hesabın var mı? giriş yap

  • yorumların çoğunu okudum,azeriler türk değildir “tezini” savunanların profillerine baktım, hepsinin kürtçü olması enteresan mı, değil mi?

  • 2002 oncesinde siyasiler bir halt ettiklerinde, bu duyulursa rezil olurlardi. medya da surekli aciklarini arardi. bu, bir denge unsuruydu.

    2002 oncesinde siyasiler yolsuzluk yapmamis olsalar da yargilanabilir, sucsuz ise aklanabilirlerdi.

    2002 oncesinde de yargi elbette mutlak adil degildi ancak cok cok daha adil ve guvenilirdi.

    2002 oncesinde insanlar daha ahlakliydi. yalan elbette yine boldu ama bu kadar degildi. yalani ya da uckagidi ortaya cikan utanir, utandirilirdi. aklindan kotu fikirler gecen biri bile "yahu rezil oluruz" diye vaz gecerdi.

    2002 oncesinde her yer bugunden daha yesildi.

    daha sayarim da yoruldum.

  • sanatçı arzularını kullanan kişidir. karakterlerinde, kurgusunda, eserinde her seferinde yeniden sahneye koyduğu şey arzusudur. nasıl bir arzudur bu? arzuyu sanat eserine çevirmek için kullanmak ve arzuladığı gibi yaşamak iki farklı şeydir. acaba sanatçı arzusunu karakterlerine/-de yaşatan, ortaya koyduğu yapıt aracılığıyla arzusunu canlı tutan kişi midir? bu soruya evet yanıtını veriyorum. sanatçı, yaşam düzleminde o ya da bu şekilde engellenmiş arzusunu başka bir düzleme taşıyarak kendini özgür hissettiği o alanda engellenmeyi gerçekleşmeye dönüştürebilir (büyülü gerçekçilik). ya da ilk engellenmişliğini eserinin yapısı içerisinde yeniden görünür kılar(aynı temayı onlarca defa sahneye koyan sanatçılar). ya da travmatik bir anı, anı parçasını, olayı başka bir biçimde yeniden sunar (dışavurumculuk). bir sanat eseri onu ortaya koyan sanatçının arzusuyla ilişkisinin yakınlığı ölçüsünde etkileyicidir.

    arzuyu gerçekleştirmekle onu kullanmak arasındaki fark sanatçının her daim ihtiyaç duyduğu besleyici yalnızlığı kavramamızı, yaratıcı yalnızlığı algılamamızı sağlayabilir. yaşamla yapıt arasındaki geçiş bölgesidir yalnızlık. çocuğun oyun oynarkenki yalnızlığından çok da farklı değildir. ölü ya da ertelenmiş yaşantı parçacıklarını fantazm düzleminde yeniden harekete geçirebilmek için gereken alanı yalnızlıkta bulur sanatçı ve bu yüzden yalnızlık yaşamsal bir şeydir onun için. yazar yalnızlığı sadece klişe olmaktan uzaktır.

    arzusunu ölümden koruyan kişidir sanatçı. içinde saklı kalan o çok değerli şeyi kullanışının toplum tarafından kıymete değer olarak alımlanışı sayesinde "sanatçı" adını alır. içindeki birikmiş arzunun hareketli hali olan eserini görücüye sunar, bu anlamda beğenilmek ister. sanatçı, arzusunu beğendirmeye çalışır ya da ortaya koyduğu arzunun beğenilmesiyle sanatçı haline gelir. karşılıklı bir süreç. oldukça kırılgan bir arzu dinamiği var burada çünkü arzusunu ortaya koyma biçiminin beğenilmesini istiyor. manik-depresif bir ruh hali: eserin üretim sürecindeki yaratıcı depresyon ve ortaya konan eserin beğenilmesinin doğruduğu manik hal. burada bir başka soru geliyor aklıma: ortaya koyduğu yapıtların ilgisizlikle karşılanması halinde sanatçının ruh haline ne olur?

    arzuladığımızı/la yaşamak için karşımızdakine açılıp da geri çevrildiğimiz birkaç seferin, o anlık reddedilişlerin ardından umutsuzluğa kapılıp bir daha denememe yolunu seçebiliyorsak, yani bir süreliğine de olsa vazgeçiyorsak, arzusunu en vurucu haliyle eserine yedirmek için yıllarca uğraşan bir sanatçının karşı karşıya kaldığı reddedilmişlik hissinin yıkıcılığı oldukça yoğundur herhalde.

    sanatçı, arafta yaşayan bir varlık. arafının yalnızlığında cehennemine bakarak üretiyor ve işler yolunda giderse cennete ulaşmaya çalışıyor.

  • #53434529

    öncelikle yazarımıza acil şifalar dileyip başlayalım.
    malum dünyada tıbbın en ileri olduğu ülke abd. alm est nickli yazar arkadaşımız paratiroid ca denen bir kanser türüyle mücadele etmekte. maalesef bu hastalıkla ilgili tedavi ve cerrahi imkanları ülkemizde sınırlı.

    bu hastalığın tedavisi mutlaka abd'de bir merkezde en iyi şekilde yapılıyordur.

    öncelikle bu merkez varsa nerede olduğu öğrenilip gereken masraflar sözlükçe toplanabilir ve bu kardeşimize destek olunabilir.

    sözlük bunu isterse yapabilir.

    edit: öncelikle desteklerini bildiren herkese teşekkürler.
    türkiye'de bu konu ile ilgili en iyi kimse ve nereye referr edecekse ona ulaşmamız gerekiyor anlaşılan. bir arkadaşımız bu konuda bir entry girmiş. yarın ben de detaylı bir araştırma yapacağım.

  • avokado cekirdeginden avokado agaci uretmek cok kolay ve cok eglencelidir. ama, bu bitkinin hemen meyve vermesini beklemek bosunadir. cekirdekten yetisen bir avokado agaci en erken uc-dort senede, aslinda genellikle on senede falan meyve verebilmeye baslar. avokado agaci uretiminde cekirdekten degil de asilanmis fidanlardan uretim yapilir. yine de, sabriniz varsa, avokado cekirdeginden bir buyuk agac uretebilir, zamanla meyve de alabilirsiniz. ancak asi yapilmazsa, bu meyveler cekirdegini kullandiginiz agacin asi yapilmazdan onceki yabani avokado meyvesi olacaktir.

    bir avokado cekirdegini birkac yerinden kurdan (ya da kucuk tahta sis) girebilecek kadar delin ve buralara ilistirdiginiz kurdan ya da sislerle bir bardagin ustune yerlestirin. bardaga avokado cekirdeginin dibine degecek kadar su doldurun ve boylece gunes isigi alacak bir sekilde pencere kenarina yerlestirin. eger suyunu eksik etmezseniz uc-alti hafta icinde cekirdek yapi degistirmeye baslar, ustten yapraklar, alttan da kokler olusturur. alti hafta kadar icinde cekirdegi yirmi santim falan capinda bir saksi icinde topraga yerlestirebilirsiniz. ancak, bunu yaparken, cekirdegi cok derine gommeyin. hatta, cekirdegin yarisi falan disarida kalmali. cekirdegin cevresini toprakla kapatin. suyunu eksik etmeyin ama su verecegim diye de topragi camura cevirmeyin. suyu ve gunesi bol olmali ama toprak yari yariya kuru kalmali. yapraklarin sararmasi asiri sulamaya isaret eder. bitki yirmi santime falan ulastiginda ustten iki grup yapragi koparin. bunu yapmaniz avokadonuzun yandan daha cok yaprak gelistirmesini saglayacaktir. agaciniz her yirmi santim uzadiginda bu islemi tekrarlayabilirsiniz. eger kislari disarisi 7 santigratin altina dusmuyorsa, avokadonuz bahcede buyuyebilir. aksi takdirde, kislari iceri almalisiniz. olusan fidan ya da agac guzel gorunusludur, disarida da iceride de hos gorunecektir. ancak meyvesinin olusmasi hem yillar alir, hem de ortaya ciktiginda yabani avokadodur, lezzeti olmasini beklemeyin. eger yenilebilecek avokado yetistirmek isterseniz, fidaninizi asilamaniz ya da agacinizi asili fidandan uretmeniz gerekir.

    (bkz: http://www.wikihow.com/plant-an-avocado-tree)

  • kendisinin türkiye'nin en iyi oyuncusu olduğunu iddia eden kişinin şaka yaptığını düşünmek istiyorum. şaka maka güzel bir şaka.