hesabın var mı? giriş yap

  • yanlış önerme.

    doğal sayıların toplamının negatif olması değil, doğal sayıların grandi serisine göre toplamının negatif olması olacak. -1/12 ise ramanujan toplamına göre çıkan sonuç. senin yaptığın doğal sayılar toplamı olsa arada çıkarma işlemi olmaz güzel kardeşim. burada laf kalabalığı yaparak saçmalıyorsun. bak bakalım yaptığın işlemlerde pure toplama işlemi mi yapıyorsun yoksa araya başka işlemler mi karıştırıyorsun?

    yazdığın şeylerin ingilizce kaynağı ise burada.

    edit: klavye hataları giderildi ve bazı mesajlar üzerine aşağıdaki yurdum insanının anlayabileceğini düşündüğüm şekilde aşağıdaki anlatım eklendi.

    matematikte tek bir söylem, tek bir işlem, tek bir operatör vs çok çok fark eder. tıpkı başlıkta sunulan eksik bilginin neden olduğu bir yanlış gibi. bir kümenin elemanlarını farklı metotlarla işlerseniz sonuçlar çok farklı olur ve siz bu sonuçlara bakarak kümenin elemanları hakkında birbirine aykırı çıkarımlar yapamazsınız.
    örneğin, doğal sayılarda toplama işlemi yapmak istiyorsanız pure matematik ispatı tek bir şekilde yaparsınız temelden.
    öncelikle doğal sayılar kümesini kurarsınız, daha sonra toplama işlemini kurduğunuz doğal sayılar kümesi üzerinde tanımlarsınız, ve son olarak da tanımladığınız işlemi yaparak ispatı bitirirsiniz. bunların hepsini kümeler üzerinde yapıyorsunuz bu arada. çünkü sayı denilen kavram yok ve oluşturduğunuz kümelerdeki elemanları sayı olarak adlediyorsunuz.
    matematikte bunula ilgili çok temel birkaç teorem vardır ve yukarıdaki yanlış yorumlanan metot ile bu ispatı her yerde bulabileceğiniz teoremleri birbiriyle cima eylettiyorsunuz. mesela pozitif sayıların toplamı ve çarpımı pozitiftir. buyrun binlerce, milyonlarca bu söylemimi kanıtlayacak örnekleme yapabiliriz. siz bana gerçek sayılarla aksini ispat edeceğiniz bir tane örnekleme yapın ve beraber makale yazalım.

    ıraksak ve yakınsak durumları var başlıktaki metodun da içinde olan, ve bu seriler yakınsayabilir ama serilerin gerçek değerleri yakınsamaz. bunu çok bilinen bir durumla anlatmaya çalışayım. örneğin bir sayının sonsuza bölümü sıfır olarak kabul edilir, ancak aslında sıfır değildir. limitini alıp sıfıra yakınsadığını kabul ederiz. sonsuz diye bir sayı olmadığından (sonsuz bir kavramdır) bu tür matematiksel işlemlerde bazı varsayımlar yapılır ve sen sağ ben selamet işin içinden çıkılır, taa ki daha iyi bir yöntem belirlenene kadar. yukarıdaki metotda da bir seri tanımlanmış ve o serinin kurallarına göre bir sonuç ortaya çıkmış, durum bundan ibaret. yani basit toplama işlemi yapılmıyor.

    ben size yukarıdaki gibi bir pure matematik bilenler dışında pek kimsenin anlayamayacağı, adım adım anlatarak çok basit işlemlerle 1 = 2'yi de ispatlarım. bu nedenle çok da şey etmeyin yani.
    son olarak dediğim gibi, "doğal sayıların toplamının negatif olması değil, doğal sayıların grandi serisine göre toplamının negatif olması olacak. -1/12 ise ramanujan toplamına göre çıkan sonuç."
    gerçek değerlerle divergent değerleri karıştırırsanız böyle sonuçlar bulmanız normal. öperim bilimsel olarak.

  • büyük otomobildir. arka koltukta oturan yolcu, şehir içinde bu otomobili sürücüsünden çok sever. üç yıllık audi a4 kullanımından sonra şaha kalkmış döviz kuru ve yıllık kilometremizin düşüşünü de dikkate alarak bu defa skoda superb kiraladık. daha evvel bu otomobili kullanmamıştım, sırf merakımı gidermek için vw passat comfortline yerine skoda superb style istedik. bugüne kadar çevremde bu otomobili kullananlar, övgüde sınır tanımıyordu.

    bir aydır, yaklaşık iki bin kilometre kullandım. 1.6 tdi 120 ps motorlu bir otomobili ilk kullanışım olduğundan, evvela performans ve yakıt tüketimine dikkat kesildim, bu konuda netice: hayal kırıklığı. (edit: performans hala hayal kırıklığı ama yakıt tüketimi zamanla düştü ve hakikaten az yakmaya başladı fakat; uzun yol otobüs şoförü gibi kullanırsanız)

    konfor-donanım-tasarım:

    otomobil, hakikaten büyük. bagaj hacmi ve arka koltuk diz mesafesi, muhtemelen sınıfının en iyisi. 580 lt civarında bir bagaj hacmi var, bagaj kapağı, arka camla birlikte açıldığından yüklemesi kolay. bagajdaki kancalar, cırt cırtlı yük sabitleme zımbırtıları, epey kullanışlı.

    ön koltuklar elektrikli, bel desteği ayarı var. ortadaki ekran güzel, kocaman ve dokunuşlara tepkisi yeterince hızlı. ön koltuklar arasındaki kol dayamanın içi geniş ve soğutmalı. torpido, aracın geneline bakınca minicik kalmış. araçta cd çalar yok, onun yerine sd card okuyucu koymuşlar ve bunu torpidoya koydukları için hacimden çalmış, torpido gözü kilitlenmiyor.

    arka koltukta geniş geniş oturuluyor. diğer otomobillerden bir farkı da burada, arka koltuk iki kişilik değil. mecbur kalındığında çok iri olmayan üç kişi seyahat edebilir ve ortada oturan çok rahatsız olmadan idare ediyor.

    donanım ve büyüklük iyi. bir üst donanım seviyesi olan prestige paketi alanlar çok memnun ama listede deri döşeme olduğunu görünce düşünmedim bile. passat’ın highline donanımında da aynı durum var, istesek de kumaş döşeme alamıyoruz.

    aracın ses yalıtımı, pek de iyi değil. yol ve lastik sesi, rahatsız edici seviyede. motor sesi, çok gelmiyor.

    bu aracın konforu, sınıfında normal seviyede. iddia edildiği gibi çok üst seviye değil. maalesef büyüklükle konfor karıştırıldığından, konforu abartılıyor. 600 kilometrelik bir yolculuk sonunda, yolda üç defa yarımşar saatlik mola vermeme rağmen kıçım başım ağrıyarak indim. koltuk döşemesi taş gibi sert. passat, mondeo ve a4, uzun mesafede bu otomobilden kesinlikle daha konforlu. şehir içinde veya kısa mesafede, geniş iç hacim sebebiyle superb, iyi bir alternatif.

    motor-şanzıman-performans-yakıt tüketimi:

    araçta sıralı dört silindirli, 1.6 lt hacminde, turbo beslemeli, 120 ps gücünde, 250 nm torklu bir motor var. 7 ileri vitesli bir dsg şanzımanla donatılmış. bu şanzımanı, audilerdeki 7 ileri s-tronicle karıştırmamak lazım, biraz farklı ve gıcık. sırf bu şanzımanın dayanımı için tork, 250 nm ile sınırlandırılmış, aracın performansını direkt etkiliyor.

    aracın üç performans modu var: eco, comfort, sport.

    eco modunda gaz tepkileri epey ağır, pedalın yarıdan fazlası boş. otomobil, çok düşük devirde ve mümkün olan en yüksek viteste gitmeye çalışıyor. 70 km/saat süratte 7. vitesi görüyor. gaz pedalını her bırakışta kavramayı ayırıyor ve motor devrini rölantiye düşürüyor.

    comfort modunda eco’dan tek fark, gazı bıraktığınızda kavramayı ayırmaması.

    sport mod dedikleri, sanırım normalde vites kolundaki “s” modu gibi. aracın vites geçiş devirleri değişiyor ve biraz da gaz pedalına tepkisi artıyor. ama ne yaparsanız yapın gidiyormuş gibi değil.

    kağıt üzerinde bu otomobilin 0-100 km/saat hızlanması, 11 saniye. on yıl önce üretilen 2.0 litre motorlu araçların değeriyle aynı. sorun, bu otomobili daima tam gaz kullanmadığınızda ortaya çıkıyor. otoyol seyrinde 130 km/s süratle giderken sol şeride çıkıp şöyle 170 km/s sürate çıkayım dediğimde, kick down yapmadıysam zorlanıyor. on yaşındaki mondeo, bundan daha esnek.

    araç, passat’ın uzatılmışı olduğundan onun kadar rijit değil. kimsenin bu otomobilin limitini test etmesini tavsiye etmem. bu sakıncayı gidermek için olsa gerek, kısa aralıkta çalışan sert bir arka süspansiyon kullanılmış, bu yüzden yoldaki her çukur, her alçak kasis, yolcuyu zıplatır. dar yanaklı lastikleri de hesaba katarak zorlamadan, yumuşak bir kullanım tarzı benimsenmeli.

    bu otomobilin en büyük sorunu, lanet şanzımanının ayarları. tali yoldan çıkacaksınız ve durdunuz diyelim, ana yola katılmak için gazladığınızda yarım saniye kadar bekliyor, sonra kavrıyor ve o arada solunuzdan gelen ayı, şayet gaz kesmediyse dibinizde bitiyor. her kavşakta ince ince hesap yaptırıyor. her kalkışta şanzımandan o kırrrrttttt hissi geliyor. bunu maalesef tam izah edemiyorum ama debriyaj balatası bitik bir arabanın kavrayışı gibi, tırtıklı bir kavrama hissi.

    karma yakıt tüketimi, 7 litrenin altına inmedi ama 10 litreyi de görmedi. bundan iki yüz kilo ağır, dört çeker, 2.0 litre motorlu a4 de bu kadar yakıyor. aracın yeni olmasından ya da benim kullanımımdan olabilir, biraz daha kullanınca değişebilir.

    sekiz ay ve 30.000 km kullanımdan sonra edit: otomobilin şehir dışı yakıt tüketimi, fabrika verisi 3,9 litre/100 km. baktım ki uzun yolda otomobili performans için boşuna zorluyoruz, şehirler arası otobüs şoförleri gibi kullanmaya başladım. "eco" modunda, hız sabitleyici kullanarak ve sürat tahditlerini zinhar ihlal etmeyerek kullanmaya başladığımda yakıt tüketimi 4 litre/100 km'ye düştü. bir depo motorinle (60/65 litre civarı alıyorum) 1.500 km civarında gidebiliyorum. bir defasında sakin bir yolculuktan sonra 3,8 litre tüketim hesapladım ki, oha. özellikle 15.000 km'de yapılan periyodik bakımdan sonra tüketim düştü.

    bunun sebebi, doğru lastik hava basıncı ayarları ve hız sabitleyicinin yanı sıra 7 ileri kademeli dsg şanzıman (birden fazla overdrive dişli olduğuna eminim ama iki mi üç mü onu bilmiyorum). 80 ya da 90 km/saat süratle giderken şanzıman 7. viteste oluyor ve motor çok az devir çeviriyor, böylece stabil sürüşte inanması zor tüketim değerleri görülüyor. dizel motorlu bir otomobili, bu kadar düşük devirde kullanmaya hep mesafeliydim ama baktım ki otomobil bunun için ayarlanmış, saldım gitti. yeteri kadar uzun yol gidilince dpf rejenerasyonu da problem olmuyor, motorun ve manifoldun sıcaklığı yeterince yükseldiğinden hem daha az partikül çıkıyor hem de bir yandan sanıyorum rejenerasyon yapılabiliyor.

    şehir içinde haliyle bu kadar düşük devirde kullanmıyorum. tüketim 7,5 litre/100 km civarında.

  • celal şengör: sayın başkan biz emrinizdeyiz.

    imamoğlu: celal hocam biz de sizin emrinizdeyiz. bilimin karşısında boynumuzu bükeriz.

    istanbul'a faydalı olacak sözler verilen yayın.

  • tarifsiz bir huzur veriyor bana bu meret nedense. hele bir de o isigin altinda demlenmekte olan bir (tercihen iki) caydanlik, yanindaki tezgahta tepsi icinde beklesen bardaklar, iceride de bardaklarin yolunu gozleyenler varsa degme keyfime. kalabalik hissi aspirator isigi, kisin salonda yazin balkonda uzayan muhabbetlerin fonu. istatistigini tutmadim hic, ama hissatistigimle konusuyorum, misal bizim aile evinde aspirator isiginin yandigi gunlerde evde bir bayram havasi, annemin babamin beni cok sevdigi durumu hasil oluyorken yanmadigi gunlerde bir gam bir kasavet aliyor basini gidiyor. isin garibi aslinda diger aile uyelerinde de aspirator isigi yandigi gunlerde bir davranis degisikligi, bir uysallik, bir anlayislilik, bir konuskanlik goze carpiyor. ahdim var evdeki, ve dahi butun evlerdeki cirkin beyaz isiklari, florasan lambalarini, elektrikten tasarruf edelim diye insani insanliktan cikaran aydinlatma planlarini bu kendi ciliz ama tesiri muazzam aspirator isigi ile degistirecegim. serefsizim dunya cok guzel bir yer olacak o vakit.

  • bu filmde en çok dikkatimi çeken şey "murat'ın çiğnenmesi".
    her izleyişimde çok takılıyorum bu deyişe lan.

    -murat'ı araba çiğnemiş!
    -nee? araba mı çiğnemiş!!!

    -onu gördüm baba.
    -kimi kızım?
    -kardeşimizi çiğneyen adamı gördüm.

    -o geldi.
    -kim?
    -kim olacak, murat'ı çiğneyen!
    -nee? murat'ı çiğneyen mi?! çağır gelsin.

    bir sakız gibi çiğnedi murat'ı pezevenk.

  • neden okuduğumuzu düzgün anlamıyoruz? neden sorgulamıyoruz anlamıyorum. esp'yi her markada aynı adla adlandırılmasını gerektiğini sanmak nedir? mazdanın bütün donanımlarında esp vardır. ama mazda buna dinamik stabilite kontrolü (dsc) demektedir.

    esp harflerini göremeyince vurun abalıya.

  • bakın tekrar ediyorum. ülkenin bir numaralı sorunu budur)!!! link

    "kaçaklar tekneyle gelmeye başladı! mersin erdemli kızkalesi sahiline tekneyle gelen onlarca kaçak şehre böyle giriş yaptı."

    ülke elden gidiyor. iktidar eliyle; foncu sivil toplum örgütü ve gazetecilerin, cılız tepkisiyle muhalefetin eliyle savaşlarla elde ettiğimiz bu topraklar kaybediliyor. ülkenin demografik yapısı değiştirilerek istikrarsızlaştırılıyor ve bu sayede kurtuluş savaşının da intikamı alınmış oluyor.

    yarın bir gün azınlığa düştüğümüzde, asayiş tamamen elimizden gittiğinde anlayacaksınız ama iş işten geçmiş olacak!

    sessiz işgal bu! işgal ediliyoruz. topsuz tüfeksiz.