• antalya belediyesinin "büklü dere" olarak çevirerek her tabelaya yazdığı, terbiyemize balans ayarı yaptığı dere.
  • istanbul derelerinin ortak ismidir.
  • her deresi nehri olan mekanlarin default dere ismi, hepsinin suyu lagim seklinde akar.
  • ankara keçiören tarafından doğup, şehrin bir kısmını geçen eskilerin ankara çayı dedikleri şimdinin boklu deresi. büyüklerimiz anlatır eskiden ışıl ışılmış, çimerlermiş içinde çamaşır felan yıkanırmış. şimdi üzeri örtülü görünmüyor bir kısmısı ama gene de boklu mu bokulu.
  • istinye* deresinin ıslah edilmeden önceki yerel lakabıdır. ıslah edildi, boku gitti kokusu kaldı.
  • sözlüğü okuyunca, türkiye'nin her bölgesinde olduğu anlaşılsa da, benim bildiğim tek boklu dere, zeytinburnu çırpıcı mahallesi'ndekidir. bildiğin foseptik akardı. tabi biz o zamanlar nerden bilelim foseptik moseptik. iğrenç kokardı, ki dikkat ettim, hâlâ kokuyor. ama en azından artık karşıya geçmek için köprü falan var.
    evet, eskiden köprü yoktu. karşıya geçmek için bir borunun üzerinden yürürdük. aman allahım şimdi düşündükçe boğulacak gibi hissediyorum kendimi. bildiğin boru. üzerinden yürüyor, kollarımızı iki yana açarak dengede durmaya çalışıyorduk. bunu, oraların fırlama minikleri olarak yaptığımızı sanmayın. yaşlısı, genci, memuru, işçisi, şarapçısı herkes karşıya böyle geçerdi, çünkü alternatif yoktu. buraya bir düşen, bir yıl boyunca yıkansa temizlenemezdi herhalde. şimdi sığ ama..

    edit: bu arada şimdi aklıma geldi. kemal sunal'ın bir filminde de görülüyordu bu dere. bekçiler kralı olması lazım.
  • bir türevinin ankara beşevler'de fevzi çakmak caddesinin altında yaşadığı söylenir atalarımız tarafından. hatta derler ki şimdi böyle göründüğüne bakma, eskiden koku yüzünden buradaki evler sudan ucuzdu.
  • kadiköy halkının kanayan yarası, kabus esansı, her seçimde temizleneceği vaat edilen ama politikadaki her vaat gibi temizlenmesi de yalan olan dereağzında konuşlanan, her adını duyanın " oradaki insanlara yazık " dediği ama orada yaşayan insanların bu kokuya artık direnç kazandığı dere. yanındaki yoğurtçu parkında gençliği tükettik top oynadık, top dereye kaçtı oranın müdavimleri sandalla açılıp topu alıp olaya devam ettiler...o derece yani..(bkz: yogurtcu parkı)
  • ankaranin içinden geçen dere ye de denirdi, eskiden açıktan akar, her yağmur yağdığında sihhiyeye taşardı. ted in bahçesinden geçerken üzerinde 3 tane tahta köprü ile aşılırdı.
  • tedin arka bahcesindeki asfaltin ustundeki stratejik deliklere kulak kabartilinca sesi duyulabilinecek dere. (bkz: tren gelir ho$ gelir)
hesabın var mı? giriş yap