ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
abd'nin 3 ayda ağzıma sıçtığı gerçeği
-
özet geçiyorum abd'ye dil öğrenmek için gitmiş 3 aydır alışamamış. aklı sevgilisinde ve ailesinde kalmış.
bu kadar.
debe editi: başlığı açan arkadaş kaçtığı için bu özete bir şey daha ekleyim. arkadaşın bütün ailesi, konu, komşu fetö yüzünden gözaltına alınmış. yazdıkları darbe girişiminden 10 gün önce abd'ye kaçırıldığı izlenimini veriyordu.
linç üzerine yazdığı destanı toplayıp gitti.
alman polisinin türk aileyi sınır dışı etmesi
-
aşığı maşuğuna kavuşturmuşlar işte. artık doya doya mitinglere katılıp hülooo diye serenat yapabilir
bana ne lan çıkmam saraydan
-
ahmet'e verdim gazı,
selo'nun elinde sazı,
zehir ettiniz bana bu yazı,
bana ne lan çıkmam saraydan.
20 mart 2020 cezaevleri kademeli tahliye kararı
-
tutuklu gazetecileri , öğrencileri ve siyasileri bırakmak yerine katili sapığı bırakacakları düzenleme
22 ocak 2021 burak yılmaz'ın mesut özil açıklaması
11 temmuz 2020 defne samyeli'nin paylaşımı
-
sen bir kadın olarak ne istiyorsan onu giy.
o da bir kadın olarak ne istiyorsa onu giysin.
bu kadar basit aslında.
sabahın ilk saatlerinde baba olmak
-
mükemmel bir duygu:) inanılmaz bir his:)
güneş sanki bugün benim için doğdu. sanki hayata gelmemin anlamı bu.
güzeller güzeli bir kıza bakıp "sen benim hayatımın aşkısın" demek tarifi zor bir mutluluk. kelime karşılığını bulamıyorum be sözlük.
çok mutluyum, çooookkkk:)
domuz eti
-
tanım: avrupada bolca tüketilen et türü.
nerden baksan 4 yıldır bu başlığı takip ederim, öyle düzenli takip etmem denk geldikçe bakarım. sözlükte bir grup var, belli bir dönem gelip bu eti övmeye başlıyor. işte şöyle lezzetli böyle güzel. sonra bu eti övme şenliklerine katılan arkadaşların bir derdi olduğunu anladım. ucuz edebiyat peşinde koşan, kendini elit gören ve farklı fikirlere tahammülü olmayan tipler.
benim görüşüme gelirsek, bu eti isteyen yer istemeyen yemez. kimin yediği yemediği umrumda değil. misal ben asla yemem ama gelip de yiyenlere sövmem. ama sen gelip yemeyenlere ağza alınmayacak hakaretler edersen sana orda dur derim. bir grup caninin yaptığı katliamı gelip tüm müslümanlara yıkacaksın sonra bu eti yemediklerini söyleyeceksin, zavallısın kardeşim. böyle ucuz provokasyonlarla bir yere varamamakla beraber beyin fonksiyonlarının çalışmadığını ispat ediyorsun.
belirsizliğe tahammül edememek
-
sosyal psikolog geert hofstede'nin kültürler arası farklılıkları çalışırken kullandığı boyutlardan birisidir aynı zamanda belirsizliğe tahammül edememe/belirsizlikten kaçınma.
çalışmada ülkelerin bu boyuttan edindikleri skorun, o kültürün insanlarının belirsizlik ya da bilinmezlik durumlarında ne dereceye kadar tehdit altında hissettiklerini ve bunlarla başa çıkabilmek için geliştirdikleri inanç sistemlerinin varlığını yansıttığını söyler hofstede.
türkiye'nin bu boyuttaki skoru ise 85'tir. ve şöyle yorumlanır:
ülkede yasa ve kurallara büyük bir ihtiyaç vardır. belirsizliğin sebep verdiği kaygıyı en aza indirmek için insanlar ritüellere başvurmaktadırlar. ve bu ritüeller, dışarıdan bakıldığında, insanların pek çok "allah" referansıyla dindar görünmesini sağlasa da aslında toplumda gerginliği aza indirmek için kullanılan geleneksel toplumsal modellerdir.
yani allah'ın dediği olur, nasip kader kısmet, hayırlısı demeyeydik o kadar belirsizlikle nasıl başa çıkardık değil mi?
bu boyutta düşük skor sahibi kültürlerin ise yapılandırılmamış ya da değişken çevrelerde de rahat hissettikleri ve olabildiğince az kurala sahip olabildikleri, daha pragmatik davrandıkları, değişime daha sıcak baktıkları ve daha kolay risk aldıkları bulgular arasında.
sosyal psikolojinin çalışma alanında olan belirsizlik tahammülünün aynı zamanda işyeri davranışları, iş dünyası, özellikle çok kültürlü şirketlerde iletişim, politika, eğitim, tüketici davranışları gibi pek çok konunun da çalışma alanına girdiğini görmekteyiz.
örneğin eğitim alanında, bizim gibi belirsizlikten kaçınma puanı yüksek ülkelerde öğretmenlerin her şeye hakim olduğu/olması gerektiği düşüncesi hakimdir ve öğrenme daha yapılandırılmış formattadır. matematik ve fen bilimleri öne çıkarılır. mesela beden eğitimi dersine çıkarılmayıp da sınıf öğretmeni tarafından içeride öğrencilere matematik sorusu çözdürülen tek ilkokul öğrencisi ben değilimdir bence sözlükte.* matematik derslerinin her daim genel geçer kurallarının olması, soruların tek cevabı olması, yani belirsizlikten uzak olması belki bizim için rahatlatıcı etmenlerdir. ancak, belirsizlikten kaçınma puanı düşük ülkelerde öğretmene her şeyi bilen kişi görevi biçilmiyor ve öğrenme süreci daha esnek ve temel bilimlere daha az odaklanmış olarak ilerliyor.
dil öğrenirken de bizim öğrencilerin dilbilgisi ve kural öğrenme merakı buradan gelebilir diye düşünüyorum bazen. bunların farkında olmak öğretmenler açısından faydalı çünkü bu kültürel boyuttan dolayı risk almaktan kaçınan sınıfta konuşmayan öğrencinin bir şekilde cesaretlendirilmesi ve dili sadece belli kuralları olan bir dilbilgisi üzerinden düşünme alışkanlığının giderilmesi gerekiyor.
bitirmeden not: hofstede'nin çalışması ülkeler bazında göstergeleri olan bir çalışmadır, bireyler bazında elbette her şey daha farklı olabilir.
kaynaklar:
https://geert-hofstede.com/turkey.html
https://en.0wikipedia.org/…zxj0ywludhlfyxzvawrhbmnl
edit: imla
huawei'nin kendi işletim sistemini duyurması
-
problemin kendisi çin devletidir. kendi işletim sistemini yapmak değil, bunu geniş yelpazeye yayabilmek. yapsa bile kim app yazar huawei için? diyelim ki ürün yaptınız ve çin pazarına da girecek bu ürün. derken hooop çinli bir şirket aldı, kopyaladı ve kendisi programın sahibi olduğunu söyledi. mahkemeye mi vereceksiniz? kim sizi takar. çinli şirketler her şeyi usulsüz bir şekilde çalıyor ve hiçbir şey olmuyor.
hatırlayın apple samsung savaşını. neden çinli şirketlere aynısı olmuyor? adamların kimseyi taktığı yok. lisansların hiçbir anlamı kalmıyor. özgür yazılımcılar için bile durum pek iç açıcı olmaz.
demokrasi demokrasi demokrasi diye yırtınmıyor insanlar. çin şimdiye kadar elindeki muazzam nüfus gücü yüzünden kimseyi takmıyordu. ama eğer dünyaya açılacaksan takmak zorundasın.
misal ben uygulama yazabilecek olsam, huawei için yazmam. özgür lisanslı olsa bile adamlar çalıp kendi marketlerine ekler ben de hiçbir şey yapamam.
kürdistan'ın istanbul'da tc'ye döşediği boru
-
diyarbakırdan istanbula boru döşemek senin neyine, önce elektrik faturanı öde ayı.
akbank
-
akaryakıt istasyonuna gidip depoyu doldurdum. içeriye kartla ödemeye gittim, ulan ne temassız ne de şifreli işlem yapılıyor. adama iban ver eft yapayım dedim bu seferde uygulaması çalışmıyor. şimdi bir arkadaşımı aradımki nakit getirsin. düştüğümüz duruma bak, rehin kaldık amk.
rezilsiniz it oğlu itler.