hesabın var mı? giriş yap

  • bir etkinliğe katılmak için geldikleri yunanistan'ın selanik kentinde ilk olarak atatürk evi'ni ziyaret eden türeci ve şahin çifti atatürk evi'ndeki anı defterine ise, "atatürk'ün doğduğu yeri ziyaret etmek türk kökenli bilim insanları olarak bizler için bir onurdur. atatürk modern avrupa'nın öncü liderlerinden biri olarak özgür düşünce ve bilimin insanlık için taşıdıkları temel değeri anladı. 'hayatta en hakiki mürşit ilimdir' şeklindeki bilge sözüne tamamen katılıyoruz" notunu yazdı.

  • haftaiçi off olup caddede gezinirken gördüğüm midpoint'u kırıntı'yı filan tıklım tıklım dolduran havalı güruh! kimsiniz olm siz? mirasyedi misiniz nesiniz? diye haykirmak istemisligim vardır benim de, evet.

  • arkadaşlar, şimdi adliyeden geliyorum. her gün saat 12 civarı yapıldığı gibi yine adliye meydanında toplanmak isteyen avukatların girişine bu sefer özel güvenlik görevlileri ve polis izin vermedi. polis/özel güvenlik darp ederek, yerlerde sürükleyerek 2 avukatı gözaltına aldı. gözaltına alınan avukatların serbest bırakılması için avukatlar tarafından oturma eylemine başlandı. yaklaşık 4-5 dakika sonra da 100'e yakın çevik kuvvet adliyeye girerek, 50'ye yakın meslektaşı yine darp ederek, cüppelerini çekiştirerek, yerlerde sürükleyerek ve hatta kelepçeleyerek gözaltına aldı. taksim'de, ankara'da, izmir'de, adana'da halka müdahale ederken "polisimize taş atıyolar, kamu malına zarar veriyolar, molotof atıyolar" diyerek gerekçelendiriyordu devlet müdahalesini, cübbesini giymiş avukatlar da mı taş atıyordu, molotof atıyordu lan? avukat dediğin kamu görevlisi sayılır, öyle canın istedi diye avukatı gözaltına almayı bırak, ağır ceza suçüstü hali olmadıkça üzerini bile arayamazsın. ama gördük ki hak, hukuk falan hikaye.

    olaylar başladığından beri sağduyulu olmaya çalıştım ama hala ve hala "polis müdahalesinde haklı, adamlar kamu malına zarar veriyor" diyen adamın, akp ile demokrasiyi aynı cümle içinde kullanan adamın akıl sağlığından şüphe ederim ben.

  • mevzubahis paradoks olduğu zaman kendisinden mutlaka bahsedilen gemi.

    şimdi olay şu:
    bu mitolojik devirlerde theseus diye bir adam/ kral/ komutan var. bu herifin bir gemisi var, sayısız savaş yaşıyor vs. vs. şimdi uzatmanın manası yok. bir gün bizim bu theseus denen herif gemisine bakıyor "lan bunun şurası eskimiş, şunu hemen değiştireyim" diyor ve hemen yeni parça ile eskiyi değiştiriyor, sonra başka bir gün başka bir parça gözüne ilişiyor "la olm, bu da eskimiş, şunu da değiştireyim" diyor ve hemen yenisi ile değiştiriyor, daha sonra, gel zaman git zaman, yok dümeni, yok çapası, yok kamarası diyerek, gemide değiştirmediği tek bir parça bırakmıyor, daha sonra bu eski gemiden söktüğü parçalara bakıyor "la olm, bunlardan bir gemi olur" diyor ve eski gemiden söktüğü parçaları yeniden birleştiriyor ve yeni bir gemi daha ortaya çıkarıyor.

    1- hangi gemi theseus'un gemisi?
    2- hangi gemi theseus'un yeni gemisi?
    (olaya bak, işiniz gücünüz yok, karı yok, çoluk çocuk dırdırı yok, asgari ücret derdi yok, o felsefe senin bu sosyoloji benim oynamış durmuşsunuz amk. *)
    http://tr.wikipedia.org/wiki/theseus'un_gemisi

  • rıza baba: "ölmek de yaşamak da ekip işidir, ölmek de.... yaşamak da...".
    rıza baba: "ne yapıp edip o çocuğu bulacağız, ne yapıp... ne edip.."
    rıza baba: "aşk da nefret de gereklidir evlat, aşk da.... nefret de..."

  • çanakkale abidesi yapılırken 1958 yılında maddi imkansızlıklar sebebi ile yapımı'nın duracağı söylenmiş ve kampanya başlatılmıştır.

    bunu duyan zeki müren, konserlerini hemen yarıda kesti. önce gazinolardan para toplamaya başladı. tüm sözleşmelerini iptal etti. türkiye’de turnelere çıktı, abide için konserler verdi. şehir şehir şarkılar söyledi. tüm parayı abide'nin inşaatına verdi.

    bugün çanakkale şehitler abidesi varsa kim bilir kaç tuğlasında, kim bili ne kadar harcında zeki müren’in katkısı var.

    kısacası; milliyetçilik ve ülke sevgisi öyle lafla olmuyor...ruhun şad olsun.

  • geçen kış; edirne'de yaşayan ve alzheimer benzeri bir hastalığı olan ihtiyar teyzemin "tepesinde kamera olan araç" gördüğünü iddia etmesi üzerine ailece, "tabi canım, gugıl da edirne'ye bayılıyordu" demiştik.
    el birliği ile bizi g.t ettiniz; teşekkürler google, teşekkürler teyzeciğim!

    edit: hatırladıkça utanıyorum, ortamda "uzaylı" göndermesi yapan amcalar bile olmuştu. :(

  • terbiyesizlik ya da görgusuzluk değildir. genelde su için yaparım bunu. nasılsa parasını ödeyeceğim. yeri geliyor sıra oluyor. neden boş yere bir kaç dakika daha susuz kalayım?