hesabın var mı? giriş yap

  • evet arkadaş, öylesine bir saptama işte. bana göre biraz mantıksız, başkasına göre de belki çok mantıklı.

    aga, şimdi bir ev düşünün, 800 tl kirası var aylık. oturuyorum ben bunda, sat dedim ev sahibine, 300.000 tl istiyor.

    hesap yapalım, 800*12 = 9600 tl/yıl.

    300.000/9600 = 31,25 sene ediyor.

    kredi alsam 330, 340 bin tl olacak , 5 sene de oradan.

    lan ben zaten 43 yaşındayım, kim sker 80 yaşında sahip olunan evi, hem ev de ömrününü doldurur 40 senede. zaten ölürüm o zamana kadar. he çocuklara falan kalacaksa da ben mi düşünecem onları, babam mı düşünmüş beni bugüne kadar? hayır.

  • eczane dışında vitamin satmak yasak mı? hayır. internetten bile satıyorlar.

    eczaneler ilaç dışı ürünleri iki katı fiyata sattıklarında sorun yok, bunda mı var?

  • projenin fikir mimarları bizim başbakanı örnek almışlar.

    kuleler de döne döne yükseliyorlar...

  • çete lideri iç işleri bakanlığından gelinen nokta çok umut verici.

    benim gözümde devlet görevini yerine getiren en iyi bakan.

  • lan çayı şekersiz içmenin kaloriyle alakası yok yok. çayı şekersiz içtin mi tadını daha iyi alıyorsun. şekerlisi şerbet gibim bir şey oluyor.

  • yıkmaya yakmaya doyamayanların yeni marifeti. tesadüfe bak ki tam da işe yarayacak yerler yanıyor.

    hırsınızın ve hırsızlığınızın bir sınırı yok mu?

  • bu savaşta aşçıları rolü çok büyüktür zira belki de tarihte aşçıların kazandırdığı tek savaştır.

    olaylar şöyle gelişmiştir:

    1595’te ölen sultan 3. murad’ın yerine 3. mehmed tahta geçmiştir. hatta yeni padişah tahta geçişinin üzerinden çok zaman geçmeden, büyük bir yenilgi haberiyle sarsılmıştır çünkü 70 bin kişilik büyük bir avusturya ordusu, mehmed paşa komutasındaki estergon kalesi’ni ele geçirmiştir. bu yüzden vezirleri padişah’a dedesi kanuni sultan süleyman gibi sefere çıkması gerektiğini söylüyorlardı. devrin en önemli ulemalarından ve kendi hocası olan hoca saadettin efendi’nin de teşvikiyle, uzun bir aradan sonra padişah, ordunun başında 25 haziran 1596’da istanbul’dan hareket etmiştir. ordu, 12 ekim’de eğri kalesi’ni fethetmiş. iki ordu da, 22 ekim 1596’da haçova sahrasında karşı karşıya gelmiştir.

    avusturya ordusu 100 ila 120 bin askerden oluşuyordu. osmanlı ordusu da 50 bin kapıkulu, 60 bin eyalet askeri ve tatar atlısı ile 110 bin kişi kadardı. iki gün süren haçova muharebesinin birinci gününde, osmanlı kuvvetleri, avusturyalıların birliklerini püskürtmüş ve düşmana ağır kayıplar verdirmişti.

    ikinci gün ise avusturya birliklerinin şiddetli hücumu karşısında, osmanlı ordusunun sağ tarafı çökmüştü. harbe bizzat katılan tarihçi peçevi’nin anlattığına göre, ordunun hazinesini muhafaza eden sipahi ve yeniçeriler de mağlup olmuş, düşman, hazine sandıkları üzerine çıkarak, bayraklarını sandıklarının üzerine dikip, sevinçten dans etmeye başlamıştı.

    düşman askeri, hazine sandıklarına bayrak dikecek kadar yaklaşınca padişah üçüncü mehmed’in endişesi iyice artmıştı. hatta bazı düşman askerleri padişahın otağına kadar gelmiş, burada padişah’ı koruma derdine düşen enderun ağaları tarafından öldürülmüştü. savaş, bu derece aleyhte gelişirken, harp talihi beklenmedik bir şekilde türklerin lehine dönmüştü. osmanlı karargáhındaki seyis ve aşçılar yağmaya dalan düşman askerlerine karşı kepçe, balta, odun yarması, lobut ve odunlarla hücuma kalkarak, önlerine geleni tepelemeye koyulmuşlar ve "káfir kaçtı!" diye bağırmaya başladmışlar. bu sesin etkisiyle düşman askerleri paniğe kapılmış ve öncü kumandanı sinan paşa gizlendiği pusudan çıkarak süvarileriyle düşmanın arkasını sarmıştır. bataklıklara sürülen düşman askerlerinden 50 bini kılıçtan geçirilmiştir.

  • insanların canına kastetmekten yargılanıp mahkum olup hapiste çürüm çürüm çürümesini dilediğim bir insan demeye bin şahit kişinin gerçekleştirdiği korkunç olay.

    ben evimde ailemle oturup çay içiyorum, bunun gibi magandalar yüzünden yanımdaki çocuğum, eşim ya da ben can veriyoruz. inanılır gibi değil.