hesabın var mı? giriş yap

  • çok sağlam bir kaynaktan aldığım enteresan haber. nedendir bilinmez sonradan bu plandan vazgeçmiş amk uzaylıları.

  • tweet atan arkadaş zaten biz paylaşabiliriz, hakkımızdırı savunmuyor sadece bana neden uyarı gönderilmedi, hemen kaldırırdım diyor.
    hukuk sisteminde en doğru şekliyle ilk önce ihtarname gönderilir sonrasında aksiyon alınmaz ise telif davası açılır. belli ki bunlar av peşinde, 33 bin liralık dava açılacakmış, 7 bin verirseniz anlaşırız bla bla bla.
    penguen 33 bin lira etmez aq.

  • bir tanesinin ingiltere bakkal şişe fiyatı 360 pound, diğerinin 130 paund olan iki farklı şampanyadan 9 şişe, 75 cl si 130 paundluk şampanyanın daha lüksünün 150 cl'liklerinden 7 şişe(fiyatını bulamadım ama düz orantıyla yutdışı fiyatının 450 paund civarı olduğunu tahmin edebiliriz), 1 şişe orta halli şarap, 8 bardak sambuca(bir çeşit italyan likörü) ki bunun da avrupa market fiyatı 20 euro civarında, asıl bombaya geliyorum, şişesi 6 litre olan belvedere marka votkadan(şişesi 300 paund civarı) 3 şişe içen insan topluluğunun ödediği hesaptır.

    şimdi hesaplarsak aşağı yukarı 28 litre içki içmiş bu arkadaşlar. migrosa gidip 70'lik rakı alıp evde içseler ödeyecekleri hesap 2280 lira. ya da içkinin çok daha ucuz olduğu ingilterede bu içtiklerini gidip marketten alıp içseler, aşağı yukarı ödeyecekleri para: 6000 küsür paund, kaba hesap 20 bin lira. türkiyede içki fiyatlarının 2'ye katlandığını düşünürsek evde 40 bin liraya içerler. türkiyede istanbulda öğrenci barlarının bile içkileri etiket fiyatının 2 katına sattığını düşünürsek bodrumda, barda, hem de yabancı içki, iyi içmişler bence. grup indirimi almış olabilirler

  • ağır metaller gibi kirleticiler organizmalar tarafından besin, su ve asılı katı madde parçacıkları gibi kaynaklardan biyolojik dokularda birikir. canlı organizmaya giren bu toksinler; organizmanın onu parçalayıp kullanabileceğinden daha hızlı bir miktarda girmesi ya da organizma tarafından parçalanamaması ve dışarı atamaması nedeniyle birikir. toksin içeren organizmaları yiyen canlılarda bu birikim artarak ilerler. görsel

    1-bazı toksinler (genellikle böcek ilaçları veya insan faaliyetlerinden kaynaklanan kirlilik ya da yanardağ gazları gibi doğal kirlilik ) havaya toprağa ve suya bitkiler ya da algler tarafından emilir ve bünyelerinden atılamaz. bunlar besin zincirinin altındaki organizmalar tarafından düşük seviyelerde alınabilir ve bu nedenle zarar sınırlıdır. örnek: bitkiler veya algler
    2-bu bitkileri veya algleri besin olarak yiyen birincil tüketiciler tarafından düşük konsantrasyonlarda toksin alınır.
    3-toksin atılamaz, bu nedenle birincil tüketiciler ikincil tüketiciler tarafından besin olarak alındığında, tüm toksin ikincil tüketiciler tarafından emilir. bu aşamadaki toksinler konsantre hale gelir.
    4-ikincil tüketiciler daha üst seviyedeki tüketiciler tarafından besin olarak alındığında aynı durum tekrarlanır.
    5-besin zincirinin her bir trofik seviyesinde toksinler hayvanların dokularında kalır. bu nedenle toksin konsantrasyonu en çok besin zincirinin tepesindeki hayvanların (apeks yırtıcıların) vücut dokularında yoğunlaşır. işte, atılamayan bu toksin birikimi biyobirikimdir.

    bu nedenle yırtıcı ve etçil hayvanların etini yemeyiz. çünkü besin zincirinin üst kısımlarında yer alan etçil hayvanlarda bu birikim daha yüksek dozda olur. (bkz: kedi köpek sevdikten sonra yemekte et yiyen insan)

    biyolojik olarak biriken yaygın bir kirletici, özellikle balıklarda biriken cıvadır. (bkz: cıva zehirlenmesi) bu nedenle örneğin diğer balıkları yiyen balıkları yiyen köpekbalığı'nın etini yemeyiz. (bkz: #138074911) (bkz: #138074549) görselgörselgörsel

    türkiye denizlerindeki çevre kirliliğini hesaba kattığımızdaysa güvenilir diye kabul edilen balıklarda bile yüksek miktarlarda ağır metal çıkabileceği de hesaba katılırsa sıkça balık tüketmeden önce biyoakümülasyon riskini de dikkate almak ve buna uygun şekilde hamsi, palamut, sardalya, istavrit ve mezgit gibi balıkları tüketmek gerekiyor. görsel görsel

    kaynaklar: 1 2 3 45

  • düpedüz yalanciliktir lakin bir diger açidan da karsi taraf yutarsa, çok kere karizma kurtaran bir harekettir. bu sebepten, bu eylemimize bir tür beyaz yalan da diyebiliriz. mesela, misil misil uyurken, aniden fürülü fürülü telefon çalar. elbette, ya is yerine ya da baska bir seye geç kalinmistir. karsi taraf "oha! gunaydin! oha! uyandirdim mi? oha! oha?" diye sorar. rol yapicisi da "ay hiç olur mu canim? çoktan uyanmistim! çikiyorum birazdan!" der. iste bu "çoktan uyanmistim" bölümünün inandirici olmasi için, dikkat edilmesi gereken hassas hususlar sunlardir:

    - telefonu açmadan önce, 3 kere öhö demek. (bu hareket, bogazi temizlemeye, uyku sesinden kurtulmaya ve sesin çatalli çikmasini engellemeye yarar.)
    - telefonu açinca söylenecek "alooo?" kelimesini, sonsuz bir enerji ve hiperaktiviteyle söylemek. (bu hareket, "en az bir saattir ayaktayim. dusumu yaptim, tostumu yedim seni bekliyorum" imaji yaratmaya yarar.)
    - konusma boyunca, bu enerji ve hiperaktiviteyi artirarak devam ettirmek. (bu hareket, inandiriciliga atilan adimlari hizlandirmaya yarar.)
    - konusma esnasinda yataktan firlayip, çaktirmadan mutfaga ya da banyoya gitmek ve fonda gürültü yaratmak. (bu hareket, "kahvaltim bile bitti, ortaligi topluyorum yahut banyoda saçlarima son bir kez bakiyorum" imajiyla, inandiriciligi perçinlemeye yarar.)
    - telefonu kapatmaya yakin, sokak kapisini gürültüyle açip, gürültüyle kapatmak. (bu hareket, "evden çiktim bile!" mesaji vermeye yarar.)
    - konusmanin sonunda pencereyi açarak, kafayi disari uzatmak ve fonda sokak gürültüsü yaratmak. (bu hareket, "su anda sokaktayim, emin adimlarla ilerliyorum!" mesaji vermeye ve basarili bir rolle oscar'a aday olmaya yarar.)

    tabii, telefonu kapattiktan sonra, isik hiziyla giyinmek, hazirlanmak, kosmak lazimdir. öyle miyir miyir hareket edilirse, karsi taraf süphelenebilir. "hani çoktan uyanmistin ulan?" diyebilir. sitemkar taslamalarla kalbinizi kirabilir.

  • tam da türk milletine özgü bir durumdur.

    adamlar kurtuluş savaşı'nı padişah ve osmanlı için vermişler (cumhuriyet'in c'si bile gündemde değildi), sonrasında cumhuriyet kurulmuş, halka seçme ve seçilme hakkı verilmiş.

    ama yıllar sonra söylenen hep aynı türkü: tek partili dönemde diktatörlük vardı. amın oğlu sanki o güne kadar çok partili demokratik bir ortamdaydık da, bir anda mı geldi diktatörlük. geçiş dönemi işte.

    aynı amın oğluna sorsan osmanlı'yı geri getirmek ister ama lafa gelince tek partili dönem.

    tek parti siksin sizi aq.