hesabın var mı? giriş yap

  • bu olay, köprüleri bayram hediyesi olarak ücretsiz yapmaya benzemez ağalar. adam sana sattığı ürünün en temel özelliklerinden birini uzaktan tek tuşla değiştirebiliyor; otomobil gibi bir üründe ikincil bir iradenin bana ortak olması fikri açıkçası hiç hoşuma gitmezdi. hatta "abd'de yaşasaydım kesin tesla kullanırdım" olan fikrim şu anda "tesla sahibi olsam yarın gider satardım amk arabasını" şeklinde evrildi.

    bazı makul kullanım alanları olabilir bu özelliğin. mesela polis tarafından takip edilen bir tesla, uzaktan tek tuşla deaktif hale getirilebilir ya da aşırı hız yapan bir sürücünün hız limiti uzaktan kontrolle düşürülüp güvenli seviyeye çekilebilir vs. bunlar toplum için faydalı müdahaleler olabilir. lakin toplumsal fayda sağlıyoruz ayağına benim aracımın "erişilebilir" hale getirilmesi çok tehlikeli. ileride bu tip araçlar çok daha yaygınlaştığında milyonlarca araç kullanıcısını ticari amaçla sömürebilecek ya da çok ciddi bir terör hedefi haline getirebilecek bir uygulama bu.

    elimizin altında sözümona tüm dünyaya açıldığımız bir internet bağlantısı var. wikipedia bile bir gece ansızın erişimimize engellendi amk. devlet sırf kendine tehlike oluşturmasın diye zaman zaman, hatta paranoyakça sosyal medya sitelerinin trafiğini kısıtlamıyor mu? deli olmuyor muyuz? bu tür durumlarda bağımsızlığımız ve kişisel haklarımız çiğnenmiyor mu? kişisel otomobilin uzaktan kontrol edilebiliyor olması da tam olarak bu potansiyeli taşıyor işte. şu son habere konu olan yazılım müdahalesi müşterilerine ekstra seyahat şansı veren ve kimileri için belki de hayat kurtaran bir "kıyak" gibi görünse de beni ziyadesiyle geren bir hamle.

    en son, boston dynamics'in insan gibi yürüyen ve tekmelenince dengesini korumayı başaran robotlarını gördüğümde böyle tuhaf hissetmiştim.

  • (bkz: asimov) 'un kitaplarinda gecen yasalar butunu.

    1) bir robot bir insana zarar veremez ya da bir insanin zarar gormesine seyirci kalamaz
    2) bir robot 1. kuralla celi$medigi surece bir insanin emirlerine uymak zorundadir.
    3) bir robot 1. ve 2. kuralla celi$medigi surece kendinin zarar gormesine izin veremez.

  • bir de türkçe altyazılısı çıksa da bunun biz de anlasak dedirten bebektir.

  • üyelik için 50 lira giriş ödentisi ile 6 aylık aidat olan 120 lirayı nakit isteyen oluşum. fadıl bizi dolandırdı demeyin çakallar kapmışsınız bişeyler;)

  • bir keresinde "osman abi sen burda inceksin yengeye selam" şeklinde bir anons duyduğum metrodur kendisi...

  • vefat etmeden önceki son röportajı sanki buruk bir veda gibi:

    "şu an albüm yapmamı gerektirecek bir neden görmüyorum. türkiye'nin içinde bulunduğu ortam benim bir daha albüm yapmamı gerektirmiyor. türk halkı var olduğu bugüne kadar, dört bin yıllık bir tarihten bahsediyoruz, tarihinin en kavgalı, en uzlaşmaz, en gürültülü patırtılı dönemini yaşıyor. ben bu karmaşa içinde bir daha albüm yapmayı düşünmüyorum.
    ben insanlara hayatım boyunca doğrulukları anlattım. geldiğimiz konum dolayısıyla bu doğrulukları anlatmanın pek fazla işe yaramadığını görüyorum. bir üzüntü var tabii ki. bir hüzün var itiraf edeyim ki. ama yapmam da lazım. bunu bırakıyorum. bundan sonra bu işi de bırakıyorum...

    hayranlarım bir tepki gösterirseler ben duyarım onları. çok sanmıyorum. sonuçta güzel bir albüm çıkartıyorum işte. zaman zaman televizyon programları yapmaya devam edebilirim. konser de veririm belki. yani onlar başka şeyler. ama türkiye'nin içinde bulunduğu şu günler, bu kadar uzlaşmaz, bu kadar kavgacı, bu kadar çözümsüzlüğü arayan bir yaşam felsefesini benimsemiş bir ortamda benim şarkılarıma insanların ihtiyaçları yok. kişisel düşüncem..

    o zaman daha huzurlu bir ortamda yani ben de daha huzurlu ortam istiyorum o zaman. evet buna hakkım var. bunca sene konuşmuş, ettiği laflar dinlenmemiş bir insan olarak huzurlu, kavga edilmeyen bir ortam istiyorum yani...."

    o günden bugüne iyiye giden bir şey olmadı barış abi.. daha uzlaşmaz daha kavgacı daha gürültülü olduk. en son bıraktığın gibi bu dünya. kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok. ve daha da kötüsü, içi boş insanlar bu dünyada çok fazla yer kaplıyor artık.

  • -kopeklerini evlendireceklerini soyleyen komsunun evlilik davetiyesi verip dugune davet etmesi. (oha) neyse peki oyle olsun bakalim diye gunu geldiginde yola cikip gidildiginde, dugune uygun olmayan kiyafetle (!) gelindigi bildirilerek kapidan giremezsin diye geri cevrilmek istenmesi. arkadasla birbirimize donup "ne diyo la bu, bu nedir la" bakisi atmamiz. neyse dugun(!) sahipleriyle baglantiya gecip bir sekilde iceri girmemiz. ve evet tipik amerikan dugunu gibi millet masalarinda icki icerken kopek sahiplerinin evlilik yeminlerini kopekleri adina etmeleri, kopeklerin cok sekil giydirilmesi ve milletin harbi harbi evleniyorlar diye mutluluk goz yasi dokmesi bunlar olurken benim dayanamayip hayvan gibi gulmem ve pis bakislarin hedefi olmam. "sorry, they are so sweet" diye yalandan kivirmam.

    -arabayi park ederken arkadan arabaya tak tak diye vurulmasi. polisin park cizgisini az gectim diye ( 1-2inch disarda) ceza yazmaya kalkmasi. benim "baba napiyon yapma, isa askina lutfen, kurban olam" serzenislerime aldirmamasi benim de caresiz beklerken cakallik yapip "iyi de sen arabama vurdun ben daha park etmedim" demem uzerine bir sure dusundukten sonra "hmm aslinda haklisin ama bak bi daha yapma" diyip cezadan yirtmak, benden sonra gelen kurbani tam olarak arabadan cikmasini beklemesi ve o ciktiktan sonra parkin disarda mi diye kontrol edip disarda olduguna karar verip kadinin yakarislarina aldirmadan ceza yazmasi. (benim bokuma kadina patladi)

  • sonunda bir babayiğit çıkmış dedirtendir.

    ya ne olacaktı? gecenin körü iki bıçaklı tinerci abinin önünü kesmiş haraç kesiyor, gasp ediyor. o da çakmış kibriti, bakayım yanıyor mu diyor hahah. helal olsun.