ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
erdoğan döneminde rüşvetin bıçak gibi kesilmesi
-
evet kesildi, milletin rızkından kesildi.
tek gecelik ilişki teklifini reddeden erkek
-
teklif karşı cinsten gelmemiş olabilir.
doktor sadık ahmet lisesi grup kavgası
-
kameranın önüne geçen şahin ibnesi yüzünden ilk yumruğu kimin attığını izleyemediğimiz kavga.
2. çocukların ailenin en zeki insanları olması
-
(bkz: bilal)
böyle de çürütürüm
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"ve tanrı, komşu çocuklarını daha zeki yarattı."
yeni ego kartlarında melih gökçek'in olması
-
"ego" kartını yanlış anlamış başkan davranışı.
yaran agar.io nickleri
-
yerine göre yaran nicklerdir. "dürüm" mesela, her ne kadar komik değilse "kanzuk"tan kaçarken görünce gülmekten oynayamadım.
sözlükçülerin karşılaştığı efsane yobazlıklar
-
istanbul'da sene 2005 veya 2006. rahmet enişteyle notere gittik. evde yaşlı var, vekalet işlemleri için eve getireceğiz noteri. noter eniştenin kafasındaki kasketi görünce "bu ne böyle? gavur icadı şapka takmışsın" diye azarladı. sonrasında ise gavur icadı bilgisayarından çıkarttığı kağıtları ve gavur icadı tükenmez kalemini alıp, gavur icadı arabasına bindi. laf söylesen kelimeler kifayetsiz, siksen yetersiz.
reddedilince hemen vazgeçen insan
-
mantığına göre hareket eder ve askıntı olmak istemez. bu yüzden karşı tarafı umursadığını bile söyleyebiliriz.
mülakatlarda işe alınmama sebepleri
-
işveren olarak 40'a yakın görüşme yaptım. ne tecrübe, ne teknik bilgi, ne de okul başarısı. en çok ilgilendiğimiz iki konu şunlar:
1- aday ne kadar istekli ve enerjik
2- özellikle yeni mezunsa okulda sosyal faaliyetlerde ne kadar aktif rol almış.
not düşeyim dedim.
edit: çok mesaj gelmeye başladı özellikle sosyal faaliyet konusunda. her birine tek tek cevap vermektense açıklama ihtiyacı hissettim. sosyal faaliyetlerde aktif rol almaktan kastım sosyal kulüplerde koordinasyon faaliyetleri daha çok. bir organizasyon içinde kendi isteğiyle görev aldığını ve tecrübeler edindiğini gösteriyor bu. söz konusu kulüplere katılımcı üye olmak, hobi sahibi olmak da ilgimizi çekiyor. ama asıl kastettiğim buydu.
isveç devlet televizyonunda yayınlanan çizgi film
-
-sven, minik yarrağa merhaba de
beşiktaş
-
rüyamda kaleciliğini üstlenerek uefa avrupa ligi'nde yarı finale çıktığımız takım. hatta italyan ve alman takımlarını eledik. takımları hatırlamıyorum çünkü birinde enrico chiesa, diğerinde carsten janckler filan oynuyordu, bildiğin 2000'de kalmış rüyanın oyuncu veritabanı.
neyse, almanlarla oynadığımız maçta 1-0 öne geçtik. doğru dürüst top gelmedi bana. sonra kornerden demba ba seken topu tamamlayıp 2-0 öne geçirdi. rahat bir maç çıkardım.
bu arada galatasaray taraftarıyım. hikayeyi ilginç kılan nokta bu sanırım.
bir seçim vaadi olarak cardozo'yu sınıfa getirmek
-
vay be fenerbahçe bile getiremedi lan cardozo'yu.
8 ocak 2002 istiklal caddesi fotoğrafı
-
sabah sabah beni hüzünlendiren fotoğraf.
çok kar yağdığı için evde mahsur kalmıştık o günlerde. sonra "amaaan nolcak ya" diyerek çocukluk arkadaşımla beraber barcelona pastanesine gidip çilekli tart almıştık, kaç kere düşme tehlikesi geçirdiğimizi, gülme krizlerimizi eve gelip kutuyu açınca tartların tepetaklak halini hatırladım.
sonra da istiklal caddesinin 90'lı yıllardaki halini hatırladım. içim buruldu, üzüldüm yine...