hesabın var mı? giriş yap

  • doğru mu yanlış mı bilemem ama çok değil birkaç ay önce abd’nin yaptırımlarında mal varlığının açıklanması tehdidi yer aldığında nasıl birden bire kuzu kesildiklerini daha dün gibi hatırlarım.

  • 128 milyar dolar ile ne kadar alışveriş yapabileceğinizi gösteren bir internet sitesi.

    şurdan buyrun

    edit: ürünler arasına pudra şekerinin de eklenmesi gerektiğini söyleyenler olmuş. sonuna kadar katılıyorum.

    edit2: yeni ürünler gelmiştir...

  • dünya gibi küçük ve çok zayıf bir çekim alanına sahip olan bir gezegenin bir uydusu olmasaydı teknik olarak daha doğal bi durum olurdu. mesela merkür ve venüs’ün uyduları yok , belki de var ama cok kucukler ve biz henuz kesfedememiş de olabiliriz.

    ama dünyanın var!

    hem deyaklaşık 3458 kilometre çapında dev bir uydu!

    ay’ın garipliklerini inceleyecek olursak ; güneş sistemindeki bütün uydular, kendi gezegenlerinin ekvator düzleminde dönerler. ama ay, dünyanın güneş etrafındaki yörünge düzleminde dönüyor.

    dış görünüsünü diger uydularla kıyasladıgımızda ayın küresel biçiminde de bir tuhaflık vardır. tamam diğer uydular da kusursuz birer küre değillerdir ama ay ‘ın görünmeyen tarafı bildigin kambur gibi yahu ! ayın, görünmeyen arka yüzünde kalan bu kamburumsu çıkıntının ne olduğu hakkında simdiye kadar adam gibi bi açıklama yok . bu gibi oluşumları kısmen açıklayabilen med-cezir teorisine göre bu çıkıntı, olması gerekenden 17 kat daha büyük.
    ay kraterlerinin nasıl oluştuguyla ilgili olarak da iki teori var. birincisi: meteor veya astroid çarpmasıyla oluştukları öne sürülüyor , ikinci teori ise volkanik etkinlikler sonucu olusmustur diyor.
    ancak yine de bu teoriler ile de yanıtlanamayan birçok soru akılları kurcalamaya yetiyor . örneğin: milyonlarca yıldır beraber dönüp durmakta olan ay-dünya ikilisi, yüzey şekilleri bakımından neden bu kadar farklılık gösteriyorlar? eğer meteor veya astroid bombardımanı söz konusu ise, dünya daha büyük olduğuna göre daha fazla meteor ve astroidi üzerine çekmesi gerekmez miydi? (bahsi geçen meteorlar, küçük çaplı şeyler değil; yani atmosferimizin yakıp kül edemeyeceği kadar büyük meteorlar) oysaki tam tersine! ayda kraterden geçilmiyor, dünyada ise yok denecek kadar az!
    ayın kraterleri ile ilgili başka bir anormallikte geniş çaplarına rağmen çok sığ oluşudur. ayın en büyük krateri olan gagarin krateri’nin çapı 298 kilometre olmasına rağmen sadece 6 kilometre değinliğindedir.
    ayda, “ölü deniz” olarak adlandırılan oluşumların dağılımı da biraz tuhaftır. bu denizlerin %80’i dünya’dan görülen yüzün sağ yarısına toplanmış durumdadır. apollo-8 astronotları ay denizleri’nin üzerinden geçerlerken araçlarının hızlandığını ve alçalıp yükseldiğini belirtmişlerdir. bilim adamları bu etkiyi, söz konusu bölgedeki gravitasyonel çekimin, öteki bölgelere nazaran daha fazla oluşuyla açıklamışlardır ancak bu gravitasyona neden olan etkinin ne olduğu hususunda bir açıklama yapılmamışır.bilimadamları, ay üzerindeki bu noktalara, kütle konsantrasyonu anlamına gelen “mass concentration” kelimelerinden türettikleri mascon adını vermişlerdir.masconlar genellikle ölü denizlerde ve karanlık tabanlı kraterlerde bulunmaktadırlar
    güneş sistemimizde, çevresinde dolandığı gezegene oranla bu büyüklükte başka bir uydu daha yoktur. ay, dünyamıza nazaran çok büyük bir uydudur; dünyamızın yaklaşık ¼’ü kadardır. aydan sonra, gezegenine oranla en büyük uydu jüpiter’in uydusudur ki o da jüpiter’in ancak 1/8’i kadardır.

  • gerçek uğur ışılak 8 haziran sabahı bir kaza geçirmiş, yerine arap emirlikleri tarafından ya sul kohun isimli android geçirilmiştir, resimdeki de pili bitmiş androiddir. bu kadar uyuyacak ne vardı?

  • yüzbinlerce nur talebesi durmadan risaleleri okuyor, onlar artırmıştır ortalamayı. yoksa bişi okuduğumuzdan değil.

  • mal canin yongasidir mottosuyla daha ilk tenefuste sirtima cantami su matarami beslenmemi gecirip bahcede cocuklarla oyle oyun oynamistim. biride demiyorki lan dingil sen napiyorsun diye bildigin uzman bascavus gibi muhimmatlarimla dolasiyorum okulun ortasinda birkac tenefusten sonra sicaginda etkisiyle mecbur kalip birakmistim ama siraya dugumlerle baglamistim. korkum esyalarin calinmasi miydi yoksa çalınır eşyalarım babama masraf olur yorulur korkusu muydu hala bilmem.

  • +: yaşlı teyze, amca

    -araştırma görevlisi
    +???
    -akademisyen? asistan?
    +???!!!
    -üniversitede hoca.
    +heee, aferin aferin.

    +: genç

    -araştırma görevlisi
    +size çanta taşıtıyorlar mı ehehehe
    -/&%+^'!!!!

    +: orta yaş

    -araştırma görevlisiyim.
    +yani tam olarak ne araştırıyorsun?

  • iyi bir şey mi kötü bir şey mi diye soracaklar vardır. akp'nin yaptığı her ekonomik hamleyi kesin yanlıştır diye düşünün bu kadar basit.

  • sene 2009, avea'nın avealılarla sınırsız konuşma paketine sahip olduğum zamanlar. süper pinti ve yüzsüz arkadaşıma bu pakete sahip olduğumu söylemek gibi bir gerizekalılık yaptığım için telefonumu benden daha çok kullanıyor olması son derece sıradanlaşmıştı benim için. beraber gittiğimiz kursta kendisine sorgusuz ve rutin bir şekilde telefonu teslim ediyordum sevgilisiyle yarım saat iğrenç "aşkişkom nasılsın" muhabbetini yapsın diye. gün boyu yine bedava telefon olduğu için normalde hiç aramadığı insanları araması da artık "haber" niteliği taşımıyordu.

    paraya kıyıp nasıl yaptığını bugün bile anlamadığım şekilde yeni telefon almıştı. yine bir gün telefonumu istedi, sonuç olarak bedava telefon neden istemesin ki (bu arada gerçekten böyle düşünüyordu, zaten sınırsız konuşma hakkı var, sanki ben bu tarifeye ekstra para vermiyormuşumcasına benim 'bedava' telefonumu kullanma hakkında en ufak şüphe duymuyordu) verdim telefonu, en az bir saat geçti, baktım kendi telefonu da benimki de masada duruyor ve ikisi de açık.

    "hayırdır ne yapıyorsun" dediğimde "abi yaa telefonumun şarjı çabuk eskimesin diye tamamen şarj bitmeden takmayayım dedim, hazır senin bedava (!) hattın varken kendimi senden aradım şarjımın bitmesini bekliyorum" dedi.

    küçük hesapların adamı kimdir, nasıl olunur o gün ufkum açılmıştı.

  • şu anki ev sahibimin içinde bulunduğu keyif verici durum.

    bizim sülale hep artist, okumuş insanlar. kanundan korkarlar, nizama uygun harekette bulunurlar hep. böyle ahlaki, (namuslu) davranarak vatan için, millet için toplum için faydalı bireyler olduklarını düşünürler. beni de maalesef böyle yetiştirdiler. bunların hepsini "medeniyet" çatısı altında yaptılar.

    ama ben şu an kimin evine kira veriyorum?

    60-70 li yıllarda istanbula gelip, hazine arazisine gecekondu dikip ilk seçimde tapu alan ve şu an bu arsa yüzünden 26 dairesi olan malatyalı ilkokulu bitirmemiş birine. 3000 lira da kiram var. ev sahibimi görseniz gider bir lokantada karnını doyurursunuz.

    ben kimim? yüksek lisansını yapmış biri maaşımın yarısı direkt bu insana gidiyor yani. evet bazılarınızın o meşhur vergileriyle aldığım maaş.

    peki bu insanın vatana millete ne gibi bir katma dağeri var, ben görmedim. belki gizliden gizliye bir şeyler yapıyordur ama şahit olmadım.

    şimdi aileme dönelim, medeniyet çatısı altında vatana millete hayırlı olsun diye yetiştirdikleri çocuk, kirasıdır marketidir yoludur yemeğidir bir tiyatroya bir sinemaya bile ayıracak bütçeye sahip değil. hayatı metroda, metrobüste, tramvayda ayakta yolculuk yaparak geçiyor. çok meraklı olduğu tarih için türkiye dışına dişinden tırnağından arttırarak nadiren çıkabilmiş, vatana millete bir entelektüel olarak dahi katkıda bulunamıyor. fikirleri hiç olmuş öyle solup gidiyor.

    bunu kendim için söylemiyorum, burada bu yazıyı okuyan binlerce insan benim gibi. benden çok daha kaliteli insanlar ulan akşam ne yiyeceğim diye düşünüyor. ticari, ekonomik fikirleriyle istihdam yaratacak, ülke ekonomisine katkı sağlayacak pırıl pırıl binlerce genç, beylikdüzünden levent'e metrobüsle geliyor.

    her neyse başlığa dönelim.
    harika bir olaydır evet.
    istanbul'da 26 evim olsa ne olurdu? aylık 80 bin lira kazanç demek. hadi 10bini düşelim aylık 70 bin. kendi açımdan söylüyorum, ben dünyayı gezerdim. sağlığım oldukça da harika bir hayat sürerdim.
    bunları neden yapamıyorum. ailem medeni, kanuna saygılı bir aile olduğu için.

    hayat mı merhametsiz, biz mi, bilemedim.

    herkese, başar sabuncu'nun namuslu filmini önererek entrymi sonlandırıyorum.