hesabın var mı? giriş yap

  • bir deney izlemiştim ismini hatırlayamıyorum.

    bir kaç tane çocuğun önüne marshmallow koyuyorlar. eğer ki bu marshmallowları belli bir süre yemezlerse daha fazlasını vereceklerini, eğer ki yerlerse sadece o kadarına sahip olabileceklerini söylüyorlar. bazı çocuklar çok canları çekse bile yemiyor, bazıları ise dayanamayıp yiyordu.

    yıllar sonra bu çocukların hayatlarını irdeliyorlar. çıkan sonuca göre marshmallowu yemeyip bekleyenler hayatta daha başarılı yerlere geliyorlar. marshmallowu hemen yiyenlerse daha basit, daha sıradan hayatlara sahip olmuşlar. ( ama belki de carpe diem felsefesini yaşamışlardır )

    oburluk, yemeğe düşkünlük, bunlar aslında anlık zevklerine yenilen insanların problemleridir. anlık zevklerine yenilen insanların da başarılı olması daha düşüktür. en basit örneği veriyorum; gece ders çalışması gerekirken uykusu geldiğinde, uykunun zevkine kendini bırakmak. kararlı olamamak ve akabinde başarısızlık .

    bunun yanısıra ciddi anlamda kilo veren insanların hayatlarına da bakmak gerek. eminim ki ilişkilerinde de iş hayatlarında da çok daha kararlı bir yapıya sahiptirler. anlık zevklerine zincir vurmayı öğrenmişlerdir artık.

    elde var sorular...
    anı yaşamak başarısızlık mı getirir? anı yaşamak oburluk mudur?
    marshmallowu hemen yiyenlerden misiniz?

  • sıradışı bir araştırma örneği. entry sahibine olumsuz laf söyleyen taş olur. her insanın yapabileceği bir iş değil. araştırma var, sonuçlardan anlam üretme var, bağlantı kurma var. aklına, emeğine sağlık yazar kardeşim. inşallah araştırman ahmet hakan veya tayfası tarafından çalınmaz ve yılın araştırmacı gazetecilik ödülünü alırsın. ne olursa olsun cüneyt özdemir’den iyi araştırmacısın.

  • saatlik $1'a calisan turko'lari dehsete dusuren olmasi gereken zamdir.

    calis turko calis, daha ebu bekkir siddik bebegin mevlidi, elifcan ayasofya bebegin babyshoweri, pelikan yalisinda night safari ve tika nijeryada 31 kat fazla maliyete toplu sunnet toreni var. calis turko calis.

  • duyarlılığın boku çıkarılan durum. twitter'da gücü yetmeyen burada başlık açıp destek kasmasın be abi. sözlüğü bellediniz de burası sizin kişisel ordunuz değil, kendi duyarınızı kendiniz kasın.

  • "vermediğniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. devrimi satın alamazsınız. devrimi yapamazsınız. devrim olabilirsiniz ancak..." mülksüzler ile tanıdığım, şu an yerdeniz serisini okuduğum, beni benden alan insan... tavsiye!!!

  • -bütün gece seni bekledim, nerdeydin sen ya?
    +öbür sevgilimin yanına gittim ahahahahahah
    -ahahahaha şapşal yhaaaaaa

  • her şeyi daha da berbat edecek düzenlemedir.

    bir defa nafaka kalkmıyor, eşin sorumluluğu 5 yılla sınırlanıyor. bu 5 yıldan sonrasını ise devlet ödeyecekmiş.

    elin iki tane ergen kezosu evlenecek, anlaşamayıp boşanacaklar, 5 yıl nafaka ödeyecekler, ondan sonra hop devlet devam edecek nafaka ödemeye. bu nasıl bir mantık anlayabilmiş değilim.

    salak evlilikleriyle kendilerini yakanlar, artık sadece kendilerini değil bütün vergi mükelleflerini yakacaklar.

  • berber: nasıl keselim istersin saçını
    4 yaşındaki velet: babamınki gibi olsun üstler boş, yanlar az.

  • "en ufak detay benden soruluyor. sebze çorbasına koyulacak etin kuzu eti mi dana eti mi olacağından tutun, o gün hangi oyunu ne kadar oynaması gerektiğine kadar her şeyi hesaplıyorum." demiş bir röportajında.
    bu ünlüler de bi tuhaf oluyorlar çocuk sahibi olunca. dünya üzerindeki annelerin çok büyük bir çoğunluğu sizin bu bahsettiğiniz şeyleri fazlasıyla zaten yapıyorlar. bazıları yaparken farkına bile varmıyordur hatta. hayır anlamıyorum ki bu durumu büyütmek, abartmak neden? çocuğunun çorbasına kuzu eti mi dana eti mi konulacağına da biz karar vermeyelim bi zahmet yapıver yani.