hesabın var mı? giriş yap

  • hiç de bile aklımı yitirmediğim olay. gecede 20-30 kişi gelip kilot değiştiriyor bizim benzinlikte. alıştık yani artık. kapiş!

  • check in genellikle 1 saat önce kapanır çünkü:
    yolcu sayısı ve bagaj sayısı sabit hale getirilip, bagajların uçağın kargo bölümlerine nasıl yükleneceği hesaplanır. bu hesaplamalar, uçağın ağırlık merkezinin uygun limitlerde çıkması için gereklidir ve her uçuştan önce yapılması gereken legal işlemdir. uçak tam dolu değil ise yolcuların check in yaptıkları koltukları dahi değiştirmek durumunda kalabilirler ki ağırlık merkezini korumak adına dağılım düzgün yapılsın.

    bu hesaplamalar en son kaptan tarafından kontrol edilir ve gerekirse müdahale edilerek düzeltilir.

    bunların tamamı için zamana ihtiyaç vardır. çünkü bagajların yüklenmesi, gerekirse farklı kargo bölümüne alınması zaman alan bir işlemdir.

    geniş gövdeli yani çift koridorlu büyük uçaklarda yolcu sayısı daha fazla olduğu için ve boarding daha fazla vakit alacağı için boarding'in bir saat önceden başladığı bile olur. böyle durumlarda check in daha önceden kapatılabilir.

    dolayısıyla "uçak orada duruyor, daha kalkmadı ama beni almadılar." tamamen cahilce bir önermedir.

    sözlük yazarlarına saygılarımla...

  • yapmadığım aciklama.ben ailemden sadece abime soyledim bosanacagimi.yolunda gitmedigini.anne baba iyi gidiyor saniyordu.ki zaten yeni evliydik.bosanmaya karar verdik.bi dilekce yazdik beraber.gittik adliyeye cok sira vardi 2 3 ay sonrasina gun veririz dediler.bi tanidik ilçeye gidin diye akil verdi.ilce adliyesine gittik.biz sizi ararız dediler.ciktik adliyeden 2 saat sonra aradilar yarin davaniz var diye.gittik.4 dakika sürdü dava.bosandik.o gece oturup içtik beraber.ertesi gun isten dönünce birkac ozel esyami bi koliye koydum.kiyafetlerimi bavula doldurdum.gece eve gelmesini bekledim.geldi son bi ayak ustu konusup ayrıldım evden.gece 2 gibi babamlara gittim.bilirim uyumaz babam o saatte.zile basmadim cepten aradim kapiyi ac diye.noldu olğum diyor.baba ac kapidayim dedim.acti valiz ve koliyle gorunce dondu kaldi kapida.ne oldu yavrum dedi.bosandik baba dedim.bisey diyemedi.bos bos bakti yuzume.oluyor oğlum bunlar, insanin basina hersey geliyor hayatta, uzme kendini gec iceri dedi :) baska bisey sormadi.yatagini ust kattaki ogrencilere vermistik yarin gideyim yeni yatak alayim sana dedi.gozlerim doldu :) eskiden hep sorunlu bi iliskimiz vardi babamla.o an orada cozduk tum sorunlari.salonda yatak hazirladik bana.uyudum.aylar sonra en guzel uykumdu.gozumu actigimda annemle konusuyorlar.annem oyle sacmalik mi olur ? esek basimiyiz biz ? konusulsaydi bi yol bulunurdu, o kadar masraf yapti esyalar aldi vs diyor.babam diyor ki s.kerim esyasini malini parasini.cocuga bisey sorma.sikma cocugu.gecinebilseler zaten ayrılmazlardi.dedim baba sen nasil bi adammissin yahu ! ailenin kiymetini bilin dostlar.herkes gidiyor onlar kaliyor yaninizda.

  • gelen mesaj;
    "ısrar etme artık. olmayacağını defalarca söyledim sana. çıktığım biri var ve gelecek ay nişanlanıyorum, kendine gel. son kez söylüyorum ve uyarmayacağım. devam edersen polisi arayacağım. yoluma çıkma, uyarıyorum!"

    platoniğin gördüğü;
    " *s*** ***e *****. **********n* ********* ******i* ****. ç******* **** *** ** ******* ** **********o***. k****** ***. s** *e* ********** v* *************. ***** ******* ***i** **********. yo**** *****. ***r****um*"

    - seviyor işte canımın içi.

  • hayır diyememek, insanın, kendisi hakkında başkalarının düşüneceklerini, fazla önemsemesinden kaynaklanır.

    her insanın çeşitli nedenlerle, hayır diyeceği bir duruma evet dediği olabilir. hoşgörü, sevgi, özveri bunları açıklayabilir. ancak kişi hayır di-yemiyor-sa bu durum altta daha derin bir sorun olduğunu gösterir.

    hayır diyemeyen kişinin temel meselesi onaylanma ihtiyacıdır. karşısındaki onun varoluş biçimini onaylamazsa yok olacağını, değersiz olacağını hisseder. bu kişiler, sevilmeye ve kabul görmeye aşırı derecede ihtiyaç duyarlar. bunlar için kişilik sınırlarından bile feragat edecek kadar çok..

    genellikle çarpık bir ebeveyn-çocuk ilişkisinin kurbanıdırlar. çünkü hayatımızdaki ilk ve en önemli 'öteki' ebeveyndir. özellikle de anne. bu kişilerin anneleri mükemmeliyetçi, narsistik ya da borderline özellikler gösteriyor olabilir. çocukluklarında 'koşullu' sevilmişlerdir. ancak 'iyi çocuk' olduğunda, 'sorun' çıkarmadığında sevilen bir çocuk, kendilik atılımı yapamaz. ben diyebilmek için, öncelikle 'ne olursam olayım sevilirim ve kabul görürüm' diyebilmek gerekir. bunun için de 'koşulsuz' seven bir anne gereklidir.

    hayır diyememek, ben diyememek ve hep başkasını ön planda tutmak anlamına gelir. bu insanların çevrelerindeki kişiler, her zaman art niyetle olmasa da, bu özelliği sömürürler. bu hal kişiyi daha da değersiz ve yetersiz hissettirir. bu tip kişilik örüntülerinde uzun vadede depresyon sık görülür. bazen tükenir, çareyi insan ilişkilerinden tamamen eli eteği çekmekte bulurlar. bu da onları yoğun ihtiyaç duydukları sevilmekten alıkoyduğu için depresyonları derinleşir.

    böyle bir soruna sahip kişinin psikoterapi alması faydalı olur. depresyon görülen dönemlerde ilaç tedavisi yararlı olsa da uzun vadeli çözüm için bu örüntünün kırılması ve kendilik üzerine çalışılması şarttır.