı çıkartamıyorsunuz, o uçaktaki her açıdan tek yetkili adama mı akıl vereceksiniz?
bunu türkiye'de değil de bir amerikan havalimanında yapsan, anında tutuklanırsın. bak uçaktan indirilirsin falan demiyorum, tutuklanırsın. amerikan vatandaşıysan 5 yıl uçuş yasağı yersin, vatandaşı değilsen sınırdışı edilirsin ve vizen iptal edilir.
uçak lan bu uçak, dingonun ahırı değil. deplasman uçağı falan da değil, bildiğin tarifeli uçak. ne hostes senin bağırmanı dinlemek zorunda ne de diğer yolcular. ben uçakta tezahurat yapmak istiyorum diyorsan kiralarsın kendi özel uçağını, istersen uçakta halay çekersin.
yurt dışında yaşamak
-
normalde pazartesi sabahi sendromu, cuma aksami mutlulugu olan biri degilim ama pazar gunleri uyandigimda gune mutlu baslarim hep.
karsi apartmanin tam benimki hizasindaki dairede bir teyze yasiyordu. iki yil boyunca her pazar sabahi bu bayragi asiyordu, bugun oldugu gibi:
http://i.hizliresim.com/e39avb.jpg
yurt disinda yasadigimiz icin nadiren karsilasilan boyle seyler hosuna gidiyor insanin. iki yillik komsuyuz fakat neden sadece pazar gunleri bunu yaptigini merak ediyordum. ayni apartmanda olsak belki kapisini calar, kahvesini icerdim de, durum bu sekilde olunca sadece pazar sabahlarina mutlu uyanmakla yetindim uzun zaman.
yaslica biriydi. ara ara balkona ciktiginda gorurdum. babanne minnoslugu vardir ya hani. aynisi iste. bundan bir ay kadar once teyze yine biraz rahatsizlanmis olacak ki, ayda bir eksik olmayan ambulans yeniden gelmis goturmustu fakat bu defa diger gun getirmedi. bir hafta oldu, bir ay oldu getirmedi.
bir aydir pazarlarim bayraksiz geciyordu. yokluguna alismasi zor oldu. bugun uyandigimda bir baktim ki bayrak yeniden asilmis. cok mutlu oldum. iyilesmis teyze dedim. durumu facebook sayfamda anlatinca, arkadaslarim "gitsene ziyaretine oglum yaa" dedi hep bir agizdan. cesaretimi toplayip nasil becerdiysem kendimi karsi apatmanda buldum hasta ziyareti edecegim resmen.
kapiyi bir adam acti, ogluymus. durumu basindan anlattim ayakustu, boyle boyle dedim iste en sonunda geldim. iceri buyur etti sagolsun, esi ve cocuklari da vardi ama teyzeyi goremedim salonda. herhalde icerde yatakta dinleniyordur dedim kendi kendime cunku bayrak var disarida. sonra basimdan asagi kaynar sular dokuldu "gectigimiz pazar kaybettik annemi" deyince.
"ama bayrak disarida?" dedim, "hep o asardi pazar gunleri."
anlatmaya basladi: "annem buraya kirk sene once, daha yirmi yasinda bile degilken gelmis istemeye istemeye. ondan sonra evlenmis, biz olmusuz, duzen kurulmus, is-guc derken bir daha mumkun olmamis ve geri donememis. annemler turkiye'den ciktiktiklarinda bir pazar gunuymus. icine dert olmus geri donus yapamamak ve neredeyse on yildir her pazar gunu bu bayragi asip gecmisi yad ederdi. ataturk'u, turkiye'yi hep cok sevdi. hepimize asiladi. simdi gelenek haline getirdigi bu bayrak gorevi bize gecti ve anisini yasatiyoruz. yine her pazar bizim tarafimizdan asilacak. cocuklarim da benden sonra asmaya devam edecek." dedi. bir yandan dinliyorum, diger taraftan dokunsalar aglayacagim gozlerin dolulugundan adami goremiyorum, kirpmaya korkuyorum. "hic komsum yok" diye mizmizlik ediyormus. "keske onceden gelseydin buraya ve tanissaydiniz" dedi. daha kotu oldum.
"bilseydim gelmez miydim hic?" diyebildim sadece. teyze ile tanisamamak hayatimin sonuna kadar icimde yara kalacak sanirim.
71 rektörün atıf sayısının 0 olması
-
azıcık akademi tozu yutmuş biri bunun nasıl büyük bir rezalet olduğunu bilir, öyle diyeyim size.
1 milyar dolara 1 yıl eşek taklidi yapar mısınız
-
nerede yapılacağına göre değişir, bazı yörelerde sıkıntı olabilir
hastası olunan sözler
-
parayla saadet olmaz klişesine karşı serin duruş;
"insanin parası varsa çalışmak zorunda kalmaz. böylece zamanı satın alır. bu kalan zamanda da kendini mutlu edebilecek şeyleri yapar. yani para mutluluğu satın alır." albert camus
baba kız diyalogları
-
babam ales sınav yerime bakmaya gidecektir...
+kızım adını soyadını yaz da ver bana, listeden bulayım orda.
-baba hadi adım neyse de, soyadımı ezberden bildiğini tahmin ediyordum.
diyarbakır çok güzel hep gitmek istemişimdir
-
ulan bundan bile mağduriyet yaratıyorsunuz ya. klasik kürt mağduriyeti
alanya'da tek başına beş kişiyle kavga eden adam
-
(bkz: malum ırk)
tek başlarına kavga edecek yüreğe sahip olmadıkları gibi, kalabalık olmalarına rağmen sopayla saldırmaları beni şaşırtmamıştır.