hesabın var mı? giriş yap

  • tecavüze direndiği için başı taşla ezilen bir çocuğun geldiği haldir. allah ailesine sabır versin.

    bir takım foncu gazetecilerin mahallesine bu tecavüzcüler giremeyeceği için onlar rahattır.

  • maç sonrası röportajında "2 pozisyon gaçırdım gafam ordaydı sonra zor olanı yaptım gene" minvalinde bir şey söyledi ve ardından "burdan altuğ abiye, gomşum, selam gönderiyorum. gol atacağımı söylemişti." diye ekledi. altuğ ebini yesinler senin.

  • bu cümleyi ancak, emekçi gariban bir amcaya kurabilirsiniz. akp'li tayfadan birini görünce, cübbenizde ilikleyecek düğme ararsınız.

  • 10 haziran 1990'da gerçekleştirilen ve bac 1-11 tipi uçağın ön camının patlaması sonucu ikinci pilotun southampton havaalanına zorunlu iniş yapmak zorunda kaldığı uçuş.
    ikinci kaptan indirmiş çünkü, birinci kaptan, patlayan ön camdan dışarı fırlamış. sadece ayakları içeride kalan pilotu, kabin ekibi ayaklarından yakalamış fakat içeri çekememiş. pilotun vücudu lövyeye baskı yaptığı için uçak hızla irtifa kaybetmeye başlamışsa da ikinci pilot ve kabin ekibinin üstün çabaları sonucu uçak kontrol altına alınıp southampton havaalanına zorunlu iniş gerçekleştirilmiş.
    işin en ilginç kısmı ise,, binlerce feet yukarıda ve -65 derece (türkçe kaynak bulamadığım için yanlış anlamış olabilirim) uçağın dışında yaralı olarak 40 dakika kadar uçmuş olan kaptan pilot hayatta kalmış.

    wikipedia

    düzeltme: joelskellington'dan gelen uyarıya göre; sıcaklık -65 derece değil, -65 fahrenheitmış bu da -53 dereceye tekamül ediyormuş.
    diğer bir kaynakta da -17 derece olduğu yazıyormuş.

    http://www.bbc.co.uk/dna/h2g2/a20460782

  • benim gibi vadelide türk parası tutan başka süzme salak var mı diye bi bakmaya geldim ama yok sanırsam

  • normalde pazartesi sabahi sendromu, cuma aksami mutlulugu olan biri degilim ama pazar gunleri uyandigimda gune mutlu baslarim hep.

    karsi apartmanin tam benimki hizasindaki dairede bir teyze yasiyordu. iki yil boyunca her pazar sabahi bu bayragi asiyordu, bugun oldugu gibi:

    http://i.hizliresim.com/e39avb.jpg

    yurt disinda yasadigimiz icin nadiren karsilasilan boyle seyler hosuna gidiyor insanin. iki yillik komsuyuz fakat neden sadece pazar gunleri bunu yaptigini merak ediyordum. ayni apartmanda olsak belki kapisini calar, kahvesini icerdim de, durum bu sekilde olunca sadece pazar sabahlarina mutlu uyanmakla yetindim uzun zaman.

    yaslica biriydi. ara ara balkona ciktiginda gorurdum. babanne minnoslugu vardir ya hani. aynisi iste. bundan bir ay kadar once teyze yine biraz rahatsizlanmis olacak ki, ayda bir eksik olmayan ambulans yeniden gelmis goturmustu fakat bu defa diger gun getirmedi. bir hafta oldu, bir ay oldu getirmedi.

    bir aydir pazarlarim bayraksiz geciyordu. yokluguna alismasi zor oldu. bugun uyandigimda bir baktim ki bayrak yeniden asilmis. cok mutlu oldum. iyilesmis teyze dedim. durumu facebook sayfamda anlatinca, arkadaslarim "gitsene ziyaretine oglum yaa" dedi hep bir agizdan. cesaretimi toplayip nasil becerdiysem kendimi karsi apatmanda buldum hasta ziyareti edecegim resmen.

    kapiyi bir adam acti, ogluymus. durumu basindan anlattim ayakustu, boyle boyle dedim iste en sonunda geldim. iceri buyur etti sagolsun, esi ve cocuklari da vardi ama teyzeyi goremedim salonda. herhalde icerde yatakta dinleniyordur dedim kendi kendime cunku bayrak var disarida. sonra basimdan asagi kaynar sular dokuldu "gectigimiz pazar kaybettik annemi" deyince.

    "ama bayrak disarida?" dedim, "hep o asardi pazar gunleri."

    anlatmaya basladi: "annem buraya kirk sene once, daha yirmi yasinda bile degilken gelmis istemeye istemeye. ondan sonra evlenmis, biz olmusuz, duzen kurulmus, is-guc derken bir daha mumkun olmamis ve geri donememis. annemler turkiye'den ciktiktiklarinda bir pazar gunuymus. icine dert olmus geri donus yapamamak ve neredeyse on yildir her pazar gunu bu bayragi asip gecmisi yad ederdi. ataturk'u, turkiye'yi hep cok sevdi. hepimize asiladi. simdi gelenek haline getirdigi bu bayrak gorevi bize gecti ve anisini yasatiyoruz. yine her pazar bizim tarafimizdan asilacak. cocuklarim da benden sonra asmaya devam edecek." dedi. bir yandan dinliyorum, diger taraftan dokunsalar aglayacagim gozlerin dolulugundan adami goremiyorum, kirpmaya korkuyorum. "hic komsum yok" diye mizmizlik ediyormus. "keske onceden gelseydin buraya ve tanissaydiniz" dedi. daha kotu oldum.

    "bilseydim gelmez miydim hic?" diyebildim sadece. teyze ile tanisamamak hayatimin sonuna kadar icimde yara kalacak sanirim.

  • oda hiç olmadıgı kadar kalabalıktır. misafirler için çay istenir:

    oda: 615'e 12 çay.
    çaycı: abla naptın yaa, mevlüt mü okutuyon?

  • 150tl'lik kullanımın 280tl'ye evrildiği ve kişisel elektrik faturası rekorumu kırmamı sağlayan, içinde dağıtım bedeli adı altında 80tl'lik bir kalem, kdv adı altında 40tl'lik bir kalem barındıran soygunun faturasıdır. dağıtım bedeli ne olabilir diye düşündüm, olsa olsa firma enerjisa'ya verilirken avantalanmayı garanti altına alan yaratıklara dağıtılacak paradır dedim.. dağıtacak adam çok tabi, 70-80tl az bile bakınca...

    sıkıntı yok ama ya, ülke iyi yönetiliyor. ekmek 30% zam yemiş, yakıt hala dünyanın en pahalılarından, bütün yol & köprü ücretleri +10% zam yemiş, içki sigara fiyatları uçmuş tutabilen yok, eczanelerde ilaç alırken muayene ücreti falan veriyoruz, dolar sene sonu hedefini 4tl olarak açıklamış, euro "sene sonunu beklemem 5'i çakarım" demiş ama asgari ücret artık 1.300tl, sıkıntı yok yeaa..

  • sarıcazadeler olarak da anılan sarıca ailesi, eğriboz adası’ndan göç ederek istanbul’a yerleşen asker kökenli bir ailedir. yaptırdıkları köşk, apartman ve pasajlarla istanbul konut mimarisine katkıda bulunan sarıca ailesi, moda’ya ilk yerleşen türk ailelerinden biridir. o zamanlar sarıcalar diye bahsedilenler, ıı.abdülhamit döneminde sarayda mabeynci olan ragıp paşa ve yıldız sarayı’nın doktoru olan kardeşi arif paşa’dır.
    arif paşa konağı, rum mimar pape kalfa’nın bilinen ilk büyük ölçekli yapısıdır. moda caddesi üzerinde geniş bir bahçe içinde bulunan köşk 1903 yılında inşaa edilmiştir.
    1930lu yıllarda tramvay geçmeden önce biri esas bahçe giriişi biri de servis kapısı olmak üzere iki demir kapısı vardı. tramvayın geçmesi için köşkün bahçe duvarları geriye çekilince, esas demir kapı kaldırılmıştır. bugün eski servis kapısından bahçeye girilmektedir. moda caddesi’nin genişletilmesi sırasında, konağın girişi önündeki boşluk yola katılmış, yapının bahçe içindeki konumu bozulmuştur. sütunlu ana giriş kapısının önündeki merdivenler, dökme demirden yaya-araç giriş kapıları ve üzerlerindeki topuz çatılı saçaklar, bu çalışmalar sırasında ortadan kaldırılmıştır.
    ı.dünya savaşı sırasında bir süre ermeni sıbyan okulu olarak kullanılan köşk günümüzde sarıca ailesinin mülkiyetindedir ve arif paşa’nın torunu olan piyanist ayşegül sarıca ikamet etmektedir.