hesabın var mı? giriş yap

  • org - 100 lira
    şövale+tuval+boya+fırça – 200 lira
    flüt+trampet+mandolin+melodika – 150 lira
    çocuk kitapları – 100 lira
    kostümler – 200 lira

    çocuğunun yeteneksizin allahı olduğunu fark etmek paha biçilemez…

    hep bir yeteneğim olduğuna ve bunun ortaya çıkarılamadığına inandım. ailemin beni ehil ellere teslim etmediği için bu yeteneğimin güdük kaldığından ve zaman içinde yok olduğundan işkillendim hep. oysa bugün belki bir virtüözdüm, belki bir ressam ya da çok okunan bir yazardım. belki balettim kim bilir, ama olmadı işte malın teki olup çıktım.

    istedim ki aynı şey çocuğumun başına gelmesin, doğumundan itibaren gözlem altında tutayım, yeteneklerini anında keşfedip geliştirilmesi yolunda adımlar atayım. bunun için yukarıda saydıklarımı ve daha fazlasını alıp yığdım eve. müzisyen mi olacak, resme mi ilgi duyacak, yazıyla mı iç içe olacak yoksa drama yeteneğini mi gösterecek bizlere diye bugüne kadar uğraştım.

    kolay değil, 2 yaşında çıktığım bu yolda bugün 3. yılımıza girdik ve ben bisikletini ters çevirip, eliyle tekerleklerini çeviren ve bundan delicesine haz alan çocuğuma baktıkça…

    vasat altı bile olabilir. oysa ben 7 yaşında ilk konçertosunu yazarsa ne yaparız diye uyku uyuyamıyordum lan, ödülüm bu mu olmalıydı? bisikletinin cıyaklayan kornasını eline alıp salonun ortasında bağırarak koşan bu çocuk benim mi allahım? ya cama oturup dışarı su sıkan bu çocuk?

    o ebeveyn benim, org isteyen varsa söylesin...

  • qashqai bana kalırsa artık rekabetten uzak kaldı. gerek fiyat/performans dengesinin bozulması gerek rakiplerinin çoğalması artık modelin cazibesini azalttı gibi.
    qashqai son zamanlarda golf gibi kanımca yalnızca ismi var diye alınan bir araç. üst paketleri cazibeli ancak pahalı ve o paraya daha iyi seçenekler mevcut.

    tiguan'ın gelecekte yeni kasası tanıtılacak ancak güncel model halen tutuluyor. life modeli epey boş ancak opsiyonlarla/eklentilerle doldurmak mümkün. r-line hoş ama pahalı.

    tucson sınıfının en iyi fiyat/performans oranına sahip araçlardan biri. henüz ikinci senesini doldurmamış kasasıyla da bunu onaylıyor.
    "ya sev ya nefret et" tarzı tuhaf bir tasarımı var.
    motorlarının yakıt tüketimi ise (pahalı hybrid dışında) yüksek.

    kuga ise ford'un binek otomobillerine uyguladığı aptalca pazarlama stratejisi nedeniyle tutulmamış bir model. fiyatı görece sınıf standartlarının bir tık üstünde (halen öyle mi bilmiyorum). ancak güvenlik ve teknoloji donanımları ile dikkat çekici bir araç. özellikle st-line alınırsa yanında bir de yırtıcı görünüm sahibi oluyorsunuz.

    karoq hakkında çok bilgi sahibi değilim ancak kardeşi seat ateca eskiyen tasarımı ve kuru tip şanzımana rağmen daha alınası duruyor. yanılmıyorsam halen 1 milyon altına en donanımlı versiyonunu almak mümkün.

    ha eğer ben bir c-suv alsaydım tercihini cupra formentor'dan yana kullanırdım. yırtıcı görünümü, zengin donanımı ve çok da uçuk olmayan fiyatıyla tercih nedenim olurdu.
    yeni kasa kia sportage ve taze makyajlanmış citroen c5 aircross da hemen hemen parasının hakkını verecek otomobiller.

  • "nasa'nın argeye ayırdığı para kadar biz de diyanete ayırıyoruz, o kadar research ediyoruz ki yeni bir din bulmamız an meselesi"

  • kırmızı kart gösterirken bir yandan da sol eliyle dışarıyı işaret etmesiyle "benim taşaklar dökme demir" demiştir.

  • sosyalist beauvoir'in tek eşli olmamayı kabul etmesi, bir burjuvazi pratiği olan eviliğe karşı tutumuyla uyum içindedir. sahiplenme ve sevilen kişinin bedenini mülk edinme ilke olarak beauvoir'a terstir. feminist kimliğin de kadın bedeninin tahakkümüne karşı oluşu, kadının tek bir erkekle değil birden fazla erkekle olmayı isterse seçebileceği, bir erkeğin "arazisi" gibi muamele görmeyi reddeceği aşikardır. dolayısıyla, sartre ile çok eşlilik üzerine yaptıkları anlaşma ideolojik olarak ikisinin de duruşuyla çelişmemektedir, bilakis muazzam uyum göstermektedir.

    bedenini tapusu alınabilen, üzerinde hak iddia edilebilen bir arazi olarak görmez feminist. erkeğinkini de. bu, insana hakarettir feministe göre.

    feministin karşı durduğu çok eşlilik değil, "erkeğin, kadının pahasına çok eşliliği"dir, erkeğin kadın bedeni üzerinde söz hakkı iddia edebilmesidir.

    sanıyorum ki siz feminizmi çok yanlış anlamışsınız..

  • 99 yazindan beri almanya'da yasiyorum. oglum burda dogdu. önümüzdeki ay ilkokula baslayacak. evet, okul agustosta basliyor.
    dün kreste son günüydü. özel falan degil, standart, devlete bagli bir kurum.
    iki koca klasörle eve geldi cocuk. 4 sene boyunca yaptigi bütün resim, karalama, yazi vs ne varsa güzelce dosyalayip vermisler.
    bir de 54 sayfalik rapor. cocugun fiziksel gelisiminden tut, dilbilgisi, kelime hazinesi, diger insanlarla iliskiskisi, matematiksel zekasi, müzige, spora, dansa ilgisi ve yetenegi, rasyonel düsünebilme yetenegi vs vs, daha aklima gelmeyen bir ton sey. bunlari 4 yil boyunca incelemis, raporlamis, yildan yila degisimi gözlemlemis, gereken yönlendirmeleri yapmislar.
    yuh dedim. kres falan yoktu bizim cocuklugumuzda, olsa bile lükstü, evin karsisindaki arsada büyüdük. ama ilkokul ögretmenime sorsalardi, herhalde 54 sayfayi birak, hakkimizda anlatacak 54 kelime bulamazdi.
    nasil bulsun anasini satiyim, 60 kisilik, bir sirada 4 kisinin oturdugu sinifta kadincagiz neyin gözlemini yapacak.
    seviyorum seni iftinur hocam:)