hesabın var mı? giriş yap

  • asiyi dün sabah ilk olanlardanım. öncelikle ilaç hiç yakmıyor, klasik tetanoz asisi gibi kesinlikle degil, en azından ilk birkaç saat. birkaç saat sonra acayip kol agrisi ve psikolojik olabileceğini düşündüğüm halsizlik. uyusam geçer mi acaba dedim uyudum ve su an halsizlik + eklem agrisi ile yazıyorum bunlari. hemen her asida prensesler gibi yatıp halsizim diye sızlanan ben ne kadar ölçü olabilirim bilmiyorum ancak aşı net olarak yordu beni dünden beri.
    bunun dışında anaflaksi de dahil tüm riskleri bilerek ve isteyerek bir hekim olarak asiyi oldum, olmak zorundayız, olmalıyız. covid geçiririm bana bi şey olmaz diyen gençler, hekim olan gencecik manitam geçirdi, minimal pnomonisi oldu hala 3 aydır öksürüğü geçmedi, eforla nefes darlığı var muhtemelen hasar bıraktı. demem o ki elinize herhangi bir aşı geçerse seçme şansınız yok, aşınızı olun.

  • cevabi belli olan sorudur. 15 yildir tek bir siyasi rakibinin karsina cikmaya cesaret edemeyenler simdi de cesaret edemeyecektir.

    bunun yerine, patronlara santaj yaparak ele gecirdikleri medya'da karsilarina 3-4 tosuncuk alip ellerine de soracaklari sorulari vereceklerdir.

  • bazen okuyabileceğiniz en gerilimli, en kanlı ve en boğucu hikayeden bile beter olan bir şey.

    annem - filancanın kızı dedesiyle babaannesini yemeğe çağırırken, aynı apartmanda oturan yengesiyle amcasını yemeğe çağırmamış, kocası "neden amcanları da çağırmadın?" demiş, o sırada yengesi kendi evinde "ben bir hata mı yaptım da o yüzden mi yemeğe çağırılmadık" diye ağlıyormuş. sonra zaten kocası da filancaya çok kızmış..

    ben- anne allahaşkına sus yoksa kusucam. elimdeki çayı başımdan aşağı dökücem şimdi.

    bir insan neden yemeğe çağrılmadım diye ağlar lan? ulan sanki akşam yemeğine değil de buckingham sarayı'nda resepsiyona, ne bileyim taç giyme törenine filan davet edilmemiş, oturmuş "mercimek çorbalı, barbunya pilakili yemeğe çağrılmadım" diye ağlıyor, dünyanın küçüklüğüne bak, fare deliği kadar.
    yemeğe çağırmadığım için ağlayan bir eltim olsa -ki olmaması için elimden geleni yapıyorum- bir uzay araştırmaları kurumuna filan bağışlardım "kainatın en kapasitesiz canlısı" diye.

    üremek ve sevmek için, çeşitli akrabalık ilişkilerinin elti, bacanak, görümce diye özel olarak isimlendirilecek kadar önem arz etmediği ve evlilik kurumuna kaktırılmadığı milletlere yönelirsek bin yıl sonra akli melekeleri yerinde nesiller yetişeceğine inanıyorum.

  • yediğin içtiğin senin olsun, bana '' sensiz yaşayamam '' deyip de nasıl gebermediğini anlat.