ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
muhteşem yüzyıl
-
herkes aynı kalırken hürrem yaşlanacaksa eğer bu durumu rus kızları erken çöküyormuş geyiğiyle kurtarabilirler, tek repliğe bakar. alın kurtardım milyon dolarlık projeyi, iyisiniz yine.
eskiden fakirlik şimdi ise nimet sayılan şeyler
-
işe yürüyerek gidebilme
alt komşunun sütyeninin balkonunuza düşmesi
tedavisi olmayan türk hastalıkları
-
elalem ne der? hastalığı var mesela bizim millette, iyileşecek gibi de durmuyor.
katar dünya kupası şarkısı
-
arkadaşlar izlemeden çok kötü demeyin, ben izledim, çok kötü.
13 ocak 2024 5m migros kayseri rezilliği
-
bütün şubelerini tek tek ziyaret ettiğine yemin edebilirim ama kanıtlayamam. kodumun al sat fırsatçıları. aman vatandaşa ucuz bir şey yedirmeyin amk
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
başvurularıma dönmeyen bir ton firma varken başvurmadığım halde teklif aldığım firmayla bugün yaşadığım :
- neden bizimle çalışmak istiyorsunuz ?
- açıkçası siz beni davet ettiniz.
- peki neden kabul ettiniz ?
- neden benimle çalışmak istediğinizi merak ediyorum.
ciddiydim aslında ben.
artık başörtümle öğretmenlik yapabiliyorum
-
belediye seçimleriyle alakası ne abi. ayıp değil mi şimdi bu? dini kullandığınızın en aleni kanıtı değil mi?
tokat'ta 350 kg'lık domuz vurulması
-
adam lüksemburg'dan kalkıp domuz vurmaya tokat'a gelmiş amk.
bence haber değeri taşıyan durum budur.
misafire saygının kalmaması
-
içeriği okumadım ama çok da iyi olan olay. bu konudan çok çektim.
türkiyenin en güzel tatil beldelerinden birinde büyüdüm. biz yaz kış ordayız. ama annemin babamin akrabalarının ve arkadaşlarının aklına gelmemiz ve ziyaretimize gelmek istemeleri nedense hep haziran ağustos arası oluyor.
bi kere evde belki 17 kişi filandik. herkes bedava tatil yapmaya gelmis. senelerdir görmediğimiz babamın kuzeni ve is ortağı, ve adamın kızları filan bile bizde. balkonda yatıyoruz biz kendi evimizde filan. hadi o zaman çocuğum da. simdi olsa ne yaparım bilmiyorum. aslında biliyorum, kovalarım hepsini. zavallı annemin yaz tatilleri millete hizmetle gecti ya.
dahası var, babam kaza geçirmiş hastanede yatarken "telâşlanıp " gelen kardeşleri gelirken mayo ve havlularını unutmamışlardı. ben de össye hazırlanıyorum, eve uğramıyorum doğru düzgün. bi de giderlerken laf yemiştim yeterince hizmet etmediğim için.
geçen senelerden birinde biseyleri bahane edip yine bedava tatil yapmaya çalışan baska bir kuzenimi, çok yorgun oldugumuzu ve ailecek olmak istedigimizi söyleyerek reddettim. en son orası benim dayımın evi diye bagriniyordu. (dayısı babam oluyor).
büyüdükçe hepsinin ayağını kestim böyle böyle. babam da beni bahane edip önlerini kesmeye başladı sağ olsun.
kahrolsun misafirlik. daha doğrusu gelenekler adı altına beles tatilcilik.
28 temmuz 2021 tunç soyer mülteci yorumu
-
mülteciler şehrin göbeğinde dilencilik yapıyor.
kırmızı ışıklarda arabanın camını silmelerini engelleyemediğin gibi sildikten sonra para vermezsen tamponuna tekme atıyorlar.
önce izmirli'nin gündelik hayatını kolaylaştır tunç bey.
yarım simit satışının başlaması
-
1993-94 eğitim öğretim döneminde ilkokula başlamıştım babam hergün 500 lira verirdi. simit ise 1000 liraydı. hacı abi diye bir adam vardı simit satardı ilk teneffüs okulumuz çok küçük kantini olmayan bir okul olduğu için sadece simit alabilirdik. hacı abi ilk zamanlar bana yarım simit verirdi. sonraları ise vermemiş, geri kalan yarısını satamıyorum kimse senden başka yarım simit almıyor demişti. bende bana göre fazla harçlık alan arkadaşlarımla ortak simit alır arkadaşa aldığım simitten yarısını verirdim. benim sayemde bir buçuk simit yiyen çok arkadaşım oldu. ikinci dönem 500 lira tedavülden kalkınca çok sevinmiştim. çünkü babam artık bana 1000 lira veriyordu. ama simit 2500 lira olmuştu. enflasyonu daha 7 yaşında tatmışım. şimdi ne zaman simitçi görsem fazla fazla alır etrafımdaki çocuklara veririm. belki ceplerinde sadece yarım simit parası vardır diye.
edit; imla.