hesabın var mı? giriş yap

  • ''eğer ki o diploma olsaydı; akp liler profil resmi yapar, havuz medyası çarşaf çarşaf yayınlar, yetmez diploma-i şerif diye ziyarete açarlardı''

  • haluk bilginer'in başrolde oynadığı, toplumsal ve siyasi pek çok olaya göndermeler yapan harika bir yerli dizi. kısa, öz ve oldukça manidar olmuş.

    beğendiğim bir replik:

    ‘’bu burçlar falan var ya astroloji yani, prensip olarak çok saçma bir defa. insanın kişiliğini doğum tarihinden anlayamazsın. hele geleceğini tahmin etmek, doğum tarihiyle olacak şey değil o. o nasıl olur ancak biliyor musun? doğum yeriyle. insanın geleceğini de kişiliğini de doğum yeri belirler. esasında bu burçları doğum yerine göre ayarlamaları lazım.

    bak, insanın doğum yerine göre kehanette bulunsalar mesela onu anlarım. sonuçta trablus'ta, peşaver'de ya da angola'nın herhangi bir köyünde doğmuş bir çocuğun hayatının neye benzeyeceğini tahmin etmek zor değil. eh… toronto'da, oslo'da, tokyo'da doğmuş da az buçuk ne olacağı belli. bizim anadolu insanı bunu bilir mesela. onun için de yeni tanıştığı bir kişiye “burcun ne?” diye sormaz. “memleket nere?” diye sorar.

    bir de yükselen burç meselesi var. o da vatandaşlık oluyor, yani hangi ülkenin vatandaşı olduğu. o da önemli. suriye'de doğmuş bir suriyeliyle suriye'de doğmuş bir fransızın kaderi aynı olmuyor tabi. burcum halep ama yükselenim fransız. o zaman iş değişiyor tabi. ya da burcum kongo yükselenim belçika. durum farklı. işte benim burcum da kambura. benim kaderim de kambura. ben eğer bugün buralara geldiysem, sırf kambura'da doğduğum içindir.’’

    cemil, şahsiyet, 6.bölüm

  • öyle bi hiç için; artık hayatının son demlerini eşiyle keyfe keder yaşayıp giderken karavanına atlayıp, 1.sınıf habitat uğruna 2.görünümlü 3.dünya ülkesine tatile gidip, ne idüğü belirsiz insanlar cumhuriyetinin bir canisi tarafından öldürül, katledil.. karavanın havalandırma camından bıçakla atlayıp gelen bir hayvan! siz hala konuşadurun efendiler yok karadenizliymiş, yok kürtmüş, onun bunun memleketlisiymiş falan diye hayır ne alakası var insan değilmiş, ama bizden biriymiş, bir türkiyeliymiş.. hala ayrıştırın, hatta italyanda zaten lombardialıymış, bunlar afedersin kuzeyli zaten falan deyin oldu olacak. secere, kütük merakından insanlığını unutmak ne acı. ah gelmeseydin böyle aptallık memleketine keşke hiç giorgo..

  • virüsle, pandemiyle alakası olmayan ve tamamen insanların yaşam tarzına müdahale etmek amacıyla alınmış olan karardır. rüzgar ekmekten başka bir şey değildir.

  • suyu siseden degil plastik bir torbamsi seyden icmis nesildir. pipeti vardi bu plastik seyin. oyle icilirdi su.

  • türk zırhlı birlikleri'nin kuruluş aşamasında büyük emekleri olan korgeneraldir.

    maalesef kendisi hakkında internette bilgiye ulaşmak pek mümkün değil. türkiye'de benzerine zor rastlayabileceğiniz birisi olan asker kökenli gazeteci hicret hürkan (canbazoğlu)'nun yazdığı "asker gözü ile 27 mayıs''a doğru dp devrinde türk silahlı kuvvetleri" kitabında kendisinin biyografisi mevcut. hicret hürkan, 18 eylül 1955 tarihli ulus gazetesi'ndeki asker gözü ile köşesinde korgeneral fehmi türesel'in vefatının hemen ardından kaleme aldığı yazısında bu biyografiyi okuyucusuna aktarmış. günümüzdeki güncel kurallara göre yaptığım ufak tefek bazı değişikliklerle korgeneral fehmi türesel hakkındaki yazıyı aynen aktarıyorum:

    "birkaç gün evvel milletimiz değerli bir asker evladını daha kaybetti. merhumun orduda geçen bütün ömrü yüksek hizmetlerle meşbudur. bilhassa "harp akademileri tarihi"nde, türesel'in hatıraları takdirle anılacaktır.

    fehmi türesel 1311 (miladi; 1893) yılında istanbul’da doğmuştur. 1328 yılının temmuz ayında (miladi; temmuz 1910), harp okulundaki tahsilini ikmal ederek çok genç yaşta orduya katılmış ve sırası ile 97’nci alay 2’nci tabur birinci bölük takım komutanlığında, 33’üncü tümen mülhaklığı'nda (subay yardımcılığı), 97’nci alay 2’nci tabur emir subaylığında ve alay komutanlığı yaverliğinde vazife almıştır.

    1 eylül 1331 (miladi; 1913) tarihinde üsteğmenliğe yükselmiş ve bu rütbede kafkas 60’ıncı alay 4’üncü bölükte, 13’üncü alay ve 5’inci kafkas tümeni yaverliklerinde bulunmuştur.

    1 mart 1337 (miladi; 1918) tarihinde yüzbaşılığa terfi ederek 47’nci alay 8’inci bölük komutanlığı'na tayin edilmiştir.

    1340 (miladi; 1921) yılında harp akademisi'ne girmiş ve 1927’de mezun olarak kurmay görevlerinde istihdam olunmuştur.

    30 ağustos 1929 tarihinde binbaşılığa yükselen türesel’i, önce 11’inci tümen 126’ncı alay 1’inci tabur komutanlığı'nda, daha sonra harp akademisi öğretmenliğinde vazife almış görüyoruz.

    30 ağustos 1933 yılında yarbaylığa terfi edince motorlu piyade alayı komutanlığı'na tayin edilmiş ve bu rütbede tekrar harp akademisi'ne öğretmen olarak verilmiştir. 1938 yılında albay olmuş, 14’üncü dağ alay komutanlığı'nda, zırhlı alay komutanlığı'nda ve zırhlı tugay komutanlığı'nda bulunmuştur.

    1943 yılında tuğgeneralliğe terfi etmiş, önce 3’üncü zırhlı tümen komutan vekaletinde ve bilahare zırhlı birlikler müfettişliği'nde görevlendirilmiştir.

    1946 yılında tümgeneral olan türesel’i sırasıyle 22’nci tümen komutanlığında, 1’inci süvari tümen komutanlığında ve 12’nci tümen komutanlığında görmekteyiz.

    1950 yılında da korgeneralliğe terfi ederek 9’uncu kolordu komutanlığı'nda ve müteakiben harp akademileri komutanlığı'nda (28 ağustos 1952 - 3 ağustos 1954) bulunmuştur.

    rahmetli kısa bir süre evvel emekliye ayrılmıştı.

    birinci dünya savaşı ve kurtuluş savaşındaki yararlılıklarından ötürü general türesel harp, gümüş liyakat ve istiklal madalyaları ile taltif edilmiştir.

    hatırası önünde saygı ile eğilir, muhterem ailesine ve aziz ordumuza başsağlığı dileriz."

    kendisinin internette ulaşabileceğiniz tek fotoğrafı tarihçi-yazar erhan çifci'nin twitter'da yayınladığı şu fotoğraf. fotoğraf kalitesi maalesef pek iyi değil. eğer yanlış bilmiyorsam bu fotoğraf da tümgeneral tahsin yazıcı'nın oğlu tankçı binbaşı bali yazıcı tarafından hazırlanan "türk zırhlı birlikler tarihi" isimli kitapçıkta (görsel) bulunan fotoğraf ile aynı (görsel). aynı kitaba baktığımızda kendisinin vefatının ardından general türesel tank müzesi adı altında bir müzenin (görsel) oluşturulduğunu görüyoruz ki burası muhtemelen halen etimesgut'ta bulunan etimesgut tank müzesi'nin ilk hali.

  • cübbeli ahmet hoca'nın türkiye'yi savunduğu, içeriden isimler vererek ciddi uyarılar yaptığı ve gelişen olaylara karşı öngörüsüz ve salakça yaklaşımın aynen fetö'ye de sergilendiğini defalarca tekrarladığı program; bu arada murat bardakçı'nın da hükümetle arayı bozmamak adına şekilden şekile renkten renge girdiği programdır. yaw kaç yaşındasın, paran pulun var, çoluğun çocuğun yok neden doğru olmazsın?

    murat bardakçıdan tek bir örnek

    cübbeli: selefi ve vehhabiler camilerimizde vaaz veriyor.
    bardakçı: türklere mi araplara mı?
    cübbeli: araplara, arapça veriyorlar vaazı.
    bardakçı: olabilir o zaman sen de almanya'da türklere vaaz verdin.

    buyur burdan yak:
    1-yeter lan almanya'ya çalışmaya gitmiş ve seçilerek alınmış türk işçilerle ülkemize ork ordusu gibi dolan arapları birbirine örnek verdiğiniz. ne alakaları var bu 2 ayrı toplumun.
    2- türkiye'ye gelen selefiler geçtim ateisti, deisti, aleviyi, mevleviyi, hanefiyi; ismail ağa cemaati mensuplarını bile kesip mallarına çöküp karılarını kızlarını cariye yapmanın helal olduğunu anlatıyor araplara, cübbeli almanya'daki türk işçilere böyle bir telkini vaazı mı olmuş birbirine örneklendiriyorsun.

    adam kaç gündür yazıyor, söylüyor, karşında 15 kez tekrar etti biz, siz, o, bu hepiniz din dışısınız deyip kesecek bu selefiler diye. anlaman için daha ne lazım? sanki iç savaş çıkıp selefiler kesmeye başlayınca korunaklı-korumalı evin kurtaracak seni. evini koruduğunu zannettiğin güvenlik görevlisi selefi çıkıp ilk seni kesmesin dikkat et.