hesabın var mı? giriş yap

  • ciddi ciddi istanbul trafiğinin nedenini yavaş giden arabalar olarak gören, bu nedenle hız sınırlarının kaldırılmasından tutun da yavaş giden arabaların trafiğe çıkmasını engellemeye kadar muhtelif cin fikirlere sahip olan insanlar var. benim önerim de bu insanların trafikten men edilmesi mesela, trafiğe çözüm olur mu bilmiyorum ama sürücülerin ortalama zeka seviyesini yükselteceği kesin.

  • başka şeylerin yerini doldurmak mesele.
    ulaşılamamış hedefler, tahammül edilmek zorunda hissedilen koca, omuzda yük çocuklar, eş dost akraba ne diyecekler, ruhsal ve bedensel tatminsizlik, başka kayda değer bir meşgalesizlik.
    bir çoğu için o temizlikten başka nefes alma yolu yok da sanırım. anlayış göstermek, hoş görmek lazım.

  • sözlükle aynı şeyi izleyip izlemediğim konusunda kuşku duyduğum bir videodaki oyuncu..

    yahu tamer karadağlı al artık şu ödülü eline, gururla kaldır yukarı, başarını taçlandır, güzel bir görüntü ver diye tam zamanında ödülü teslim etmiş. nihal yalçın ödülü kaldırıp, "bu ödülü tüm sjwler için alıyorum" veya buna benzer saçma sapan bir söz söyleyip topu 90'a takıp alkışları toplayacağına profesyonel davranamayıp dönüp "kim virdi bi idili" diye tribe girmiş. daha sonra tamer karadağlı'dan ödül almak konusunda haklı bir brifing alıp sahneden ayrılmış.

    yani burada sahneye geldiği gibi ödülünü alıp gururla göstere göstere konuşmasını yapmayı beceremeyen, ödül takdimcisine de en az iki defa saygısızlık yapan nihal yalçın değil de tamer karadağlı eleştiriliyor.

    gerçekten sözlük bitmiş.

    debe edittosu:
    anaa. debeye sokmuşsunuz bu entryi gııı. demek ki aynı şeyi izlemişiz. sözümü geri aldım. sözlük bitmemiş.
    madem debeye soktunuz bu entryi, ben de muhittin başkana ulaşmak için bir araç olarak kullanayım burasını.

    muhittin başkan günaydın. umarım bu entryi bir vesileyle görürsün. ya da umarım bir tanıdığın haber verir.
    lara bölgesinde çevredeki özel plajlara haraç ödemeden girebildiğimiz küçük bir plaj bölgesi vardı. dar bir yoldan içeri giriliyordu. konum olarak trt lara kampının oradaydı: görsel
    ancak 1 hafta önceki gidişimde oraya girişin nedensiz şekilde kapatıldığını ve bir açıklama levhasının yerleştirilmediğini gördüm. ispat için: görsel
    orası hafta sonları tonlarca antalya sakininin girip, ortalığı çöplüğe çevirmeden kumlara oturup dinlendiği güzel bir bölgeydi. neden kapatıldığını bilmiyorum. ancak hiç hoş değil. umarım geri açarsın. sevgiler, başarılar.

  • az önce şöyle geldi.. "garnitürnüz bol, bayramınız et tadında olsun"

    yemek pişirme hocası mıyım, kasap mıyım, yamyam mıyım bilemedim. gittim geldim..

  • nisan 2020'de türkçe altyazıyla birlikte gelen oyun.

    mart gibi karıyı boşar, nisan ayında rahat rahat takılırım.

    1 yıl sonrası gelen edit: oyuna bak anasını satim, sürekli erteleniyor. karı başımıza kaldı.

  • hangi akla hizmet yapılan, hangi akla hizmet belediyelerce izin verilen ya da inşa edilen kaldırımlar olduğunu anlamadığım lanet olası kaldırımlardır.

    hiç mi bir mühendislik hesabınız yok? hiç ki aklınız kesmiyor yaparken? kurak ülkelerde filan yaşıyorsunuz da yağışla pek işiniz mi olmuyor?

    sabah maslak'taki bir binanın önünde jilet gibi kaygan bir malzemeyle inşa edilmiş ve karın da âdeta bir buz pateni haline çevirmiş olduğu kaldırımda bir kadın düştü ve muhtemelen kalça kemiği kırıldı ya da zedelendi, kalkamadı yerinden uzun süre. ben de elimi uzatıp kalkmasına yardım ederken kendim de jet gibi kaydım. kadıncağız topallaya topallaya işine gitti.

    illa birilerinin kolu bacağı mı kırılmalı bu boktan kaldırımları yapma fikrinden vazgeçmeniz için? başka türlü bir mühendislik hesabıyla kestiremiyor musunuz önceden? belediyeler neye göre nasıl onay veriyor? estetik mi insan sağlığı mı önemli?

    her 5 yılda bir yeniliyorsunuz, öngörüleriniz sadece 5 yıla yetiyor ama bari insan sağlığını düşünün!

    edit: şuraya hırsla gelip ciddi bir konuya parmak basmışım alay etmişsiniz teessüf ediyorum yani. tamam zemin değil yüzey ama bu entry girmekle yaşadığım olay arasında 5 dk. vardı düşünün yani.

    edit: imdat! tamam ekvator'da da yağış olur. ben şu yağmur su almayan afrika ülkeleri, arabistan gibi kurak iklimlerin yaşandığı yeri kastettim. hani çok yağmaz filan. keserim kendimi gelmeyin üstüme.

  • bu konuda bilir kişi olabilirim

    istanbul'da zincir bir fast food şirketinde 10 yıl ofiste satın alma müdürlüğü yaptım

    yiyecek içecek sektöründe değişmeyen tek şey kar marjidir.
    üründen ürüne değişir %300 %500 arası olur genelde. tavuklu ve kaşarlı menüler en çok geçirilen üründür.

    yani şöyle düşünün 10 tl ye mal edilen bir ürün
    50 100 tl arası satılır.

    yıllarca neden her sokakta bir büfe açıldığını anlayın artık.
    şimdi ülkenin durumundan dolayı maliyet arttı.
    ama işletmeler %300 %500 kardan vazgeçmiyor.

    olay bundan ibaret.
    almayın aldırmayın gitmeyin demekle olmaz.
    kesin birileri gene gidecek
    kapitalist sistem budur.
    biz de bu sistemin kölesiyiz

    edit: benim yazıma cevap veren kişiler olduğu için editlemek zorunda kaldım.
    bana satın almacı diyerek zaten söze başlayanlar oldu. kamyonla gidip malı alan ben değilim.
    ben bir ürünün belirlenmesini, kalitesini, maliyetini, satış raporlarını, ve son olarak tüketiminden sorumluydum.
    şirketin büyüklüğüne göre alacağınız malzemede kiminle muhattab olacağınız belirlenir.
    ben coca-cola'nin bayi müdürüyle değil
    türkiye ve asya kıtasından sorumlu olan kişiyle görüşürdüm veya pınarın, sütaş' in plasiyeriyle değil genel müdürüyle anlaşma yapardim.
    et ve tavuk ürünlerinin tüketimi inanılmaz fazla olduğu için ve de çok hassas ürünler olduğu için direk sahibiyle görüşürdüm. öncelikle bunu belirtmek istedim çünkü bilgi sahibi olmadan konu hakkında bilgi sahibi olanlara bok atmayın. açık konuşayım bunları yazarken bile ben utandım.

    çok daha detaylı bilgi verebilirim fakat başınızı şişirmek istemiyorum.

    bir yiyecek içecek işletmesinde 2 kalem maliyet hesaplanir
    1.si ürünün ham maliyeti
    2. si ürünün hazilanma ve sunum maliyeti

    1.sini çıkartırken ürünün içine neler konulduğunu grami gramina hesaplanır.
    buna ürün reçetelemek denir
    yani her ürünün 1 reçetesi vardır.
    100 gr tavuk
    20 gr mantar
    10 gr patates
    20 gr makarna gibi
    bu ürünleri alırken verdiğiniz fiyatı koydugunuz grama bölerek cikartirsiniz

    2. maliyet "işletme maliyeti"
    ama siz patatesi tavuğu alıp direkt müşteriye vermiyorsunuz
    onu önce gidip alıyorsunuz "lojistik maliyet"
    sonra bir dükkana koyuyorsunuz "kira maliyeti"
    daha sonra onu pişiriyorsunuz " enerji maliyeti"
    sonra bu ürünü biri yapıyor birileri servis ediyor
    "personel maliyeti"
    şimdi alt alta yazdım sakın çok maliyet diye düşünmeyin.
    çünkü o dükkana 1 müşteri gelip 1 ürün satılmıyor
    personel günde onlarca kişiye bakıyor.
    kira hiç iş yapmasan veya 100 katı ciro yapsan aynı kalıyor ay içinde

    kısaca kesiyorum
    arkadaşlar iyi bir işletme öncelikle ürünün en kalitelisini alır
    personeline iyi maaş verir bu yüzden müşteriye iyi davranılır. bunlar olduğu sürece biraz da matematik bilgisiyle hayatta kalırsınız.
    çok ama çok daha detay var yazmayacağım
    ama son olarak şunu söyleyeyim
    şu anda yiyecek içecek sektöründe maliyetler arttı
    fakat işletmeler pandemiden önceki dönemden daha çok para kazanıyor.
    maliyet 2 arttiysa fiyatlar 10 zamlandi

    edit2: o kadar çok mesaj geldi ki hepsine cevap vermeye çalıştım.
    anlamadığınız çok nokta olmuş
    size şunu söyleyeyim.
    tavuk dünyası veya belirli bir ürünü alan zincir işletme sizin gibi fiyattan almaz
    mesela pazarda 80 tl olan ürünü boyle işletmeler
    30 40 tl ye alır yıllık anlaşma yapar
    mesela bir keresinde kaşar firmasıyla anlaşma yaptım yıllık olarak 22 tl
    siz o zaman kaşarı 55 tl den aliyordunuz.
    daha fazla yazmayacağım
    bir gün çok detaylı işletme maliyeti enrtysi gideceğim.

    debe editi: bu bilgileri yazarken hiç bu kadar gündem olacağını tahmin etmemiştim.
    burası (bkz: kutsal bilgi kaynağı) kim ne derse desin.
    küçük bir bilgi kırıntısı sağlayabilmek bile insanı mutlu ediyor.

  • güncelleme: araç bulundu açıklama bu entryde #138888649

    çalınma anı6 ocak 2022 gece evimden anahtarı alınarak büyükçekmece ilçesinden çalınan aracım için instagram'dan yaptırdığım paylaşım sonrası hollanda kodlu bir numara ulaştı ve benim aracımın videosunu çekip bana gönderdi. tam 40 bin türk lirası verirsen arabanı alırsın dedi. polisi karıştırırsan sıkıntı yaşarsın dedi. 40 gündür bak emniyet bulamıyor parayı getir aramızda çözelim işi dedi. parçalanırsa vidasını bile bulamazsın gibi söylemlerde bulundu. tabi elden alıcak kadar keriz değil farklı mafya gruplarını araya koy dedi. param garanti olsun bende yakalanmayayım düşüncesinde şuan.

    bundan haftalar önce bana instagram'dan da ulaşmıştı hırsız, yine aynı şekilde para talebinde bulundu. istanbul emniyeti'nde tüm kayıtlar olmasına rağmen 6 ocak'tan beri ne hırsızlar var ne de ortada araba var. 3 hafta önce benim ogs ile köprüden, 1 hafta önce benim ogs ile otoyoldan geçtiler o kadar rahatlar. benim araçla hırsızlıklar yaptılar. hırsız beni whatsapptan sesli bile aradı. allah kimseyi bu hallere düşürmesin düşerseniz işte durum budur. arabaya benzini döküp yakacak kafaya ulaştım şuan ve hatta hırsızları bir yerde tutsam kendi adaletimi sağlayacak uç noktadayım.

    hırsızı bi kapıdan sokup diğer kapıdan çıkartan adaletimize hakkımı da helal etmiyorum. kanunları ve bir şeyleri değiştirmeye davet ediyorum kendilerini.

    aracım seat toledo marka beyaz renk. şuan üzerinde farklı bir plaka takılı. ön kaputta şöyle derin bir çizik var şüpheli olan sürekli aynı yerde duran belirsiz bir araç gören olursa emniyete bildirirse çok mutlu olurum değerli dostlar.

    şuan internetten adalet arıyorum dostlar lütfen yorumlarınızı, desteğinizi esirgemeyin çok sağolun.

    seataracım

    çizikönkaput

    hırsızlar instagramda 200k takipçisi olan hesabı ve farklı hesapları takip ediyorlar. burada çalıntı paylaşımı yaptırtan mağdurların numaralarına ulaşıp para koparıyorlar, bu yolla sayısız insanın parasını aldılar malesef ve durduran yok çok rahatlar. şimdiden yorumlarıyla destek veren değerli ekşisözlük üyesi tüm dostlara sonsuz teşekkürler ediyorum. böyle çaresiz kaldığım bir dönemde bana destek olan dostlar büyük, küçük fark etmez çaresizlik çok zor hepinizin ellerinden öperim. bizler durumu belli insanlarız o arabayı alacak parayı 10 senede toplayamam, annem kıyamazdım kapısını sert örtmezdim deyip 60 yaşında kadın evde ağlıyor, başka alacak güç yok ayrı, emekleri gitmiş ayrı üzgünüz böyle haftalardır zor rezil bir süreç yaşıyoruz.

    konuşmarda hırsız olayı başkası çaldı şeklinde dümene çeviriyor veya gerçekten başkasında bu adi herifte aracılıktan bu şekilde mağdurları bulup kazanç kapısı elde etmiş. videodaki araç çizikleriyle her şeyiyle bana ait.

    ayrıca hırsız, dayımla instagram'dan sesli konuşmuştu. dayım ona bir isim söyledi aralarında uzun konuşma oldu ondan dolayı da ben yabancı değilim diyor ve orhan abiyi aracı yap diyor.

    ---8 senedir ekşideyim ben dün gelmedim. hayatımın en çaresiz dönemindeyim sizlerden destek bekliyorum lütfen dostlar.---
    whatsapp1
    whatsapp2
    whatsapp3
    whatsapp4
    whatsapp5
    whatsapp6
    whatsapp7
    whatsapp8

    twitter destek paylaşımımı rt yaparak lütfen daha çok yere ulaştırabilmem için desteklerinizi bekliyorum.

    **şuan şebeke bunlar muhtemelen ve bana kinlenme ihtimalleri yüksek evimi de biliyorlar artık kendimi korumak için gereken tedbiri de almam şart.

    **hırsız sağa sola ateş ediyorlar hiçbişey yapamazsın demişti bana instagramdan konuştuğumuz dönemde. ayrıca tuzladaki soygunda kameraya silah gösterip yere şırınga falan atmışlardı oradaki kişiyle konuştum. artık sadece araba değil bizde allaha emanetiz.

    ***buradan ülkemiz yetkililerine bu rahatlığı hırsızlara vererek cesaret verdiği için hakkımı helal etmiyorum. bizi sahipsiz ve çaresiz bıraktıkları içinde etmiyorum. aynı şekilde yetersiz cezalarla bu mikropları azdıranlara yine helal etmiyorum. şuanki sonucun cevapları şunlardır; hırsız için, bende yapayım nasıl olsa bir cacık olmuyor. vatandaş içinse cevabı şudur, parayı ver aracını kurtar yoksa bir 'cacık' olmaz. sigorta şirketleri içinde bayramdır, çünkü bu ülkede kaskosuz araba = yürüyen bombadır.