ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lana del rey
-
cemal reşit rey'in kızıdır. ciddiyim bak!
içinden film senaryosu çıkabilecek şarkılar
-
cem karaca
(bkz: safinaz)
fiyatlar artıyordu kasımın ücreti sabit
fiyatlar artıyordu safinaz okuyordu
safinazın okuduğu kitaplar yazıyordu
bir doktorun işçiden şerefli olduğunu
........
yine erken kalkıyordu safinaz sabahları
her sabah geçerek o aynı sokakları
kendi gibi insanlarla doldurup fabrikaları
kendi gibilerine satıyorlardı yaptıkları malları
.......
baba evinden çıkıp gitmek kurtuluş mu kurtuluş mu?
düşündün mü bu yolun sonu düzlük mü ya yokuş mu?
varacağın en son nokta doğru mu yanlış mı?
nereye safinaz?
.......
ve üstad son sözlerinde herkesi selamlar:
söylesenize safinazlar bütün bunlar kurtuluş mu?
kurtuluş nerede
nerede safinaz
onbinlerce safinaz
kurtuluş nerede?
not: sözlerin hepsi çok değerlidir ama sadece bir iki kıtasını yazdım, bu bile yeterlidir)
uzungöl'ün son hali
-
çok afedersiniz ama her seçim %58'ler %65'ler ile ampüle basan has hakiki vatansever trabzonlular'ın pek de umurunda değildir.
tüm trabzon ormanlarını kessen ses çıkmaz oradan!
altan erkekli'nin hala ev borcu olması
-
bir tane evinin halen borcunun oldugunu soylemis diger borcsuz evlerinin kac tane oldugunu bilmiyoruz.
gazi olduklarını bilmiyorduk bize terörist demeyin
-
teyze zaten senin zihniyetin buysa oğlunun farklı türde bir yaratık olması şaşırtıcı olurdu. oğlun yolda giden bir adama saldırıyor, oğlun yolda ailesiyle yolculuk eden bir adama saldırıyor, oğlun yolda ailesiyle yolculuk eden engelli bir adama saldırıyor, oğlun yolda ailesiyle yolculuk eden bu vatan için canını ortaya koymuş bacağından vazgeçmiş bir gaziye saldırıyor ve senin sorunun bu süreçlerden en sonuncusuyla, diğerlerinde herhangi bir problem görmüyorsun. hatta oğlunun gaziye saldırmasını bile diğerlerinin senin hakkında "terörist" diye düşüneceği endişesiyle yanlış buluyorsun, kimsenin görmeyeceği bir yerde dövseydi senin hakkında bir şey denmeseydi sorun yok yani. yazık cidden yazık tüm bu hastalıklı fikirlerini de kendine saklamak yerine bir de insanlara çağrıda bulunuyorsun oğluma terörist demeyin diye. ne desek az valla...
takvimlerden haberin yok mu
-
var. takvimlerden haberim var.
sen gideli epey oldu. yedi yıldan biraz fazla. başka haberlerim de var.
çocukların büyüdü. kızın genç kız oldu, sana benzemiyor pek. kuru, zayıf, cılız bir kız. oğlan da büyüdü, o aynı sen işte. senin esmerin. güleç bir çocuk. doğduğunda nasılsa öyle. artık yemek yiyor, belki de ondan. kaşığı zorla ağzına sokmuyoruz bebekliğinde senin yaptığın gibi. "çocuk ya da büyük ol haribo'yla mutlu ol" diye karşısında şebeklik yapmıyoruz. ikisi de iyiler işte, okula gidip geliyorlar. bir de kardeşleri oldu senden sonra.
anlayacağın herkes hayatına devam etti bir şekilde. yine de hiç kıvırmadan söyleyeceğim, şu saatten sonra sır bize aşikâr sana, baban kafayı bozdu. kolay değil. koca adam yandı kavruldu. annen de uykuyu unuttu. evin içinde yalın yapıldak dolanıp sabahlara kadar ağlıyormuş. kız kardeşinin bebeği oldu. görsen çok severdin, eminim. ablanı çok görmüyorum. karşılaştığımızda da göz göze gelemiyoruz zaten.
başka? her toplanıldığında adın muhakkak geçiyor. o olsaydı şöyle derdi, böyle gülerdi. herkes bir fasıl seni en son gördüğü zamanı anlatıyor. en son ben söz alıyorum. hep aynı şeyi söylüyorum: en son mesajı bana atmış işte.
ben mi? aynı. bildiğin gibi. rehberde adın, telefonda mesajın duruyor. senden sonra boş boş dolandım biraz. işe girdim, iş değiştirdim. çalıştım. mesaide çok çalışıp mesai dışında bol bol aylaklık yaptım. dolayısıyla bir baltaya sap olamadım. kendime ya da insanlığa bir faydam olmadı. ne gibi bir faydam olabilir? onu da bulamadım. köprülerin altından çok sular aktı diyemem ama var olan belli belirsiz o köprü de yıkıldı. çayın bu yakasında kalakaldım.
nadiren sevdiğin hüzünlü şarkıda söylendiği gibi; takvimlerden haberim var. yirmi beş yaşındaydık o zamanlar...
*
ed: sevgili t., bugün çocuklarının ikinci kardeşleri dünyaya geldi. kocaman bir aile oldular. sensiz.
ed: sevgili t., kızın bugün üniversiteli oldu, müthiş neşeli. oğlun da fena halde yakışıklı, gözler sürmeli sürmeli.
owencan
-
güzel bi entrysini gördüm önce güldüm, baktım owencan sonra bastım eksiyi.
oy ve ötesi nin güzel insanlara ihtiyacı var. unutmadan not edelim.
sunny side up
-
anladigim kadariyla gene bir seyler olmus ve bir takim insanlar yumurta uzerinden sosyal statu yarisina girismis. fazla uzatmadan seyyapmak gerekirse bu tur pisirilen yumurtaya bazi yerlerde sunny side up derler, bazi yerlerde de fried eggs derler. annem sahanda yumurta der, ama scrambled ile sunny side up ayrimini yapmak icin sarisini dagitma diye tembihlemeniz gerekebilir.
baska bir entryde de belirtildigi gibi ozellikle new york yoresinde sunny side up tabiri kullanilir. bunu yumurtanin sarisi altta kalacak sekilde tavada ters cevirirseniz adi over easy olur, sarisi da hafif kizaracagi icin daha lezzetli bile diyebiliriz. bunu yaninda hash browns'la servis ederler, katran gibi bir kahveyi de sinirsiz refill ile dayadiniz mi tebrikler, artik siz de bir nuyorkersiniz. nasil bilmezsiniz cahiller diye gelip eksisozlukte ahkam kesebilirsiniz. yalniz dikkat edin, coffee diyeceginiz zaman kooooffiiii diye telaffuz edeceksiniz, ava giderken avlanmayin.
almanlar ise efektif olmak adina tabii ki tum bunlari tek bir potada birlestirip adina da bauernfrühstück demistir. yarin bir gun bu konuda da bir kavga cikarsa aklinizda bulunsun diye soyluyorum.
trabzon'da fındık fabrikasının kapanması
-
durun lan durun geldim: (bkz: svihs)
sktch.in'de çizilen ekşi sözlük nick'leri
russell crowe'a istanbul'da verdiğim ayar
-
'sade kahve'den sonrasini okumadim, cunku rasil'i taniyanlar bilir, o sadece ince belli bardakta seylan çayi içer.