ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kıdem tazminatı caiz değildir
-
nasıl da kendinden emin söylüyor caiz değil diye. dayandırdığı nokta da kendin çıkmak istiyorsan alamiyorsun işveren çıkarmak istiyorsa neden odesinmiş sen zaten maaşını almışsın.
bak hele sen şark kurnazına. 0 bilgi ile hukuk master degree açıklamaya bak sen.
çok yüz verildi zamanında bu tip adamlara. yok komik, yok söyle yok böyle.
gidiş iyi değil, cahillik bu kadar prim yapmamalı.
oğlun nerede okuyor denince ittü diyen ezik anne
-
insanları konuşmaları yada şekliyle değerlendirip ezik diyen ezik insanın açtığı ezik başlıktır bu başlık.
mcdonald's'ta sipariş veremeyen maskesizin feryadı
-
fiziken var olan bir virüse inanmayıp, bedduanın gücüne inanmış bir arkadaş. kafalar çok enteresan.
geçti bor'un pazarı sür eşeği niğde'ye
-
ben boluluyum, bize böyle bi bilgi gelmedi.
(bkz: geçti borun pazarı sür eşşeği niğdeye)
edit: tabii ilk açılan başlık geçti bolunun pazarı şeklindeydi, düzeltilince entry de kalmış öyle. selam.
büyük düşünmek cücelerin işi değildir
-
sana demedim ahmet, sen üstüne alınma hemen
ekşi sözlük süt ve kurabiye zirvesi
-
kurabiyeler ağızda olaysız dağılacaksa katılmayı düşündüğüm zirve.
hacettepe tıp'ta içkili havuz partisi
-
afiyet şeker bal olsun gençlere dediğim parti.
devir geldiği halde vitesi yükseltmeyen insan
-
kadinsa ne bicim kullaniyor.
erkekse bir bildigi vardir.
14 mart 2008 şampiyonlar ligi kura çekimi
-
genelleme yaparsak bayanlar futbolla ilgilenmez. ama dünya kupası, avrupa şampiyonası veya şampiyonlar ligi maçları olduğunda uzaktan da olsa muhabbete katılmaya çalışırlar. az önce şampiyonlar ligi kura çekimi ile ilgili olarak işyerimdeki bayanların konuşması:
nazife- fenerbahçe'ye roma çıkmış
ben - kızım hangi internet sitesine bakıyorsun sen, chelsea çıkmış.
nazife- hangi ülkenin takımı o?
ben - ingiltere.
şeyda - roma da ingiliz takımı mı?
ben - yok ebesinin örekesi ali sami
şeyda - ne?
ben - kızım roma italyan takımı ama fenerbahçe'ye ingiliz takımı chelsea çıkmış. italyan takımı roma çıkmamış. hem roma italya'da bir şehir.
bu sırada bayanlardan biri olan melike telefonda birisine anlatıyor.
melike - fenerbahçe'ye italya'dan bir takım çıkmış çelsi'miymiş neymiş adı
baba kurtarın beni allaaaşkına ya!
"hacım nerde sizin şirket, ben gelir anlatırım onlara ofsaytı" diye mesaj atacak suserlere peşinen edit: ablalar 40 yaş üstü, geçimsiz, bekar ve kapıdan yan geçiyorlar.
düzeltme 2: her bitli baklanın bir kör alıcısı varmış hakikaten
merve büyük'ün sirenle emniyet şeridini kullanması
-
videoda oğluna “çok eğlenceli değil mi?” diyor.
vatandaşı olmasan eğlenceli ülke aslında.
gitme
-
seni seviyorumdan bile güzel bir söz. çünkü kimse kimseye laf olsun diye gitme demez
baba kız diyalogları
-
televizyonda evlilik programı var. ben de babama takılıyorum:
+ babaa varya sen gitsen şu programa bi sürü talibin gelir.
babam da gaza geliyor:
- 47 yaşındayım, emekliyim. evine ailesine bağlı bir insanım. kumral, yeşil gözlüyüm...
annem diğer odadan "noluyor orada" diye bağırmaya başlayınca babamın taliplerine seslenme şekli biraz daha değiştiriyor:
- evliyim, dünyalar güzeli bir eşim var. taliplerimi bekleyemiyorum :(
adamın yüzü bildiğin üzgün smiley oldu. yirim.
brief einer unbekannten
-
'sana, beni asla tanımamış olan sana' şeklinde başlar mektup.
stefan zweig tarafından 1920'lerin ilk yarısında kaleme alınmıştır. bu kitapta hayatı boyunca delicesine sevdiği, ancak kadının varlığından haberi bile olmayan adama yazılan bir mektup yer alır. sadece kadının, tek kişinin iç dünyasından yola çıkılarak aşkın çözümlemesi yapılır. bu da zaten, sadece stefan zweig kadar psikoloji birikimine sahip bir yazar tarafından mümkün kılınabilirdi.
ancak kitabı bitirip kapağını kapattığınızda şu soruyu sorarsınız: 'böylesine bir aşk gerçek olabilir mi?'
bir çırpıda okunan, akıllarda yer eden, bazı yerlerde insanın içini acıtan, bazı yerlerde ise insanın içini ısıtan bir kitaptır bu. okunmalı, okutulmalıdır.