hesabın var mı? giriş yap

  • 9 yıl boyunca çalmış ama çalışmış. o yüzden çok üstüne düşmemişler sanırım, ya da kadın 9 yıldır yıllık izne çıkmamış zira bunun başka bir açıklaması olamaz.

  • devletin maaşlı memurundan siyasi propoganda dinlemeyecek olan erkektir. yüzünü sağa sola gösterip tanımadığı insanlara yalakalık yapma ihtiyacı hissetmiyordur.

  • yıl 2006.

    bilgisayarın evlerimizde yaygınlaşmaya başladığı dönemlerin başı. belki de biz fakirdik, bilmiyorum.

    bir gün amcamlarda oturuyoruz. almanya’dan telefon geldi. duisburg’da yaşayan dayım kaybolmuş. tipik bir türk ailesi olduğumuz için hemen fantastik kehanetlerde bulunduk. herkesin tahmin yaptığı bir anda amcam aniden salondan kalkıp bilgisayarın bulunduğu odaya gitti. yengem arkasından bağırdı; “yine mi at yarışı sonuçlarına bakmaya gidiyorsun geberesice.” bu ifadeye takılmayın. yengemin sevgisini gösterme şeklidir.

    amcam odadan çıktıktan sonra ben girdim. daha bilgisayar tam açılmadan internet explorer logosuna 398 kere tıklamamdan mütevellit bilgisayar çöktü. itiraf edeyim tırstım. bilgisayar tekrar açılsın diye allah’a dua ettim. bir daha günah işlemeyeceğime dair söz verdim. bilgisayar açılır açılmaz internete girdim. tam bir şey yazacaktım ki o komik arama geçmişini gördüm. neler mi yazmıştı?

    mehmet şahin dürsburkta kaybolmuş
    mehmet şahin nerede
    dürsburkta kaybolan türkler
    mehmet şahin’i bulmam lazım
    mehmet şahin gazinoya mı gitti

    dipnot: dayım 2012 yılında aramızdan ayrıldı. devri daim olsun.

  • hiçbir şey yapmadan öylece oturuyordum. neden sonra böyle bi istek doğdu içimde. bikaç defa dedim de. sonraysa schwarzkopf dururken niye deschamps diyim ki dedim ve schwarzkopf'a geçiş yaptım. uzun süredir bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum.

  • bu vitesten nefret eden ne sennalar ne schumacherler varmış da haberimiz yokmuş. 250 ms tepki süresiymiş, sürüşün temposuymuş. mahmutbey - maslak arası gidip geliyorsun, havan kime yabancı?

  • yemin ediyorum çok iyi ya. her taraf alamancı plakalı mercedes dolu.

    düşünsene kazandığın paranın 10 katı ile yaşıyorsun. tüm hukuksuzluğu yapabiliyorsun, ceza mı? yazılsın aq hayvan gibi radar cezası yesen ne olacak. hayvan gibi alışveriş yap, sudan ucuz.

    azcık para biriktir, köyünde satılık tarla bağ bahçe varsa al fln.

    dünyada kendi vatandaşı bu kadar fakir yaşarken, yabancı/gurbetçiye bu kadar ucuz olan başka ülke var mı acaba?

    uzak değil yakında fakir ülkelerden yasa dışı kaçan insanlar gibi olacağız. teknelerle.

    en büyük hayalimiz avrupada çöpçü veya garson olabilmek.

  • (bkz: kan benim damar benim)

    debe edit: daha mantıklı bir entryle bu listeye girmeyi ben de isterdim tabii. siz yine de kadın bedenini kullanıp çağdaşlaşmayı yalnızca maddi boyut üzerinde gelir elde etmek olarak algılayan bir zihniyetin ürünü olan bu programları izlemeyin, izlettirmeyin efendim.

  • ömür boyu yüreğinize takılan büyük yumru.
    ne yapsan geçer, ne yapsan hatırlamazsın, sırrı yok..
    o’nun olmadığını bilerek yaşamanın rengi ruhsarı yok…

    yapma derdim..bu kadar hızlı kullanma, "bir yanım böyle ölmek istiyor" derdin hep…

    o gece kavga ettik , meydandaki fırının önünde.. bas bas bağırdım sana. gençtim, hatta hala içim çocuk, “gözüm görmesin seni dedim”. o kadar emindim ki ertesi gün göreceğimden…doğumgünümdü, kıyamazdın..
    gençtim, o kadar fevriydim ki…pişman olmanın ne demek olmadığını bilmiyordum henüz.
    o kadar emindim ki…sinirle uzaklaştım yanından, son defa kokunu bile duymadan, sarılmadan…

    ertesi sabah şarkı söyleyerek uyandım barış.
    kapının önünde seni ya da çiçeğini göreceğim diye oyalandım, nazlandım.
    ölüm soğukmuş, ölüme nazlanılmıyormuş.
    neşeyle atladım merdivenleri, hep buluştuğumuz yere gidecektim ve sen orada bana sürpriz yapacaktın hesapta…yokuşu inerken biri geldi nefes nefese koşarak..“ duydun mu? ” “barış yoğun bakımda…” ben o anki bakışımı bir daha bakabilir miyim barış?
    nasıl arabaya bindim.. nasıl hastaneye geldim…

    eve gidince babana anlatmışsın beni. “görmek istemiyor beni” demişsin. göstermediler seni bana. son bir defa tutturmadılar ellerinden. diyemedim..bilemezdim..diyemedim…
    cenazeni, toprağını bile elleyemedim..bilemedim..böyle olacağını bilemedim…görmeyeceğimi bilemedim..

    hışımla çıkmışsın evden. motora atladığın gibi edremit e gitmişsin. dövme yaptırmışsın.
    sol göğsünün üzerine bir kalp. içine de adımı yazdırmışsın..bilemedim..bir hışımla dönmüşsün. tam da “barış yoğun bakımda” dedikleri yerde savrulmuş motor. paramparça olmuş. bilerek mi yaptın? bir yanın hep gitmek isterdi..hep gitmek. bilerek mi gittin..
    hastanede ailenden uzak bir köşeye çökmüşken duydum annenin feryadını. yanmaz mı, o yürek yanmaz mı?..benden bilmez mi, haksız mı..

    senden sonra doğumgünlerimi kutlayabilir miyim ben barış?
    sevinebilir miyim doğduğuma?
    affet beni..bilemedim..
    adımı karıştırıp tenine, gideceğini bilemedim…
    son bir defa “seviyorum” diyemedim…

    edit: 8 sene önce yasanmıştır ve tamamen gerçektir..keske olmasaydi ama gercek.

  • roma hukuku'ndan kalma kaidelerin kısa bir listesi:

    (bkz: in absentia)
    gıyabında. suçlu hakim karşısına getirilemiyorsa yahut reddediyorsa, gıyabında yargılanabilir.

    (bkz: genus non perit)
    nevi telef olmaz. borçlar hukukunda işler. cins bazlı borcunuz varsa, aynı cinsten yerine koymak zorundasınızdır.

    (bkz: ex post facto)
    hukuk geriye işlemez. bir yasa çıkardığınızda, çıkış tarihinden önceki suçlara işletemezsiniz. aynı zamanda (bkz: lex retro non agit)

    (bkz: nulla poena sine lege)
    yasa yoksa ceza olmaz. yasaklanmayan meşrudur.

    (bkz: bona fide)
    iyi niyet. bir fiil işlenirken kasıtlılık-taammü gibi durumlarda önemlidir. ayrıca "iyi hal"e de karşılık gelebilir. (bkz: mala fide) de tersi.

    (bkz: casus belli)
    savaş sebebi. bir ülkenin sınırlarını ihlal etmek, tekrar etmek ve bunu silahlı yapmak geçerli bir savaş sebebidir örneğin.

    (bkz: de jure) (bkz: de facto)
    hukuki-fiili. türkiye, örneğin, hukuken tarafsız cumhurbaşkanı ile yönetilir. ancak fiili olarak taraflı bir cumhurbaşkanına sahip.

    (bkz: dubia in meliorem partem interpretari debent)
    bunu "şüphe sanık lehine yorumlanır" diye çevirebiliriz. şüpheli bir durum varsa, bu olumlu biçimde ele alınmalıdır.

    (bkz: expressio unius est exclusio alterius)
    bir anlaşma metninde belli kalemler belirtildiyse, diğerleri anlaşmaya dahil değil kabul edilir. örneğin bir telif anlaşmasında, "basım, yayım, dağıtım, çeviri ve e-kitap" ifadesi geçiyorsa, sesli kitap hakları devredilmemiştir.

    (bkz: cuius est solum eius est usque ad coelum et ad inferos)
    toprak sahibi, yer altı ve üstü zenginliklerinin de sahibidir. tam anlamı, "toprak kiminse, altı cehenneme, üstü cennete kadar onundur."

    (bkz: jus soli) (bkz: jus sanguinis)
    toprağa dayalı-kana dayalı vatandaşlık. kimi ülkeler, amerika gibi, toprağında doğan herkese vatandaşlık verirler. kimi ülkeler içinse, ekseriyetle, vatandaş olmak için ebeveynlerden en az birinin ülke vatandaşı olması gerekir.

    (bkz: consuetudo pro lege servatur)
    örfi hukuk. yasayla belli biçimde düzenlenmemiş durumlarda, hakim ananenelere ve kamu vicdanına göre karar verir.

    (bkz: lex posterior derogat priori)
    sonra gelen, öncekini ilga eder. tarih olarak daha yeni olan kanun, ilgili meselede önceki kanunları geçersiz kılar.

    (bkz: scienter)
    bilerek. cezalar kasten, taksiren (kusurlu olarak) vs şeklinde aynı fiil için farklılık gösterebilir. taksirin de farklı türleri olabilir, bilinçli taksir (önlem alması gerektiğini bildiği halde almamak) bilinçsiz taksir (gerçekten hiç dahli olmadan kusurlu olmak) gibi. niyet belli, kasıt var, farkındalık var ve cürüm işlenmişse, en yüksek ceza hak edilir.

  • ''iki tane birbirini aramayan arkadaştan ilk önce hangisi "lan hayırsız hiç arayıp sormuyorsun" derse, o hemen otomatikman hayırlı insan olur.''