ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kişinin de'yi ayrı yazmama özgürlüğü
-
kişinin, yazdığı şeyi okuyan insanların işini zorlaştırma özgürlüğüdür.
bir metin de, özellikle uzun bir cümle de de ya da ki eki yanlış yazıldığı zaman, okuyan kişiyi ister istemez cümle başına döndürürki buda haliyle yazının akıcılığına zarar verir (görüldüğü üzere).
de ve ki eklerinin doğru yazılması uluslararası'nın bitişik, bir şey'in ayrı, birkaç'ın bitişik yazılması gibi bir şey değil. az da olsa okumayı kolaylaştıran ve değişmesinin pek imkanı/anlamı olmayan bir dil kuralı.
ayrıca iyi bir okur-yazar bu tür şeyleri otomatik yapar zaten. yapmadığında rahatsız olur. bunun üzerinden politika üretmeye gerek yok, space'e bas geç işte, daha kolay. zaten "ben biliyorum ama yazarken dikkat etmiyorum" diyen tipler genelde imla kurallarına hakim olmayan kişiler oluyor. yazarken dikkat etmeyecen de ne zaman dikkat edecen, konuşurken mi?
gareth bale
-
britanya'ya olan bakışım değişti. sağlak olanlar ingiliz, solak olanlar galli mi? nasıl oluyor?
koskoca ingiliz milli takımı yirmi yıldır bir tane sol açık çıkaramazken, galler nasıl oluyor da sadece efsane yahut efsane potansiyeli olan sol açıklar çıkarabiliyor?
giggs, milli takımı bıraktığı için cm oyunlarının doğası gereği tekrar bir galli efsane sol kanat oyuncusu yetişiyor gibi. galler takımında başka mevkilerde yıldız yokken sadece sol ön oyuncusu yetişiyor. ingiliz milli takımına ise bir türlü ideal, idare eder, bir sol ön oyuncusu bulunamıyor.
aksan falan anlamam, kafa kağıdında yazana aldanmam, bir britanyalı'nın galli mi yoksa ingiliz mi olduğunu anlamak için topu sol ayağına atarım. soluyla önüne alıyor driplinge başlıyorsa galli, sol ayağı tahta olduğu için topu sağıyla tutmaya çalışıyorsa ingiliz, topu atana kadar bile beklemeyip bira içmeye gittiyse irlandalı, topu karşılamayıp aval aval bakıp çimlerde gezmeye başlıyorsa iskoç... kardeş burada arazi fiyatları kaçtan başlıyor diye soruyorsa türk.
erkeklerin onu daha az sevene gitme sendromu
-
şöyle:
- cemre beni ne kadar seviyorsun.
+ yok denecek kadar az.
- keşke dünya dursa, bu an hiç bitmesin istiyorum.
ekşi sözlük'te entry ile evlilik teklif etmek
-
roman gibi olabilendir. özet geçiyorum: sözlük kızından mesaj almış, izmire gitmiş, sonra rusya'ya gidip rus hatunlarla aganigi naganigi yapmış. şimdi de birine evlenme teklif ediyor ama kime ettiğini ben çözemedim. herhangi birimize olabilir. bana ediyorsa; zaten evliyim olmaz.
1918'de doğup 1988'de ölen sovyet vatandaşı
-
tarım dışında bir şeyi olmayan sovyetler'de doğmuş, uzaya adam gönderen, atom bombası yapan, abd'ye kafa tutan, ağır sanayinin her türlüsünün olduğu olduğu sovyetler'de yaşamış, bürokratik ahlaksızlığın toplumsal çözülmelere yol açtığı sovyetler'de ölmüştür.
özlem yıldız'ın çok ciddi birlikteliği
-
para için tipsiz tipsiz adamlara yapışan agresif kaşlı hanımın über ilişkisi. eski kocası da tuvalet fırçasına benziyordu.
benim bakanıma edirne'de çay vermediler
-
cok gelismis bir ulkenin, bir basbakaninin, bir konusmasinda gecen, magduriyet iceren bir soz.
-boyle bir sey olabilir mi? soruyorum size olabilir mi? benim bakanimin cani cay cekmis ve icmek istemis ama yok demisler. ulan hepiniz o evdeydiniz. biz bu cay vermeyenlerle sandikta gorusuruz. varsa bir derdin sandiga gelirsin. oyle balkondan cay yok demekle olmaz. ben buradan edirne savcilarini da goreve cagiriyorum. o evde cay olup olmadigini kontrol etsinler.
bir filmin tamamını anlatan tek repliği
-
sevmek de yetmiyormuş, çok eskiden rastlaşacaktık.
(bkz: vesikalı yarim)
affetmekle vazgeçmek arasındaki ilişki
-
akilliysan ikisinden birini secersin.
aptalsan; ne affeder ne vazgecersin.
fenerbahçe'nin şampiyonlar ligi'nden men edilmesi
-
"uefa: yitirli dilil vır"
9 haziran 2023 kılıçdaroğlu liderler özel yayını
-
ulan benim babannem, kırsalda, 85 yaşında bütün gün tlc'de ağır yaşamlar izliyor kadın, trt sikinde değil.
senin kırsal dediğin yer serengeti mi sanıyorsun türkiye'de, herkes herşeyi biliyor takip ediyor bu ülkede.
millet seni sevmiyor aq sev mi yorrrr, sana güvenmiyorrrr yahu. tayyip'ten illalah etmiş,cebinde metelik kalmamış bir millet sırf karşıda sen varsın diye mecburen tayyip'e oy verdi ulan söve söve, lanet olsun sana be kardeşim, allah kahretsin ya.
mazlov hiyerarşisi gibi millet seni görünce önce güvenlik diyor amk ülkesinde senin pkk seviciliğin yüzünden, rezil herif.
moka pot
-
daha evvel yazdiklarima ek olarak cok onemli bir şey daha yazayim;
moka potu kullandiktan sonra sıcak haliyle sakın bırakmayin. contalari kisa sürede harap olur.
kahve demlenip kahveyi bardaginiza koyduktan sonra moka potunuzu lavaboda soguk suyla biraz sogutup, üst hazneyi biraz gevşetin ve öyle birakin. (tamamen yıkayabilirsiniz elbette, ben hemen yıkamayanlar icin yaziyorum bunlari)
bu dedigim olay cok kritiktir. sıcak olarak birakirsaniz icindeki yuksek basinc zamanla contalarini bozacak.
bunu yapmazsaniz bi sure sonra conta degistirmek zorunda
kalirsiniz. ben halen kullandigim alpina moka potumu 4 senedir gunde bazen 3 er kez kullaniyorum ama henuz conta degistirmedim. (daha evvel aldigim ve 7-8 kullandigim potlar da mevcut. henuz conta degisimi hic yapmadim. oysa yurtdisi forumlarda herkes contalardan sikayet eder:)
conta dediğim şeye ingilizce “gasket”
diyorlar.
edit: bi arkadas moka potu hemen soguk suya tutmak iyi degil demis. dogru hakli ama sicak haliyle eline alip gevşetebileniniz varsa öyle yapabilir:) kısmi sogutmanin tek amaci gevsetmek icin moka pota dokunabilmek.
ha bunu bezle de yapabilirsiniz ama sogutmadan yapacaksaniz elinize dikkat edin, eliniz tam araya denk gelirse ilk cikan basincla deriniz bi güzel cayır cayır yanacaktir.
işte o derinizi yakan şey zaten contalarinizi mahvediyor:)
sevgilerimle.