hesabın var mı? giriş yap

  • ırtibat kurduğum muhteşem ötesi, kanatsız melek, savaşçı ruh ; çok değerli onkoloji virtüözü sevgili (bkz: süalp tansan)'la irtibat kurdum az önce ve ilgileneceğini söyledi. kendisinin amerika boston üniversitesi'nde kürsüsü var. ınanın sevinç ve heyecandan elim titreyerek yazıyorum çok şükür.

  • zafer partisi uyelerinin ve ümit özdağ'in sehre girisi hatay valisi tarafindan cikatilan şaka gibi bir talimatla hatay sinirinda jandarma tarafindan engelleniyor su anda. ümit özdag jandarma kontrol bölgesinden ayrilmayacagini, girmelerine izin verilene kadar bekleyeceklerini acikladi biraz önce. bu olay muz cumhuriyeti'nde bile olmayacak türden bir olay.

    (bkz: tek parti rejimi)

  • adamlar sonunda evdeki saatleri bile ayrıştırdı amk.

    ak party nin son icraatıdır.

  • çevremdeki her dört insandan beşinin garipsediği, benimse garipsenmesini garipsediğim davranış. güneş gözlüğünün hava sıcaklığıyla ne tür bir ilişkisi olduğuna dair sağlam bir argümanla gelebilenini de görmedim.

    güneş gözlüğünün kışın gözü rüzgardan ve rüzgarla göze kaçabilecek parçacıklardan koruduğu ve gözün kışın da çevredeki ışıktan rahatsız olabileceği gibi dünyanın en basit gerçeğini geçiyorum. (ayrıca hafif bulutlu bir havada her yönden ve her yerden gelen sinir bozucu beyaz ışığın tamamen açık havada tek bir kaynaktan ve tek bir yönden gelen sarı güneş ışığından çok daha rahatsız edici olduğunu da unutmayalım)

    "kışın neden güneş gözlüğü takıyorsun?" sorusu, "yazın neden ayakkabı giyiyorsun?" sorusundan farksız bence. istesek yalınayak gezebiliriz yazın, ayağımız üşümez, buna rağmen yazın hala ayağımıza bir şey geçiriyorsak başka bir işlevi olsa gerek, değil mi?

    onu da geçtim, güneş gözlüğü takmak kendimi rahat hissetmemi sağlıyor olabilir, kime nedir? tanınmak ve sohbet içine çekilmek istemiyor olabilirim, gözlerim hassas olabilir, saatlerce gözümü kısa kısa dolaşmak istemiyor olabilirim. ışıktan korunmamı gerektiren bir rahatsızlığım olabilir. gözümün şişliğini saklamak istiyor olabilirim, gözlerimin kırışmaması gibi bi derdim olabilir falan filan. ya da bazısının saat takmayı sevdiği gibi güneş gözlüğü takmak öylesine hoşuma gidiyor olabilir.

    hepsini geçtim, hiçbir işlevi olmadığı halde sadece cool görünmek için takıyor olsam ne yazar? bunun nesi kötü? sanırsın kimsenin cool görünme kaygısı yok, bi güneş gözlüklüler dert etmiş bunu. iki dakka dürüst olalım.

    özet: güneş gözlüğü süper bir şeydir ve yaz kış takma özgürlüğüm için canımı vermeye hazırım. hırsımdan şu an evde de takıyorum.

  • okuyunca nasıl bir yokluk içinde okuduğuma şaşırtan yazıdır.
    biz de kızlı erkekli oturduk ama hiç bir kız gelip kucağıma oturmadı. demek sorun sadece bizim lisedeydi.
    karşılıklı münazaralar yaptık, fikirlerini dinledik, fikirlerimizi çarpıştırdık. beraber ders çalıştık, ders dinledik, ders astık.
    okuldan kaçıp dönercide 1.5 porsiyon döner yedik, sinemaya gittik güldük muhabbet ettik.
    bazen karşılıklı futbol oynadık, kavga ettik, beraber sevdik, sevdiğimizi müzikleri bir kulaklıkla dinledik.
    bak bu kitap çok güzel diyerek birbirimize kitaplarımızı paylaştık, bazen de gençliğin verdiği heyecanla ağzımızdan tükürükler saçarak kavga ettik fikir ayrılıklarımız yüzünden.
    birbirimizi güzel/yakışıklı bulduk, aşık olduk.
    kadın ya da erkek hepsinin birer adı vardı hepsi birer bireydi başta.
    fikirleri, hayalleri, hedefleri olan kızlar tıpkı erkekler gibi. evet hiç biri kucağıma oturmadı ne yazık ki.

  • tek başına, sek içilecek bir içki değil 2. bardakta içinize bayar ama güzel kokteyllerin vazgeçilmezidir. baileys + malibu + süt burada çok yazılmış, bol buzla birlikte efsane olur ama benim vazgeçilmezim bmw yani baileys malibu, whiskey.

    kolay yapılışı :

    1/3 baileys (irish cream)
    1/3 malibu
    1/3 whiskey

    shaker veya ilkel yöntemlerle karıştırılır, 2-3 buz parçası blender yardımıyla inceltildikten sonra içine atılır. genelde buzları kalıp halinde de tercih ederler ama bu şekilde daha güzel olur. bir de likör bardağınız varsa mis.

    http://st.depositphotos.com/…iqueur-in-glass-on.jpg

    https://www.youtube.com/watch?v=g3dfoeg8vuq

  • 1962 yılından bu yana hala sahneye çıkan -çıkış yaptıkları 60'lar dışında, 70'ler ve 80'lerde de ortaya çıkan bir çok öncü grubun günümüzde devam etmediğini düşünürsek, bu inanılmaz bir şey- babaların babası grup.

    zamanında çok sıkı dinlediğim için haliyle bayağı bir arşiv yapmıştım. hazır aklımdayken, bazı parçalarının sevdiğim konser versiyonlarını paylaşmak istedim:

    salt of the earth: 68 çıkışlı beggars banquet albümündeki parçanın axl rose ile 89'daki konser versiyonu. 1989 grubun dağılmanın eşiğinden döndüğü, keith ve mick arasındaki gerginliğin bittiği sene olarak da önemlidir.

    carol: stones ilk çıktığı dönemde bir blues cover grubuydu. kabaca amerikan blues müziğini daha hızlı ve agresif icra ediyorlardı. carol da bir chuck berry şarkısı. 64 yılındaki konser.

    you can't always get what you want: 1968 yılından çok temiz bir kayıt. aynı zamanda brian jones'un son günleri olsa gerek. sonrasında gruptan gönderilecek ve devamında evinde ölü bulunacak.

    sympathy for the devil: üstteki parça ile aynı konser, rock and roll circus demişler. aynı konserde john lennon yer blues'u söylüyor, keith de bas çalıyor şarkıda. zaten bu ikili beraber takılır, kafayı bulurlarmış.

    midnight ramble: midnight rambler'ın 1970 yılından bir konser kaydı. genelde her konserde çalınsa da bu bayağı güzel.

    jumpin' jack flash: jumpin' jack flash'in stüdyo kaydı müthiştir ama bu da stüdyo versiyonuna en yakın olanı. midnight rambler ile aynı konser albümünden.

    rip this joint: konserlerde ender çalınmış, grubun en hızlı parçalarından rip this joint'in 1972 yılındaki canlı versiyonu.

    star star: asıl adı starfucker olan chuck berry rifli parçanın 1978 yılından konser versiyonu. rock n roll'un kralını yapmışlar.

    little t&a: 1981 yılından bir keith vokali. videonun başında mick jagger, band introductions yapıyor. şarkının müthiş girişini 1:11'den itibaren dinleyebilirsiniz. t ve a; keith'in kızları alexandra ve theodora.

    under my thumb: stüdyo kaydında brian jones'un marimba çaldığı under my thumb'un 82 yılından çift gitarlı konser versiyonu.

    angie: angie akustik bir şarkıdır. grubun şarkılarını mick ve keith beraber yazarlar fakat bu şarkı keith'in bir uyuşturucu tedavisi gördüğü sırada yazdığı bir şarkı. o yüzden daha çok keith'e aittir. şarkının elektro gitarlı konser versiyonu. ben bu kaydı çok severim ama keşke kameranda biraz gitarları çekseymiş. *

    almost hear you sigh: en sevdiğim slow parçalarından almost hear you sigh'ın konser versiyonu.

    bitch: 1971 çıkışlı bitch parçasının 1990 tokyo konseri versiyonu. inanılmaz bir riff.

    start me up: en sevdiğim şarkıdır. start me up'ın 1991 yılından konser versiyonu. şarkının orjinali 1981 yılı çıkışlı.

    happy: keith richards'ın vokal yaptığı stones parçalarından happy'nin mükemmel konser versiyonu. ronnie wood çok başarılı.

    sweet virginia: grubun country parçası sweet virginia'nın 1995 yılından akustik konser versiyonu. orjinali 1972 yılı çıkışlı.

    all down the line: all down the line parçasının 1995 yılından süper konser versiyonu.

    miss you: 1978 çıkışlı miss you parçasının 1997'den konser versiyonu. çok iyi takılıyorlar. keyifli bir şarkı.

    satisfaction: 70'lerde hiç çalmamış olsalar da satisfaction parçasının bayağı bir versiyonu vardı. ben en çok bunu severim. şarkının çıkışı 1965, bu kayıt 1998.

    honky tonk women: şarkıların kralı honky tonk women'ın 2003 yılı konser versiyonu.

    you don't have to mean it: keith richards vokallerinden you don't have to mean it'in harikulade konser versiyonu. şarkının çıkışı 1997

    shattered: shattered'ın 2008 yılından konser versiyonu. bu konserde bill clinton da grubu izlemeye geliyor.

    edit: iki şarkının linki uçmuş. onları değiştirdim ve the last time şarkısının linki de uçmuş. 60'lardan sonra çalmadıkları bir parçaydı. 2000'lerden bir kaydı vardı ama gitmiş, yerine iyi bir canlı kayıt bulamadım.

  • güyya istatistik olasılığa göre değerlendirilirse %66.66...

    2 kardeşin cinsiyet olasılıkları şu:

    1.çocuk - 2.cocuk:
    erkek - erkek
    erkek - kadın
    kadın - erkek
    kadın - kadın

    1. çocuğun veya 2. çocuğun erkek olduğu bilindiğine göre, geriye 3 ihtimalden 2 tanesinin kadın olma durumu kalıyor, yani 2/3 yani %66.66...

    mantıklı değil, hatta bilimsel olarak doğru da değil.

    çünkü, ne olursa olsun, yeni doğacak olan çocuğun cinsiyeti, bir önceki doğan çocuğun cinsiyetiyle alakalı değildir. torbadan top çekmiyorsun ki çektiğin topa bağlı olsun.

    sorunun cevabı, ne olursa olsun %50 olmalıdır.

  • ülkeye gelen çoğu yabancı oyuncu ev adresleri belli olmasın diye film kaplı minivanlar dışında dışarıya adımını atmıyorken;

    bu adam yanında kızlarıyla birlikte yanına 10 koli çikolata şeker almış tüm mahallenin çocuklarına çikolata şeker dağıtıyor.

    bakın parası neyse verip dağıtın şunları demiyor,etrafı eminönü baklava izdihamı turevinden bir kalabalık olmasına rağmen aman kızlarım evde dursun aman ben bu kalabalığa girmeyeyim demeden 32 diş güler yüzle çocukları sevindiriyor.

    bu adam iyi insan abi.ıyi insan harbiden iyi kalpli bir insan.