hesabın var mı? giriş yap

  • ben sahil kentinde büyüdüm. çocukluğumda -90lar- tüm çay bahçeleri ve belediye tesislerinde bira satılırdı. babam öğretmen, tüm öğretmenevleri ve milli eğitimin işlettiği plajlarda da alkol satılırdı. emekli öğretmenlerin veda yemekleri öğretmenevinde yapılırdı ve şarkılı türkülü eğlenceler olurdu. liselilere masal gibi gelebilir ama bunlar gerçek.
    neymiş belediye alkol satarsa oy kaybedermiş, tartıştığımız şeye bak. allah belasını versin böyle ülkenin.

  • genellikle acile grip nedeniyle gelip ilaç yazılıp gönderilmesine tepki olarak :
    - bi seron bile takmadınız
    diyenlerin , zorla kendilerine serum taktırmayı başardıklarında , müşahade odasında selfiesini çektikten sonra
    - ay bitmedi bu serum da
    diyerek yapmaya kalkıştıkları eylem.

  • biz orta asya'da mis gibi takılıp kımızımızı içip ata binecektik. her yer ova dümdüz, oh doğayla iç içe takılacaktık. bok vardı oradan kalktınız geldiniz de bula bula bu dandik anadolu coğrafyasını buldunuz yurt edinecek. ne depremi biter, ne afeti biter, ne savaşı biter, ne arabı biter, ne yunanı biter, deli olursun! sizin ben vizyonunuzu skeyim ata gibi! aq göçebesi otursana oturduğun yerde, sanki bana amerika'yı keşfedecekte yeni dünya'da alemlere akacak!

  • "çaykur rizespor’u tebrik ediyorum sanırım bu galibiyet onlara şl’ye direkt katılım hakkı sağlıyordu."

    evet böyle bir entry var yukarıda. ağlamanın her türlüsünü gördüm ama bu çok başka bir kafa. şampiyonlar ligi iddiası olmayan takımların maç kazanmak için uğraşmaması mı gerekiyor? ki şu an oynanan maçta adamlar gol atmaya çabalamıyor bile. resmen galatasaray defansı 3 asist yaptı. taraftarlık güzel ama şuursuzluk çok rezil bir hareket.

  • tanri dunyayi yarattigi zaman gelecekteki uluslarin temsilcilerini yanina çagirmis her birine ikiser erdem vermis...

    isvicrelilere;

    duzenlilik ve yasalara saygi...

    ingilizlere;

    sogukkanlilik ve asalet...

    japonlara;

    caliskanlik ve sabir...

    italyanlara;

    nese ve romantizm...

    fransizlara;

    sarap ve guzel yemekler

    turklere;

    zeka, durustluk ve tayyip sevgisi...

    meleklerden biri bu dagitimdan sonra tanri'ya sormus:
    "butun uluslara ikiser erdem verdiniz neden turklere 3 tane?"

    "evet ama" demis tanri "sadece ikisini kullanabilecekler"

    boylece;
    bir turk zeki ve tayyip'ci oldugu zaman durust olmayacaktir...
    bir turk durust ve tayyip'ci oldugu zaman zeki olmayacaktir...
    bir turk hem zeki hem de durust oldugu zaman tayyip'ci olmayacaktir

  • ferrari'nin sahibinin ismi henüz öğrenilememişmişmişmiş.

    yav he he.

    yeni düzen türkiye sınırları içerisinde, "çankaya köşkü'nün önünde ferrari'yle cinayet işleyen birisi kesin sağlam taşaklıdır. tadımız kaçmasın ali rıza bey, susalım." şeklinde düşünmüyorlarsa cümle alem siksin.

    medya böyle bir şey işte. kimisinin borazanlığını, kimisinin tetikçiliğini, kimisinin de dilsiz uşaklığını yapar.

    t: mağdur taksicidir.

    edit: tanım

    edit 2: neudugubelirsizolan'a teşekkürler. ferrari'nin sürücüsü bulundu ama polis tarafından değil; toplum tarafından.

    instagram adresi: ismail arıkan
    bu da ferrari'sini terk eden bilgenin fotoğrafı: 06 ar 5000

    edit 3: trikocum'a bilgilendirme için teşekkürler. taksiciyi öldüren katil ismail arıkan teslim olmuş. korktuğu için kaçmışmışmış. yoksa haşa alkol filan ne gezer.

    kaynak

  • patlama noktasından 10 km öteden bazı camların kırıldığı şeklinde ifadeler var. bu demek oluyor ki bu mesafede şok dalgası en az 0,7 - 1 kpa civarında basınç oluşturmuş, bu da en az 100 - 200 ton civarında tnt eşdeğerinde patlayıcı demektir. patlayıcının türüne göre bu miktar azalır ya da artabilir. ayrıca videolarda sakarya'daki patlayan fabrikadan artık aşina olduğumuz havai fişeklere benzeyen ışıldamalar görülse bile, asıl patlama sonrası görünen turuncu - kırmızı yoğun duman, patlayan kimyasalın yapısında azot oksitli bileşiklerin (nox) varlığını gösterir. böyle bir duman daha ziyade doğrudan maden vb. işletmelerde kullanılan patlayıcılara veya savaş mühimmatına işaret eder.

    yani patlamanın boyutuna ve işaretlerine bakacak olursak, patlayıcı veya mühimmat deposu patlamış diyebiliriz.

  • fransa kralı xiv. louis boyunun kısalığıyla da tanındığı, bu boy kısalığını kompleks haline getirmiş, saraylılardan kısa olmayı kendine yakıştıramadığı ve 10 cm uzunluğunda topuklu ayakkabılarının olduğu fransız arşivlerinde mevcut. aynı zamanda kendi ayakkabısının kırmızı olması sebebiyle halka kırmızı ayakkabı giymeyi yasaklamıştır.

    evet ilk olarak erkekler giyiyor peki ne zaman bıraktılar giymeyi?
    aydınlanma çağı'nın entelektüel ortamı erkeklerin de moda anlayışını değişikliğe uğratmıştır. bu dönemlerde modada daha rasyonel bir bakış açısı olduğundan erkek giyim tarzında büyük değişiklikler yaşanıyor.
    18. yüzyılda tarihe "great male renunciation" adıyla geçen bir fenomen ortaya çıkıyor. bu akım sonrası erkekler parlak ve gösterişli moda tarzından vazgeçiyorlar. topuklu ayakkabı da bu yıllarda terk ediyorlar. tarihte tam olarak 1740'lı yıllar olarak geçiyor. bu akım sonrası toplum cinsiyet rolleri tekrar inşa ediliyor. erkek pratik ve rasyonel bir dış görünüşe sahipken, kadın ise daha duygusal ve zarif bir hale bürünüyor.

  • siyah pelerin. evet bir ara gotik takılıyordum* alsancak semalarında siyah pelerinimle ve siyah pantolonumla içiyordum full time. abv ergen ben.