hesabın var mı? giriş yap

  • çok uzun süre reklam araştırmaları üzerine çalıştım. markalarla toplantılarımızda kulağıma pazar sabahı komşunun matkap açması gibi gelen sesi asla unutmam: "artık insanlar televizyon izlemiyormuş, hep dijitalmiş". biraz da dijital ajansların dolduruşuna geliyorlar elbette, çünkü dijital ajanslar böyledir. neyse açıklıyorum türkiye'de öyle bir durum olmadığını, türkiye'de çok büyük bir kitlenin hala mandalinasını soyup ulusal televizyon izlediğini falan. yok diyor, "benim çevremde öyle televizyon izleyen kalmadı, hep netflix". ikna edebildiklerimi çekip çıkarıyordum bu cehalet denizinden, olmayanlar tüm senelik reklam yatırımını dijitale koyuyorlardı. onların bir sonraki sene gelip "niye böyle oldu ya :(" demelerini neşeyle izliyordum.

    bunu anlatma sebebimi dikkatli ve pırıl pırıl ekşi sözlük yazarları anlayacaktır: recep ivedik. recep ivedik ve disney ortaklığı ilk duyurulduğundan beri inanılmaz cehalet dolu yorumlar okuyorum. bunlara bilgisizlik değil cehalet diyorum çünkü bilgisiz insanın öğrenmeye ilgisi olabilir, cahilin yoktur. disney kendi ayağına sıkmışlar mı istersin, disney bizi kaybettiler mi istersin, imajlarını mahvettiler mi istersin. herkes her şeyi çok fazla bildiğini düşünüyor ama gerçek hayat bilgisi sıfır. aynı o marka yöneticileri gibi işte. benzer konu türkiye'nin en ünlü oyuncularını pazarlama için kullanmalarında da geldi. aman efendim ne gereksiz işmiş. evet, topladığında türkiye'deki televizyon izleyicileri reytinginin %90'ını oluşturan oyuncuları izleyicileri çekmek için kullanmak "gereksiz" bir iş. mesela gülse birsel'in tüm yüksek gişeli çok kötü komedi filmleri kadrosunu toplayıp yaptığı yılbaşı komedi filmi çok kötü olacak ama aynı zamanda ne olacak? aynen, yüksek gişeli. burada gişe, abone kazanımı ve izlenme oluyor elbette.

    bugünlerde recep ivedik sonrası 1 milyondan fazla abone kazandığı açıklandı platformun. şimdi bunu sorgulayabilirsiniz, kaynak güvenilir mi, direkt onunla mı alakalı, retention ne olacak gibi sorularla. ama darth vader'ın ölümsüz sözlerinde olduğu gibi: search your feelings, you know it to be true. türkiye'nin sinemada en çok gişe hasılatı yapan film serisi elbette platforma önemli ölçüde üye getirecek. yutması biraz zor bir hap olacak ama hepimizin çok sevdiği gibi'nin türkiye'deki karşılığı recep ivedik'in onda biri bile değildir.

    burada çılgınlar gibi disney+ savunmuyorum gözükenin aksine, dediklerim netflix için de geçerli çünkü netflix de benzer eleştiriler alıyor. ancak netflix'in de genellikle vasat yerli yapımları en çok izlenenler listesini domine ediyor her seferinde. bunlar mubi, gain gibi niche arayan platformlar değiller, amaçları mass kitleden olabildiğince abonelik kapmak. abonelikler kapılsın, hedeflenen paralar kazanılsın ki bölgesel içerik yatırımı artsın, izlemek istediğiniz o çok kaliteli yapımlar daha fazla gelsin. türkiye'de mevzubahis hedeflenen paraları kazanmanın yolu da izlemek istemediğiniz o çok kalitesiz yapımlar maalesef. güzel yanı, bu dijital platformlar televizyon değil. bir yapım geldiğinde başka bir yapımın yerini almıyor, her şey orada üye olan herkesin erişimine açık olarak duruyor. o yüzden sevmediğimiz içerikleri atlayıp sevdiklerimizin keyfini çıkarmak bence muhteşem bir lüks, bunu kullanalım. çünkü genç ve toy ben fox kanalı türkiye'ye ilk geldiğinde çok heyecanlanmıştı 24, the x-files falan izleyeceğiz burada diye. olmadı, kiraz mevsimi izlettiler.

  • şu günlerde üçüncü sayfaya ancak kutudan girebilecek bir cinayetken, 90'lı yıllarda gündemi aylarca meşgul etmiştir.

    şimdi düşünüyorum da, ne güzel günlermiş be. ülkenin en büyük derdi, kumkapı'da yarı sarhoş kafayla kendilerini taciz eden adamı öldüren bir kızmış. manşetler saat başı yıkılıp yeni baştan yapılmıyormuş, gündem haberleri her saniye ayrı bir skandal başlığı taşımıyormuş...

    2000'lere girmeden fişi çekecekmişiz aslında.

  • beş dakika önce;

    -abi bana biraz avans ateşlesene.
    +geç kaldın birader, dağıttım bütün parayı.
    (sesini değiştirerek)
    -kısa kuyruk bu avdan da evine aç dönüyor.

    belgesel tadında şirket amk.

  • bunlar pro dilenci. t1 tramvay hattında takılıyorlardı. özellikle turistlerden aldıkları banknotları salisede cebe indirir baba. o torbadaki pet şişe sayısı sabittir.

    edit: dilenci demeyeyim, performans sanatçısı.

    edit 2: tramvay zaten bu.

  • rte elini, borisin omuzuna atınca, dümdüz karşıya bakıyor.
    kuvvetle muhtemel karşıda, cumhurbaşkanlığı fotoğrafçısı var ve ona poz verdi rte.

    düşünün, rte elini boris'in omuzuna koymuş, üstünlük kurar gibi karşı kameraya poz veriyor. bugün yarın fotoğraf medyaya düşer. bizim akp'liler de "canım reisim, nasılda diz çöktürdü ingiltereye" diye sevinir.

  • " ben çocukken beşiktaş ve galatasaray'ın şampiyonlukları toplamı fenerbahçe'den azdı." söylemi doğru olan televizyon sunucusu.

    güntekin, 1971 doğumluymuş.
    1984 yılında 13 yaşında bir çocuktu ve 1984 yılında fenerbahçe’nin 11 beşiktaş’ın 4 galatasaray’ın ise 6 şampiyonluğu vardı. ((11>(6+4))

  • başlık: anneme verdiğim akıl almaz ayar

    1. - ben dışarı çıkıyorum
    -çıkamazsın,
    -izin istemiyorum ki, haber veriyorum.

    babam: ooooo şakşakşak

    5. baban niye 31 çekiyo lan uluorta

    -----

    ahaha
    yarım saattir salak bir tebessümle bakıyorum etrafa.

  • yiğit can akkor adlı bir restoran sahibinin aktardığı skandaldır. beyefendi'nin yazdığına göre yemeksepeti hem müşterileri kerizliyor hem de restoranlar adına alenen yalan söylüyormuş.

    yiğit can akkor'un sözlerini aynen aktarayım:

    "sahibi olduğum restoran pazartesi günleri kapalıyken, şu anda yemeksepeti‘nden sipariş verdim. restoran kapalı. ben kadıköy’deyim. sipariş verdim. yemeksepeti “sipariş hazırlanıyor” diyor. hayır hazırlamıyorum.

    “sipariş veren” olarak aradığımızda, restoranla ileşime geçmek için bekletiyoruz diyorlar. evet bekliyoruz, şu anda sıfatımız: müşteri.

    ardından telefonum çalıyor. yemeksepeti beni restoran sahibi olarak bilgi almak adına arıyor. cevaplıyorum ve sistemlerinde restoranın pazartesi günleri kapalı olduğunu, bunun yeni sisteme geçtiklerinden beri beceremediklerini söylüyorum.

    ardından ekliyorum: “lütfen sipariş veren müşteriye sorunun restorandan kaynaklı değil, yemeksepeti’nden kaynaklı olduğu iletin ki, restoranımız bir itibar kaybı yaşamasın” karşıdaki beyefendi, tabii ki böyle söyleneceğini, teknik aksaklık olarak iletileceğini söylüyor.

    ardından müşteri sıfatımda bana geri dönülüyor. açıklama şu: restoran siparişinizi teknik bir sorundan dolayı iptal etti. kendisine soruyorum: “restorana sipariş ulaşmış ve bir şekilde yollayamadıları için restoran tarafından bir iptal mi var?”

    karşıdaki beyefendi: “evet” diyor. “restoran siparişinizi iptal etti”

    bunu okuyanlardan ricam, ki daha önce böyle bir ricam olmadı, olabildiğince paylaşsınlar bu durumu. çünkü işini iyi yapan restoran sahipleri yemeksepeti‘nin bu zulmünü ve yalanlarını hak etmiyor.

    yemeksepeti’ni sipariş veren olarak uzun zamandır kullanmıyorum. en yakın zamanda resotan olarak da kullanmayacağım. kimsenin kimseyi karalamaya, kimsenin kimse hakkında yalan beyan vermeye hakkı yok.

    kandırdığınız insanlar, umarım en kısa zamanda kurtulur sizden."

    tweetler

    dm'den gelen bir başka skandalı da aynen aktarmak istiyorum:

    "merhaba, sizlere yemeksepeti hakkında daha büyük bir skandal aktarabilirim.
    bir kullanıcı mobil uygulama üzerinden hesabınıza erişim sağlarsa. bu oturumu sonlandırmanız mümkün değil. şifre değiştirseniz bile sadece web üzerinden açılmış oturumlar sonlanıyor.

    yaklaşık 1 ay önce hesabımıza giriş sağlandı. konu ile ilgili bütün birimler ile görüşme yapıldı. erişim sağlanan oturumu sonlandıramadığımız için hesabı silmek zorunda kaldık."

    bir başka "yalan" örneği. yemeksepeti müşterilerine yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmiş sanırım.

    "hocam naçizane bir tane de bende var bunlar kadar skandal olmasa da :) basit bir sipariş gecikmesi-iptali gibi görünse de aslında bu hikayeyle birlikte anlam kazanıyor bence. 23.00’te kapanan bir restorandan 22.00’de verdiğim sipariş gelmeyince 23.00’te yemeksepeti canlı yardıma yazdım. siparişin yolda olduğu bilgisini aldım. saat 00.00’da canlı yardımdan başka birine tekrar ulaşıp yolda olan siparişimin nerede olduğunu sordum, “şu an” hazırlandığı bilgisini aldım ve canlı yardım hatalı bilgi için özür diledi. saat 01.00’de siparişim iptal edildi."