ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
13 kasım 2022 imamoğlu'nun yine ortadan kaybolması
-
üst edit: "yalancıyı sikmiyorlar ki" dedirten anlamsız ve ahlaksız bir iddia. zira kaybolsa ne olacak?
haber
görsel
benim dışımda kimse yazmasın. ahlaksızlar pirim görmesin.
ekleme: bizim insanımızın sorunu bu arkadaş işte. bir tane kansız burada trollük yapıyor, muhalifmiş gibi görünün alçaklar başlığa girdide bulunuyor, muhalifler de gelip sövüyor. sorarım, böylesi bir günde böyle bir başlığı açacak kadar aşağılık, vicdan yoksunu, alçak ve düşük zekalı birinin sözlerine argümanlarla cevap vermek kime ne fayda sağlar? bu gibi kansızların amacı zaten cevap almak değil, kansızlık yapmak. illa zor yoldan mı öğreneceksiniz yani?
ikinci girdide yazmışım işte, neyini uzatıp ite köpeğe prim verme derdindesiniz ki? iki fav kasmak için iki beğeni almak için bir tarafınızı yırtmanıza değer mi?
ekleme2: başlık gündeme girmiş... allah sizi ıslah etsin.*
serdar ortaç'ın ms hastası olması
-
müziğini beğenmediği adamın hasta olmasına sevinecek ruh hastalarını ortaya çıkarmıştır.
bir insanın içi ne kadar kötü olabilir?
sevgilinin başından aşağı kepçe ile gül dökülmesi
-
“ay inanmıyorum yaa....”
hayır neyine inanmıyorsun, kepçenin altında duruyorsun kafana mıcır dökecek değiller herhalde.
konsept ve motivasyon konusunda bir eşik daha aşılmış oldu.
çok zeki insanın nasılsın sorusuna vereceği cevap
-
(bkz: nasıl değilim)
hoşlanılan kızın en yakın kız arkadaşı
-
ilişkinin gidişatındaki en önemli kararların altına imzasını atıp görüldü kaşesi basan kızdır.
edit: imla.
recep tayyip erdoğan baş öğretmendir
yaran fıkralar
-
fırtına felaket. uçak öyle bir türbülansa girmiş ki, her yer zangır zangır sallanıyor. korkudan sapsarı olmuş yolcu, bakmış yanında bir rahip oturuyor;
- "bir şeyler yapsanıza peder" demiş, yalvarır gibi. rahip istifini bozmadan cevap vermiş.;
- "ben yönetimde değil, pazarlamadayım."
tv yarışmalarında verilmiş ilginç yanıtlar
-
passaparola yarışma programından:
-c harfiyle başlayan, akdeniz kıyılarında da görülebilen bir köpekbalığı cinsi (doğru yanıt: camgöz)
-cavs !!!
yokuş kalkışı
-
acemi veya değil çoğu sürücüyü tırstıran, hatta evinin yolunu değiştirmeye mecbur bırakan sürücü aktivitesi.
ancak bazen bu aktivite için vites, debriyaj, fren ve hatta el freni dahi yeterli olmamaktadır. çözüm adeta bir herkül gibi arabayı yokuşta kas gücü ile kaldırmaktan geçmektedir.
true story
fulya'nın ünlü yokuşlarının birinde kafa kafaya gelinen bir aracın öküz sahibi ile kavga etmekten kaçınan ben, adamla levye savaşına girmektense aracımı kenara doğru çekerek elemana yol verdim. yoluna gitmesini beklediğim kekan yanımdan geçerken saçma sapan sözler söyleyince bastırmaya çalıştığım kroluk damarım kabardı ve ani hareketler ile yokuş aşağı kendimi hafifçe bırakıp ilk sola dönüp ani bir hareket ile tekrar yokuşa verdim burnumu. araç otomatik vites olunca bu tür durumlarda daha rahat oluyor insan. neyse; gaza basmama rağmen aracın kıpırdamaması bir süre sonra dikkatimi çekti. bu bir süre dediğim çok da uzun bir süre değil tabi. el frenini çekip tekrar denedim, sonuç aynı. arkadan gelen beyaz duman ve aracın gazı yedikçe çıkardığı ilginç sesler eşliğinde sağ arka sabit olmak şartıyla sola doğru yönlenmesi durumun anlaşılmasına sebep olmuştu.
evet, arabanın sağ arka çamurluğu anlık kro reflekslerimin farkına varmamı engellemesinden ötürü kaldırıma takılmıştı ve sağ arka teker hafiften boşa dönmekteydi. yokuşun ortasında çük gibi kalmanın ötesinde yavaş yavaş trafik oluşmakta ve "bu mal bu arabayı nasıl bu hale getirmiş lan?" diye fısıldaşmalar da duyulmaktaydı.
neyse ki sevgili yokuş trafiği sakinleri çeşitli önerilerini sunmaya başlamışlardı ki benim gözüm yokuşu yavaşça çıkan, duruşuna kurban olduğum, bıyıklı bir amcaya takıldı. asıl fikir kesinlikle ondan gelicekti. olayı çöze çöze çıkıyordu yokuşu. belli ki matematiksel denklemleri ve gerekli kas gücünü hesaplıyordu. tekerin altına taş sokma fikrinin çeşitli sebeplerden ötürü elenmesinin ardından artık yokuşu çıkan amca ile aynı şeyi düşünüyorduk. amcanın da yanıma gelmesi ile gerekli psikolojik desteği yakaladım. hiç konuşmadık. sadece birbirimize baktık. arabaya bindim. kontağı kapattım, vitesi park'a aldım ve el frenini son kez çektim. sonuçta naim süleymanoğlu benim belime geliyordu ve kilolarca ağırlığı "hıpppps" diyip kaldırabiliyordu. bakışlar üzerimde yoğunlaşmıştı ve "yooo yooo saçmalama" dediklerini hissediyordum. sağ arkaya geçtim. amca tatktik vermeye bile gerek duymadan sadece "bismillah" dedi. yaradana sığınıp kaldırdım aracın arkasını. beklediğimden çok daha kolay olmuştu. bunun da gazıyla hepten yüklendim arabanın arkasını ve aracı kaldırımdan kurtarmakla kalmayıp, düzledim de. işte o anda bugün hala fulya'da hatırlanan, ingiliz taraftarların direkte patlayan şut sonrası verdikleri uuuuuuvvvvvvvvv tepkisine benzer bir tepki yükseldi.
balkonlardan gelen alkışlar eşliğinde bindim arabama ve yokuşu yavaş yavaş tırmanmaya başladım. ancak biliyorum ki o amca olmasaydı, o bana güvenmeseydi bunu başaramazdım.
iyi yedik
-
yigit özgür'ün 2012 tarihli bu karikaturunun neredeyse aynisi 140 yil once 1872'de namik kemal'in ibret gazetesi'nde yayımlanmıs.
https://eksiup.com/p/ib180728dtws adresinden ulasilabilecek olan bu karikaturde sunlar yazıyor:
kayigin ustunde: "servet-i osmaniye"
karikaturun sol tarafinda: "kanun-u esasiye'nin ilanindan evvel fıçılarını doldurup milleti aç bırakan mürtekipler"
ficilar icinde resmedilenler:
bahriye nâzırı rami paşa : "yedim yedim kaçarken tutuldum"
zeki paşa: "bunları kandırırım ya!"
serasker rıza paşa: "acaba bunlar bize kalacak mı?"
izzet paşa: "avrupa'ya kaçabilsem"
kabasakal mehmet paşa: "ah hepsi benim olsa"
selim paşa: "siz çok yiyorsunuz"
not: 1) karikaturu tolga gerger den aldim ve cevirmedigi yerleri cevirdim.
2) kayigin ustundeki yaziyi suret-i insaniye diye okumustum ama sagolsun marionette duzeltti: servet-i osmaniye
1999 yılı tekel ürünleri fiyatları
-
internette dolanırken görülen bir haberde dikkat çeken fiyatlardır. hem de bunlar deprem ertesi zamlanmış fiyatlar.
ürün fiyat (tl)
kısa samsun, maltepe 150.000
uzun samsun, maltepe 175.000
uzun tekel 2000 450.000
kısa tekel 2000 (kutulu) 400.000
uzun tekel 2001 300.000
kısa tekel 2001 250.000
35 cl. yeni rakı 1.400.000
70 cl. yeni rakı 2.500.000
70 cl. normal votka 2.000.000
70 cl. cin 2.150.000
75 cl. buzbağı şarabı 1.100.000
lan dedim, dolar kaç paraymış acaba o zaman?
http://paracevirici.com/…doviz/1999/amerikan-dolari
1999 ortalaması 420.000,00 tl imiş.
yani samsun/maltepe = 0,35 dolar * 3,86 = 1,35 tl
uzun tekel 2000 = 1,07 dolar *3,86 = 4,13 tl
35 lik rakı = 3,33 dolar*3,86 = 12,85 tl
şimdilerde en boktan sigara 9 tl, 35'lik rakı da 50 tl
lan dedim peki asgari ücret ne kadarmış o dönem?
http://www.alomaliye.com/…r-1974-yilindan-gunumuze/
93.600.000 tl imiş.
peki bununla kaç şişe 70 lik rakı alınıyormuş?
93.600.000/2.500.000 = 37,44
şimdi 37,44 şişe 70liği kaça alıyoruz?
37,44*93=3.481 tl
asgari ücretle şu anda kaç 70'lik alınabiliyor?
1404/93 = 15 şişe
kimse ehonomi çoh iyi, alım gücü arttı demesin. kalbini kırarım.
türkiye'nin cds puanında dünya 3. sü olması
-
yukarıda kaynak soran olmuş.
bizden kötü cds verisine sahip sadece iki ülke var:
1. arjantin (iflas halinde)
2. 2019 yılı enflasyonu yüzde 1370001.05 olan, aylık ortalama gelirin 2 dolar olduğu sosyalist venezüela.
yabancı yatırımcı ve finans çevrelerine ne kadar güven verdiğimizi gösteren indeks.