hesabın var mı? giriş yap

  • izmirden m.t. soruyor: ben 38 yasinda, kimya ögretmeni bir
    genç bayanim.
    üç ay kadar önce kismetim açildi ve iyi niyetli bir gençle tanistim.
    gecen hafta da nisanlandik. mutluluktan uçuyordum ki dun
    laboratuarda korkunç bir sey kesfettim.
    nisanlimin bana aldigi yüzügü denemek için civaya
    attim, ve maalesef yüzdü. halbuki saf altinin
    ozgul agirligi civaninkinden fazla, batmasi gerekirdi.
    demek bana aldigi yüzük saf altin degil, öyleyse
    sevgisi de saf olamaz. simdi ben bu civayi
    nisanlimin yemegine koyup bu isi bitirmeyi
    düsünüyorum, ne dersiniz?

    güzin abla: arsimet'in hayatina her
    yönüyle vakif oldugunuz anlasiliyor. yalniz yüzey
    gerilimini hesaba katmamissiniz, civanin yüzey
    gerilimi suyunkinden çok daha fazladir, böylece
    kendinden agir cisimleri de kaldirabilir, çünkü o
    cisim batarken ortaya çikartacagi yüzey için
    harcamasi gereken enerji, kendi potansiyel
    enerjisinden fazla olabilir. ayrica civanin saf
    olmama ihtimali de var, o yüzden ani kararlar
    vermeyin derim.

  • entelektüel, aydın ve münevver... acaba bu üç kavram bize aynı şeyi mi anlatıyor? ben öncelikle entelektüel kavramı üzerinde düşünmek istiyorum. bunun için burada farklı entelektüel tanımlarına işaret edeyeceğim.

    şimdi... "manuel/manual" kavramını bilirsiniz. kabaca "el işiyle ilgili" diyebiliriz manuel için. "intelellectuel" ise "kafa işiyle ilgili" olarak çevrilebilir. entelellektüel'in fransızca'dan gelen bir sözcük olduğunu söylüyor oğuz demiralp. saint-simon bu kavramı 1821'de, stendhal 1835'te, renan 1845'te kullanmış. genelde kastedilen ise "düşün ve sanat işçileri". kavramın kültür hayatına yerleşmesi ünlü dreyfus olayı ile olmuş. maurice barres; 14 ocak 1898'de davayı protesto eden bir bildiriye imza atanları kastederek, durumu "entelektüellerin protestosu" olarak nitelemiş.

    bir de "entelijansiya" kavramı var tabi. 19. yüzyılın ikinci yarısında rusya'da ortaya çıkan çarlık despotizmine, ortodoks kilisesine karşı duran okumuşlar sınıfı. entelektüel öznel tanımlara çok açık bir kategori ve hemen her tanım bizim için anlamlı ve önemli. bakalım:

    sartre'a göre entelektüel, onu ilgilendirmeyen işlere karışan kişidir. jacques le goff'a göre; entelektüel, kentlerin ürünüdür. gramsci'ye göre, herkes entelektüeldir. ama herkes toplumda entelektüelin gördüğü işlevi göremez.

    entelektüel, turhan ılgaz'ın tespitiyle, aklını kullanmayı meslek edinmiş kişidir. buradaki anlamıyla intellectus, ratio'dan farklı bir şeye işaret eder. intellectus; bir düşünümsellik içerir. ratio ise hesaplamaya ve bağlantı kurmaya yöneliktir sadece. yani rasyonel bir adam olmak, entelektüel olmak değildir.

    şunu da belirtmiş olayım: entelektüel kavramının, bizdeki aydın ve münevver kavramlarından farklı olduğunu düşünüyorum. bunu da söz konusu kavramlar temelinde tartışmayı umuyorum sonra...

    kaynaklar: turhan ılgaz, "heidegger entelektüel miydi?", s. 108-119, cogito: sayı 31, bahar 2002.

    oğuz demiralp, "entelektüeller ve aydınlar", s. 121-132., cogito: sayı 31, bahar 2002.

  • (bkz: caresizlik)
    kadincagiz son umut yardim istemis ama otobus soforu ne yapsin zaten adam kalkmadan ates etti, bu kararlilikla ona da bir tane sikabilirdi. bu insanlari diger masum insanlar durduramaz maalesef, bu devletin ve guvenlik guclerinin gorevi.

  • nasıl yalan çıktı? anlamadım.

    çocuğu tutup zorla "annem karne hediyesi olarak et aldı diyeceksin" falan mı dediler?

    farz edelim ki bu haber yalan.

    türkiye'de çocuklarına karne hediyesi alamayan, yeterince et yiyemeyen ailelerin olduğu da yalan mı?

    edit: evet, gerçekten muhabir çocuğa " ayazcığım bize şey der misin? annem karne hediyesi et aldı" diyerek kendi istediğini dedirtmiş.

    o değil de muhabir çocuğun adını nereden biliyor? garip garip işler.

    https://twitter.com/…?t=jb0vfniemi73mpir927wjg&s=19

    yine de ikinci söylediğimin arkasındayım.
    bu ülkede evine ayda yılda bir et giren, çocuğuna karne hediyesi alamayan aileler var. hiç zafer kazanmış gibi davranmayın aktroller.

  • kendisini ve oğlunu bulup getirmesi gereken bakanlar kapı kapı dolaşıp murat kurum için oy istiyor. türkiye'de adalet bir tek yazar ismi olarak var.

  • gn-z11, büyükayı takımyıldızı'nda bulunan yüksek derecede kırmızıya kaymış bir galaksidir. gn-z11'in z = 11,1'lik bir spektroskopik kırmızıya kayması, 13,4 milyar yıllık olup 13,8 milyar yıl önce meydana gelen büyük patlama'dan 400 milyon yıl sonra var olduğu şekliyle görülmektedir.

    gn-z11, samanyolu'ndan 25 kat daha küçük olup samanyolu galaksisi yıldız kütlesinin %1'ine sahiptir. gn-z11, samanyolu galaksisi'nin bugün yaptığının yaklaşık 20 katı kadar bir hızla yıldız meydana getirmektedir. tabii bu gözlem 13 küsur milyar yaşındaki ışığa göre yapılıyor. galaksi gerçekte tamamen yok olmuş da olabilir.

    yale üniversitesi'nden pascal oesch'e göre şu anda bu galaksinin dünyadan yaklaşık 32 milyar ışık yılı uzaklıkta olduğu tahmin ediliyor.

    peki 13,4 milyar yıl önce oluşmuş bir galaksi, nasıl 32 milyar ışık yılı uzakta olabiliyor?

    çünkü evren genişliyor, hem de gittikçe hızlanarak genişliyor. arabayla otoyolda giderken birinin otoyolu lastik gibi çekip uzattığını düşünün. aracınızın hız göstergesi 100 km ile gittiğinizi söylese bile gerçek hızınız 100 km + yolun uzama / genişleme hızı olacak, mesela 250 km.

    böylece siz bir saat yol gidince normalde 100 km ilerlemeniz lazımken 250 km ilerlemiş olursunuz. galaksiden gelen ışığa aynen bu oluyor. aradaki fark buradan kaynaklanıyor. galaksinin var olmaya başladığı 13 küsur milyar yıl içerisinde evren çok ve hızla genişledi.

    ayrıca, evrendeki her madde ve enerji parçacığının hızı, ışık hızı ile sınırlıdır malumunuz. hiç bir "şey" ışıktan hızlı gidemez. ancak uzay-zaman dokusu ne bir madde ne de enerji olduğu için, genişleme hızı ışık hızıyla sınırlı değildir. uzay, ışıktan çok daha hızlı genişler ve bu hız giderek artmaktadır.

    bu yüzden, yukarıda bahsedildiği gibi, galaksi büyük patlamadan önce falan oluşmamıştır.

    edit: "şu kadar eski" denilen her gök cisminin aslında ne kadar uzağımızda olduğunu siz de kolaylıkla hesaplayabilirsiniz!

    evrenin genişleme hızı konusunda en modern değer, megaparsec başına saniyede 68 kilometredir. bir megaparsec, 3,26 milyon ışıkyılı demektir. 1 megaparsec uzaklıktaki bir galaksiye bakarsanız, saniyede 68 km hızla bizden uzaklaşıyor demektir. galaksi 2 megaparsec (mp) uzaktaysa saniyede 136 km hızla uzaklaşıyor demektir.

    3,26 milyar ışıkyılı, (yani 1000 megaparsec; 1 gigaparsec) uzaktaki bir galaksi saniyede 68.000 km hızla bizden uzaklaşır. buradan orantı alarak farklı yaştaki gök cisimlerinin aslında ne kadar hızla uzaklaşmakta olduğunu ve zaman içinde bu uzaklaşma sebebiyle yer değiştirerek bize göre şu anda ne kadar uzakta olmaları gerektiğini hesaplayabilirsiniz.

  • suçluyu adalete teslim ederek 4 yıl yediğin ülke. merak ediyorum, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmadan kolluk kuvvetlerine nasıl teslim edebilirsin?