ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
usain bolt'un 4 yılda 9.58 saniye çalışması
-
bolt'un ''yanılıyorsunuz bayım 29 yıl artı 9.58 saniye'' diye cevapladığı rivayet olunur.
söz nişan kına düğün balayı çekyat istemeyen kadın
-
benim o. ama zerre kıymeti olmadı...
yaran inci sözlük entry'leri
-
- kanka çekip gidicem buralardan
+ olum bari giderken yapma amk.
konfor alanından çıkmaya cesaret edemeyen insan
-
halbuki çıksa, nasıl muazzam bir hayat bekliyor kendisini değil mi sayın koduğumun politik doğrucuları.
edit: halbu ki değil, halbuki. archer05 uyardı sağolsun.
tecavüz
-
erkek: merhaba, bir gasp ihbarında bulunmak istiyorum.
memur: gasp mı? olay nerede yaşandı?
erkek: 21. sokak ve dundritch caddesinin arasında yürüyordum. bir adam aniden silahını çekerek, bana tüm paramı ona vermemi söyledi.
memur: ve siz de verdiniz mi?
erkek: evet, söylediğini yaptım.
memur: yani tüm paranızı hiç direnmeden, yardım istemeden ya da kaçmaya çalışmadan mı verdiniz? bağırmadınız üstelik?
erkek: evet, ama çok korkmuştum, beni öldüreceğini düşündüm!
memur: hmm, ama söylediğini yaptınız. ayrıca anladığım kadarıyla bir hayırseversiniz.
erkek: evet, hayır kurumlarına bağış yapıyorum.
memur: yani para dağıtmayı seviyorsunuz, para dağıtmayı bir alışkanlık haline getirmişsiniz. herkese veriyorsunuz galiba.
erkek: bunun konumuzla ne alakası var?
memur: herkesin sizin para dağıtmayı seven biri olduğunuzu bile bile fiyakalı takımınızla dundritch caddesinde yürüdünüz ve gasp sırasında hiç karşılık bile vermediniz. kulağa, parayı isteyerek vermişsiniz de sonradan pişmanlık duymuşsunuz gibi geliyor. söyleyin bana, bir pişmanlığınız yüzünden onun hayatını karartmak istiyor musunuz gerçekten?
erkek: bu tamamiyle saçmalık!
memur: bu, tecavüzle aynı şey. kadınlar tecavüzcülerini adalet karşısına çıkarmak istediğinde her gün bu muameleyle karşılaşıyorlar.
(kaynak, ertuğrul uzun)
yemeksepeti'nin çalışanlarına 27 m$ dağıtması
-
ilginc olay. bana yillar evvel bi ankarali firmanin akrabama yaptigi jesti hatirlatti bu.
soz konusu sirket kriz doneminde calisanlarina maas odemez hale geliyor. sartlar zorlasiyor. bu sartta herkes allah belani versin patron modunda istifa edio gidiyor. istifa etmeyen 5-10 kisi kaliyor. 1 sene sonra sirket kendini toparlayinca istifa etmeyip kalan herkese ev aliyor patron.
akrabam halen o evde oturur ki suan ki degerini soylersem aglarsiniz kiskancliktan.
türklerin %80i avrupaya gelemez gelse de tutunamaz
-
daha doğru düzgün telefonun olmadığı dönemde, okuma yazması olmayan deden baban geldi tutundu, 21. yüzyılda mı tutunamayacak insanlar!
siz gelmeyin ulan ayılar demek istemiş. başka bir mevzusu yok.
feri cansel
-
yılmaz atadeniz'e göre türk sinemasının silikonlu göğüslere sahip ilk oyuncusudur.
ve yine yılmaz atadeniz tarafından "feri ilginç bir kadındı. kendine çok güvenirdi. türk sinemasında çoğu kadın oyuncunun başında hamileri, onları koruyan birileri bulunurken onun yoktu. istemezdi. hayatını böyle sürdürürdü. bir ara beraber olduğu bir adam vardı. karınca bile incitemeyecek kadar zararsız biri idi. feri ne çektiyse dilinden çekti. adama hakaretler etmiş, erkekliğine dokunan laflar söylemiş ve adamı kışkırtmış... zümrüt de (feri cansel'in kızı) evde imiş. adam feri'yi bıçaklamış. yani dili yüzünden hem kendini hem de adamı yaktı feri... '' diye bahsedilmiş çok güzel yüzü olan biri.
muhteşem yüzyıl
-
ağır akışı yüzünden bir türlü seyredemediğim dizilerdendir muhteşem yüzyıl. ama öyle ya da böyle bilgileniyorsunuz medyadan, internetten. acaba ilerki bölümlerde şehzade mustafa'nın öldürülmesinden sonra halkın doğan erkek çocuklarına şehzadeye olan sevgilerini belirtmek için "mustafa" ismini vermelerini gösterecek mi ? öyle ki o dönem istanbul'a gelen yabancı bir gezgin istanbul'daki her 4 erkeğin 3'ünün isminin mustafa olduğunu yazmıştır. hatta bu gelenek o kadar uzun yıllar sürmüş ki, 1881 yılında selanik'te doğan bir erkek çocuğa da bu isim verilir.
ve gün gelir bu çocuk kanuni'nin saltanatından mustafa'nın intikamını alır.
power grid
-
elektrik dağıtma oyunu diye düşününce çok saçma gelebilir ancak oldukça keyifli bir oyun.
bir çok dinamiği var,
* ev sayısı fazla olanın hamle sırasının sonra gelmesi
* aynı kaynağı kullanan santraller çoğunluktaysa hammadde fiyatlarının talep nedeniyle yükselmesi
* oyunun bitme şartının ev sayısı olması ama kazanma şartının en fazla evi aydınlatabilmek olması
* santral alımının açık arttırma şeklinde olması ve önde olanın arttırmaya ilk başlaması
oyunu sürekli ortada bırakıyor. bir önceki el en geride görünen kişi oyunu birinci tamamlayabiliyor.
oyunun problemli kısımlarından biri yerleşim yerleşim. ciddi anlamda yüksek avantaj sağlıyor, bölgelerin aynı miktarda gelir getirmesi ancak bazı bölgelerde 3-4 kat fazla bağlantı ücreti olması dengesiz.
farklı miktarlarda kömür, petrol, uranyum ve çöp kullanan, farklı miktarlarda evi aydınlatabilen santraller olduğu gibi rüzgar enerjisiyle çalışan santraller de var. oyunun başlarında kaynak kullanmadan elektrik üretip dağıtmanın faydalı olduğu söylenebilir.
kısacası power grid karmaşık görünmesine rağmen basit bir oyun düzeni olan keyifli bir oyun.
yağmur atacan'ın oyunculuğu bırakması
-
babamın hentbolu bırakmasıyla eşdeğer olay.
şömineyi kale yapmışlardı az önce yeğenimle.
danla bilic'in ekşi sözlük ofisten fotoğraf atması
-
demek entry böyle sildiriliyor dedirten durum.
manuş baba türkiye'nin yeni barış manço'sudur
-
(bkz: manuş baba kim a.q)