hesabın var mı? giriş yap

  • tepkilere alışmış artık şaşırmayan insanlardır. çünkü bizim ülkemiz böyledir. bir şeyi doğru yapıyorsan hakarete mahkumsun. kitap okursun otobüste kitap okuyan artist tip derler. konuşmana, oturuşuna, davranışına dikkat edersin (ki bu sadece karşıdakine değil kendine de saygıdandır.) kasıntı derler. kibar olursan aptalsındır mesela. kurallara uyarsan korkak. olması gereken budur çünkü. bu kadar insan haklı da bir biz mi haksızız?

  • evet 250 saati devirdiğime ve iki karakterime full gear yaptıktan ve oyundaki çoğu şeyi tecrübe ettikten sonra tecrübelerimi sizinle paylaşmak istediğim çevrimiçi mmorpg oyunu.

    öncelikle oyun skyrim ile meşhur olan elder scrolls serisinin son nesil mmorpg oyunu. oyunu almadan önce bilmeniz gerekenlerden bahsettikten sonra oyun içindeki maceralarımı paylaşacağım.

    önceki entrylerde ya da steam yorumlarında oyunun olumsuz yanı olarak görülen bir noktayı düzeltmekte fayda var. oyunu gördünüz, bu neymiş ne değilmiş diye araştırmaya başladığınızda karşınıza çıkan ilk 3 şeyde birisi pay to win yani para ödemeden güçlenemeyeciğinize dair bi eleştiri olacaktır. bu kesinlikle yanlış bir algı. şöyle ki oyunda satın alabileceğiniz ve bunun için yüzlerce lira para harcamanız gereken ek içerikler ve chapterlar var bu doğru. bunlara sahip olmak size avantaj sağlar mı? evet kesinlikle. peki bunlara sahip olmayan biri sahip olan biriyle karşılaştığında güç dengesi nasıl olur? cevap basit. bunlara sahip değilseniz oyunda daha çok ticaret yapıp para kazanmanız gerekir ama en nihayetinde yine eşit güce ulaşırsınız. yani pay to win’den ziyade pay to skip dediğimiz daha hızlı kasma olayı var. nihai noktada yine aynı noktaya gelebiliyorsunuz. ayrıca base game’i aldığınızda size oyunu oynayıp güçlenmek için en az 300 saatlik içerik çıkıyor ki daha sonrasında yine kasmaya ve güçlenmeye devam edebilirsiniz. tabiki de bunu ek paketlerle yapmak daha eğlenceli oluyor ki bunun da en mantıklı yöntemi eso plus dediğimiz aylık şuan 42 tl karşılığında bütin ekstra içeriklere ve oyun içinde harcamanız için verilen 45 tl değerindeki 1650 cp. yani başta pahalı gelse de oyunun kendi içersindeki fiyat dengelerine göre oldukça karlı bir yöntem. o yüzden benim bu oyuna en az 300-400 tl harcamam lazım yoksa bir bok yapamam diye bir durum yok. steamde sık sık indirime giriyor ya da internette 45-46 tl bandında sürekli bulunan base game’i size yüzlerce saat eğlenceli bir oyun vaad ediyor.

    evet oyunu satın alma aşamasında karşılaşacağınız problemleri çözdükten sonra gelelim karakter oluşturma ekranına. skyrim’den daha az ama yine de tatmin edecek bir ırk yelpazesi var. ırk yelpazesinin az olmasındaki ana sebep karakterin ırka bağlı kalmaması ve sizin hayal gücünüze bağlı olarak karakteri şekillendirebiliyor olmanız olsa gerek. bu kısma ayrıntılı bir şekilde girip ger ırkı ayrı ayrı anlatmayacağım. ama şunu belirtmekte fayda var, eğer pvp’de güçlü olmak istiyorsanız güncel metada(evet meta var ve güçlü ırklar, classlar ve gearlar yılda yaklaşık 2-3 kere değişime uğruyor ki oyunu diri tutması açısından faydalı) en güçlü ırk/class’lar şöyle;
    1- magicka sorcerer
    2- stamina deagonknight
    3- stamina necromancer
    bu olay kişiden kişiye çok değişen bi durum çünkü oyunda çok fazla mekanik var ve her karakterin güçlü olduğu bir senaryo oluşabiliyor. ancak usta oyuncuların genel tercihi, rehberler ve videolardaki genel kanaat şuan bu yönde. bu güç dengesini bilmeniz önemli çünkü amacını cyrodiil( bu eso’nun açık ara farkla en sevdiğim kısmı sonra geleceğiz) safhasına geldiğinizde hasar yerine oksijen attığınızı fark ettiğinizde yaşadığınız hayal kırıklığı size oyunu bıraktırabilir. bu ırklar, setler, nasıl kasılır gibi sorularınıza cevap bulabilmek içinalcasthq sizin için altın değerinde bir site olacaktır.

    karakterimizi de seçtik ve oynamaya başladık. işte burası oyunun en kritik kısmı. seven burada sevip yüzlerce saat oynar sevmeyen de o anda bırakır. çünkü en başta da dediğim gibi eso yeni nesil bir mmorpg. yani oyunda zilyon tane özellik bi dünya bok püsür var. ilk başta oyuncular bunun içinde kaybolup ne yapacağını bilemiyor ve boş boş haritada dolaşıyor. çünkü eso’da metin2 gibi oraya git buraya git diye klasik bir sistem yok. oyuna başladıktan sonra güçlenmek için muhakkak görev yapmanız lazım. haritada boş canavar keserek kasmanız çok zor. görev sistemi de şu şekilde işliyor;
    1- main quest; burada siz emin değilim ama 5 ya da 10 lv’la ulaştıktan sonra garavel usta gibi bir hayalet sizi görev için çağırıyor(bunun tiki yok*)
    2- side quests; bunlar eso’daki onlarca bölgede bulunan rasgele görevler.
    3- zone questler; her şehrin ayrı bir main quest tarzı görevleri var, bunları yapmanız sizin için çok faydalı olacaktır.
    4- guild quests; guild’lar işe paranın bulaştığı kısım, belli guildlar (fighters guild, mages guild) ana oyunun içindeyken işinize yarayacak bazıları da (psjiic order, dark brotherhood vs.) siz para ödeyip o quest log’u açtığınızda gelecek. her guild ayrı ayrı skill line’a sahip ve size ekstra skill point verecek ki bu oyunda çok önemli.
    5- event/daily quests; etkinlik için ve günlük tekrarlanabilir görevler, yapın çok faydasını görürsünüz.

    şimdi başlangıçta bunlar arasından vardenfell’in zone questlerini yapmaya başlamak klasik ama güzel bi fikir olacaktır (ps; main ve zone quest’lerde göstergenin içinde şekiller mekiller var, düz ok değil yani). şimdi gelelim işin janjanlı kısmına; tartışılan, yıllardır iyi mi kötü mü karar verilemeyen leveling system.

    bu leveling sistemi şu şekilde işliyor. oyunda en fazla 50 seviye var ve daha sonra cp yani şampiyon puanı kasmaya başlıyorsunuz. oyundaki en üst seviye eşya 160 cp ve o zamana kadar asla eşya kasmak için para falan harcamayın dk başı lv alacaksınız zaten. seviye ve cp kasmak mesele değil ki zira oyun 160cp’den sonra başlıyor zaten tipik endgame mantığı. ben çok sevdim, en güzel yanı da cpleriniz hesap paylaşımlı yani yeni bir karakter açtığınızda 50 oluyorsunuz ve hop cpler ortak oluyor. bu arada bu cplerle de kendinizi bufflayan statlar var onları açıyorsunuz.

    leveling sistemini uzatmadan kapatıyor ve pve olayını da hızlıca özetlemek istiyorum. oyunda istemediğiniz kadar pve sistemi var. dungeon, trial, veteran dungeonlar, delveler, herkese açık dungeonlar, ejderhalar ( bunun için de para ödemeniz lazım) vs vs.. yani seç beğen al hepsi ayrı güzel hepsini yapmanın ayrı ayrı faydaları var. zaten zamanla keşfedeceksiniz hepsini.

    şimdi pvp’ye gelelim. pvp için de battlegrounds dediğimiz tipik 4v4 oyunlar var (capture the flag, deathmatch vs..). ve bir de cyrodiil var. ben bu olayı çok seviyorum çünkü çocukluk hayalimin gerçekleştiği kısım burası. 100 kişi aynı anda bir yeri ele geçirmek için taarruz yapıyor ve bunu diğer online oyuncuların savunduğu kalelere yapıyor. teoride müthiş, pratikte de müthiş. ama baştan uyarayım, burada var olabilmek için yani tek yemeden skkr çıkarabilmek için çok fırın ekmek yiyip çok da sabırlı olmanız gerekecek çünkü burası artık en iyilerin yeri. oyunda 3 tane alliance var ve bunlar cyrodiil isimli devasa bi haritada sürekli savaş halinde. siz de o alliance’ın askerisiniz yani o mapte savaşan npcler yok. internetten videolarına bakıp hemen fikir sahibi olabileceğiniz muazzam bir savaş sistemi var. oylamayla komutan seçtiğiniz, 16 kişilik gruplarla var olabildiğiniz ve deli gibi savaştığımız bir sistem.
    bitti mi? hayıır. ticaret ve crafting var daha.. demiştim bir dünya bok püsür var diye. ticaret her mmorpg’de olduğu gibi burada da para sahibi olmak için en iyi yöntem. bir ticaret guild’ı bul. ucuza al ya da sen çıkar, kar marjıyla sat. bunun için master merchant addon’u çok önemli ( addonlara sonra geleceğim).

    crafting; oyunda kendi kendinize her şeyi üretebilirsiniz ama bu uzun ve meşakatli bir süreç. bir o kadar da karışık o yüzden videolardan how to içeriklerine bakarak detaylı bir şekilde öğrenebilirsiniz. ama oyuna başladığınız gibi başlayın muhakkak.

    addons: bu kısmı da çok seviyorum. oyun size bımboş bir arayüz veriyor ve bunu siz nasıl isterseniz o şekilde düzenleyebiliyorsunuz. harita, action bar, master merchant, advanced ui ya da bandit’s userface gibi sayısız addon var. bunu yine ufak bir araştırmayla çözeceksiniz.

    özetle ambiyans, çevre olarak mükemmel ,en azından benim için. sadece haritada yürüyerek bile çok saat keyifle oynanmışımdır. uyarı, benle başlayan neredeyse herkes bıraktı çünkü karmaşık bir oyun. ama özellikle bu yazı sizin çoğu soru işaretinize cevap olacaktır ve karantina döneminde başlayıp boş vakit diye bir şey kalmasın istiyorsanız müthiş bir tercih olacaktır. sorularınız için yeşillendirmekten çekinmeyin, sağlıcakla kalın.
    edit: yazım hataları düzeltmece

  • özgür özel'in o lafını tekrar edelim; "senin silah arkadaşların sana hakkını helal etmeyerek öldüler. sen silah arkadaşlarının bedduasını alan adamsın."

    hulusi akar denen adamın bu cümleleri kurmadığını ve bizim iftira attığımızı söyleyenlere kanıt videosu. hulusi akar konuşması.

    ben bu adamın kripto olduğu konusuna kalıbımı basarım kalıbımı. yazıklar olsun sana be!

    sırf bu olayların olması ve ekrem imamoğlu'nun istanbul buluşmasına gölge düşmesi için bu garip 4 askerimizin şehit edildiğini düşünüyorum. unutmayın bunlar "gerekirse suriye'ye dört adam gönderir türkiye'ye sekiz füze attırırım" diyen adamlar.

  • arda yerine drogba gelip konuşma yapsa daha etkili olur bence.

    edit: başlığı açan arkadaş kaçmış, başlık başa kalmış. ilk entry'de yazan başlık ile aynı. arda gelip türkiye'deki terörü bitirir mi? ben de böyle bir şey demiştim.

  • bir arkadas gecenin bir yarisi esi tarafindan durtuklenerek uyandirilir:

    - hisst! tulay uyan... uyan tulay uyan...
    - hii?
    - hisst! tulay, uyan!
    - ahmet?
    - uyandin mi tulay? sakin kipirdama... uyan...
    - ahmet, nooluyo ahmet?
    - tulay uyan, sakin kipirdama!
    - ahmet, nooluyo ahmet? ustumde bisey mi var?
    - uyandin mi bak iyice? kipirdama sakin...
    - uyandim... kipirdamiyorum... nooldu? ne var ustumde?
    - hah! tulay allahaskina kipirdamadan kafani kaldir da bi senin yattigin yere bak bi benim yattigim yere bak.
    sana bi avuc yerde yatiyorum diyorum, inanmiyosun.
    - ???...!!!...???...!!!...

  • migros'un çarıklı şımarıklığına göre davranmaması olarak değiştirelim onu. hiç stok yapmadım, canım içmek isterse gidip en yakındaki yerden alacağım ve o da paşa paşa satacak. tek hayatımızı 1 saat bile bu nevşehir çöreklerinin hassasiyeti ve kutsallarına göre şekillendirecek değiliz.

  • oglumdur. hatta 40 degil 15 almis. umut dolu, aydinlik gelecek hayalleri vardir. bardagin dolu tarafini goruyordur. tabi babasi ogrendiginde ne olacagini rabbisi bilir.

  • - bugün çok güzelsin
    - öyledir de bak ne diyeceğim...

    - senin gibi akıllı, güzel bir kız daha tanımadım inan
    - tanırsın ya ne olacak bir sürü var benim gibi

    - makyaj yapmana hiç gerek yok bence, makyaj senin güzelliğini perdeliyor
    - nasıl ama, rimelim iyi değil mi? yeni aldım mak faktar.

    böyle kadınlardır bunlar, yapılan iltifatı alırlar, güzel bir göğüs istopunun ardından taca atarlar. ya iltifata zerre kıymet vermiyorlardır, ya çokca iltifat aldıkları için bağışıklık kazanmışlardır ya da sizin önünüzü kesmek istiyorlardır ki %99 sonuncusudur. eğer bir kıza yaptığınız iltifatlar karşılık bulmuyorsa platonik aşk yaşamaya kendinizi hazırlasanız iyi edersiniz. çünkü bir kadın erkeğin iltifatını almıyorsa ondan uzak olmaya çalışıyordur.

    gözünüzün önünde bir film şeridi gibi geçti değil mi, hoşlandığınız kızın iltifatlarınız karşısında sığır gibi bakması? boşver arkadaşım, ben as good as it gets filminde jack nicholson'ın, kadının ayaklarını yerden kesen "senin için iyi biri olmaya çalışıyorum" iltifatını yaptığımda hoşlandığım kız, "ay o filmde bir köpek vardı hastaydım ben ona" demişti.

    köpek çektiler olm bana sen ne diyorsun... üzülme.