hesabın var mı? giriş yap

  • bizim kizlarda algi "beni ezmesi beni sevdiginin ve ilgilendiginin gostergesi boylece kendimi onemli hissedebiliyorum ayrica beni ezebilen erkek beni koruyabilir de".. bakmayin burda "biz pijjleri diil giriskinliri siviyiriz" diyen cakallara.. siz ezilmeyi seviyosunuz kizim ezilmeyi.. ezilmediginiz zaman bu kil kuyruk beni koruyamaz, bana sahiplenmiyor seklinde olusmus zavalli bir ozguvensizligin esirisiniz

  • "bu hükümet olmasaydı akademisyen olamazdım" şeklinde bir beyanda bulunmuş şahıs.

    en azından gerçekten bilimden anlayan, bilime önem veren ve kurumlarını buna göre düzenlemiş bir toplumda akademisyen olamayacağının farkında olması güzel bir şey.

  • paşa gönlümüzün keyfinin öyle uygun görmesidir.

    pi sayısı gibi irrasyonel sabitler ve "evrenin sırrı falan var bunun içinde" gibi eksik anlattığı için yanlış bilgi veren kimileri sebebiyle işi matematik olmayan insanların doğal olarak 360 derecelik açının da bir çeşit evrensel sabit olduğuna ve bu sebepten tam açının 360 derece olduğuna inanma eğilimi vardır. yani hiç değilse ben ders anlattığım çocuklarda bunu gözledim.

    peki neden paşa gönlümüz bir tam açı 360 derece olsun istemiş?

    360 sayısı zamanında insanların bulabildiği en kompozit, yani en fazla çarpanı olan, dolayısıyla en kolay işlem yapılabilen sayı olduğu için matematikçiler bir tam açının 360 derece olmasına karar vermişler.

    diyelim ki bir tam açının kaç derece olacağına karar vereceğiz ve birileri çıkıp da kolay olsun diye "bir tam açı 100 derece olsun" fikrini ortaya koydu.

    tam açıyı 100 derece kabul ettiğimiz zaman bir tam açıyı tam bölebileceğimiz doğal sayılar 1,2,4,5,10,20,25,50,100 sayıları olacaktır.

    yani eğer bir tam açıyı 100 derece kabul edersek bu tam açıyı sadece dokuz farklı sayıya tam bölebilme imkanına sahip oluruz. mesela bir tam açıyı 3'e bölmeye kalkarsak 33.333... sayısını buluruz ki bu durum pek de işimize gelmez.

    ama eğer bir tam açıyı 360 derece kabul edersek, bu açıyı tam olarak 1,2,3,4,5,6,8,9,10,12,15,18,20,24,30,36,40,45,60,72,90,120,180 ve 360 sayılarına, yani toplamda yirmi dört farklı doğal sayıya bölebilme imkanına sahip oluruz.

    üçgenlerle, karelerle, dairelerle oynamayı çok sevdiğimizden dolayı da yirmi dört farklı sayıya bölme seçeneği bize daha makul gelir ve biz başka herhangi bir sayı yerine 360 sayısını tercih ederiz.

    bu durumu okula gidip matematik dersleri alan lise çağındaki çocuğunuza anlattığınız zaman "nasıl yani biz şimdi bir şeylere karar verebiliyor muyuz?" tepkisi almanız olasıdır.

    edit: bir altımdaki entry için söylemem gereken birkaç şey var.

    1- bir yıl 360 gün değildir.
    2- güneş dünyanın etrafında dönmez.
    3- güneş sistemindeki merkür dahil olmak üzere tüm gezegenlerin yörüngesi eliptiktir.
    4- çocuklara bilimsel gerçekler bu şekilde öğretilmez çünkü bu söylediğin şeyler gerçek şeyler değil.
    5- sen öğretme.

  • belli bir dönem sonrası için sanrıdan ibarettir evet.

    islam dünyasında 800-1200'lü yıllar arasında ciddi bilimsel çalışmalar yapılıyor, bilimsel alanda önemli keşiflere imza atılıyordu evet. ancak, daha sonraki yıllar için malesef bunu söyleyemeyiz. 1.300'lü yıllardan itibaren medreseler sadece dini eğitim veren kurumlara dönüştü. istisnalar var mıydı? elbette vardı...

    ibn-i sina islam'daki "bilim çağı" denilen dönemin bir ferdidir. 900'lü yılların sonunda doğmuş, 1037'de ölmüştür.

    el harezmi de yine 770-840 yılları arasında, yani yine o "altın çağ"da yaşamıştır.

    biruni 900'lü yılların sonu, 1000'li yılların başında yaşamıştır.

    ebu'l vefa el-buzcani de 900'lü yılların bir bilim insanıdır.

    zekeriyya razi 800-900 yılları arasında yaşamıştır.

    el cezeri, 1100-1200'lü yılların bir bilim insanıdır.

    cabir bin hayyan da 700-800'lü yıllar arasına tarihlenen bir bilim insanıdır.

    hazini'nin yaşadığı tarih de 1100'lü yıllardır.

    ibn-i heysem de tahmin edeceğiniz gibi 900-1000 yılları arasında yaşamıştır.

    kindi'nin yaşadığı dönem de 700-800'lü yıllar arasıdır.

    istisnalar var mı? evet var; 1200 yılına kadar yüzlerce büyük islam bilgini gösterebiliyorken, 1200'den sonra geçen 800 yılda bir elin parmaklarını aşmayacak kadar kişi gösterebilirsiniz. öyle ki, bir mimarı bile bilim insanları arasına katmak zorunda kalırsınız; sayı kabarsın diye.

    müslümanların konu osmanlı ve islam dünyasındaki eğitim sistemi olduğunda sinirle "bak bizde şunlar şunlar var" diye saymaya başlamaktansa, ne oldu da 1100-1200'lü yıllardan sonra o muhteşem bilim insanları yetiştiren medrese sistemi bozuldu ve sadece din adamı yetiştirir hale geldi diye sorgulamaları gerekir.

    osmanlı'nın eğitim sistemi fecaattir. 600 yıl boyunca, çoğu kendi çabasıyla bir yerlere gelen bir avuç bilim insanı haricinde ortaya bir şey koyamamıştır. dolayısıyla bizim "medrese" diye bildiğimiz yerlerde bilim falan yapılmamıştır. haa, 900-1000 yıl öncesinden örnek verebilirsiniz, ancak o örneklediğiniz bilim insanları "medrese" kültüründen gelmiyor. o günkü eğitim kurumları ile medreseler arasında dağlar kadar fark vardı.