• 1932 yılında konya'da sabahattin alinin özel bir toplantıda okuduğu şiirini altı ay sonra savcılığa bildirerek sabahattin alinin atatürke hakaret suçundan yargılanıp cezaevine girmesine neden olan ispiyoncu kişi. sabahattin ali, kuyucaklı yusuf romanının ilk bölümünü cemal kutayın sahibi olduğu yeni anadolu gazetesinde yayınlamış ama daha sonra devamını yayınlamaktan vazgeçmiş, bu kararın bedelini ispiyonlanarak ödemiş.
  • "said nursî (o "kürt said" derdi) şamandır" demişti, şaşırmıştık.

    kendisi de "şamanım" olduğunu söylerdi. (bu konuya daha sonra dönelim)

    anısına hürmetle beraber "tarihçi"den çok "yaşayan tanık"tır, "tasnifçi"dir.

    şöyle bir yöntemi vardı rahmetlinin; ortaya okkalı bir iddia atar ve "elimde belgesi var" derdi.

    kendisine duyulan hürmet ve 'belge'nin tarihsel gerçekliğin ortaya çıkmasınında mesnet teşkil etmesi nedeniyle (ki bugün olduğu gibi o gün de "belge" neredeyse bir fetiş nesnesiydi) herkes merakla kendisini beklerdi.

    sunucular kendisinden belgeyi istediklerinde önce uzun bir girizgâh yapar, nihayet belgeyi çıkarırdı. onun belge dediği sözgelimi kırk yıl önce (gazeteyi atıyorum) ulus gaztesinde kendisinin yazdığı bir köşe yazısı olurdu. "bakın ben bunu o vakit yazdım, inönü sağdı ve bunu yalanlamamıştı" filan derdi. buna da "belge" derdi.
  • an itibarı ile tarihin arka odası adlı programda murat bardakçı ve erhan afyoncu tarafından yazdıklarının çok büyük bir kısmının yalan ya da uydurma olduğu söylenmiştir.
  • çocukken kendisini ayşe özgünden dinlemekten midir, bilmiyorum ama kendisi benim insanlara bakiş acimi şekillendirmiş bir adamdir.. bir şekilde benligime işlemiş rahmetlinin sözleri..

    bir program birisi kazim karabekir'in, rauf orbay'in ataturk'e suikast düzenlediklerini ve bu isimlerin birer hain olduklarini söylemisti.. cemal kutay bey acaip sinirlenmis, kaşlarini çatarak "efendi söyledigin insanlar süphesiz ki kurtuluş savasimizin kahramanlaridir, nasil olur da onlara hain dersin? suikast olayi apayridir ama ben kurtuluş savaşi kahramanlarina hain dedirtmem" demiştir..

    o gün bugundur, birisini eleştireceksem onun sayginligina kusur etmemeye calisirim.. yani mesela milton friedman'i neo liberal politikalar konusunda itin götüne sokacaksam, yine de büyük bir deha olmasını es geçmemeye calisirim, süleyman demirel'in on yillarca iktidarda kalmasina neden olan zekasini bir kenara ayirir, yaptiklarindan apayri nefret ederim, deniz gezmiş'in gözü pekliğine hayran olup, salakligini unutmam..

    insanlarin var oluşlari siyah ve gri olarak ayrilamaz cogu zaman. gridirler.. fakat yine de o grideki beyazlari ve siyahlari ayri tutmayi bilmeli insan.. ikisini de gözden kacirmadan. (entry sonunda ipek ongun hissiyati yakaladim anasini satiim)
  • zamanın hızlı nurcusu. şimdilerin daha bi hızlı atatürkçüsü. kanımca fırıl fırıl olmaca.
  • sabahattin ali'ye komplo kurmuş, iftira atmış, hapse atılmasına ve sonrasında da 41 yaşında öldürülmesine neden olmuş kişi.

    sevengül sönmez şöyle diyor:

    "sabahattin ali konya'da öğretmenliğe başlamış, kendine yeni bir hayat kurmaktadır. bu arada yeni anadolu gazetesinde çevirileri ve öyküleri yayımlanır. haziran 1932’de ise kuyucaklı yusuf gazetede tefrika edilmeye başlanır. gazetenin satışında beklenmedik bir artış olup da telifi ödenmeyince sabahattin ali de tefrikayı 26. sayıda yarım bırakır. bunun üzerine cemal kutay ile araları açılır ve olaylar giderek sertleşince cemal kutay, sabahattin ali’nin atatürk’e hakaret ettiğini iddia eden bir komplo kurar.

    kutay, sabahattin ali’nin bir süre önce gazeteye yayımlanması için bıraktığı şiirlerden biri üzerinde değişiklik yapmış, mustafa adlı bir öğretmen aracılığıyla şiirde atatürk’e hakaret edildiği gerekçesiyle sabahattin ali’yi ihbar ettirerek, sabahattin ali’nin memleketten haber başlıklı bu şiiri yedi sekiz ay önce bir arkadaş toplantısında okuduğunu, akrabalarından remzi ve ilköğretim müfettişi mehmet emin soysal’ın da bu toplantıda bulunduğunu iddia etmiştir.

    memleketten haber, sabahattin ali almanya’dayken yazdığı şiirlerden biridir. sivas’taki bir bektaşi hareketini anlatan 6+5 ölçülü bu taşlamada “atatürk” ya da “gazi” sözcükleri bulunmamaktadır. asım bezirci’nin aktardığına göre şiirin bazı bölümleri şöyledir:

    hey anavatandan ayrılmayanlar
    bulanık dereler durulmuş mudur?
    dinmiş mi olukla akan o kanlar?
    büyük hedeflere varılmış mıdır?

    asarlar mı hâlâ hakka tapanı?
    mebus yaparlar mı her şaklabanı?
    köylünün elinde var mı sabanı?
    sıska öküzleri dirilmiş midir?

    (...)

    cümlesi belî der enelhak dese
    hâlâ taparlar mı koca terese?
    ismet girmedi mi hâlâ kodese?
    kel ali’nin boynu vurulmuş mudur?

    sabahattin ali savcılığın iddianamesine itiraz etmek için yazdığı dilekçede bütün bunları anlatır ve okuduğu iddia edilen şiirle ilgili söyledikleri konya’da yaşadıklarının ve başına gelenlerin özeti gibidir:

    "böyle bir şiir yazdığımı ve bunu beş altı ay evvel okuduğumu iddia edenler beni bir ay evveline, yani kendileri ile alakamı kestiğim zamana kadar sahibi oldukları gazetede çalıştırıyor ve siyasi başmakaleler yazmama müsaade ediyorlardı. ihbarlarında hakikatten bir zerre bulunsa bunu yapmalarına imkân olmaması icap ederdi... bana gösterilen memleketten haber isimli şiiri ilk defa görmekle beraber bunda reisicumhur hazretlerinden bahis bulunmadığını, aynı zamanda hakareti tazammun edecek bir yeri de olmadığını ve bunun da tevkifime sebep olmayacağını ayrıca şayan-ı kayıt bulurum."

    dolayısıyla bu şiirden yola çıkarak sabahattin ali’nin cumhuriyet ile ilgili görüşlerine ulaşmak pek mümkün değil. ancak sabahattin ali’nin modern bir devlet fikrine çok sıcak baktığını, cumhuriyet’in başta ankara olmak üzere anadolu şehirlerde yarattığı değişimi önemseyen biri olduğunu biliyorum."

    kaynak: (bkz: http://www.sabitfikir.com/…hattin-aliden-mektup-var)
  • sabahattin ali'yi ispiyonlamasıyla hafızama kazınmıştır. tarihçi miydi???
  • belge tahribi ve tahrifi konusunda bir experdir kendisi. çerkez ethem'le ilgili belgeleri nasıl tahrif ettiği, neleri sokup neleri çıkardığı, kendine göre nasıl yonttuğunu anlamak için ahmed efe'nin "çerkez ethem" adlı eseri okunmalıdır.
  • eline geçen her evrakı, yayınladığı her hatıratı tahrif etmiştir. hele rauf orbay'ın hatıratının bu zatın eline düşmüş olması yakın tarihimiz için bir felakettir. daha böyle ne hatıratlar hiç etti. milli mücadelede ulema sınıfı laik rejim için mücadele etmiş gibi göstermek istemiştir ki melûnânedir.
  • bahariye de bilen bilir evini. mahalle komşumuzdu bizim cemal amca. benim küçüklüğümde evinde yangın çıkmıştı. herkes kurtulmasına sevinirken o "kitaplarım" diye eve girmeye çalışıyordu. çocuktum anlamadım kitaplarını arkalarından ağlayacak kadar çok sevmesini. akşamları o'nun evinin önünden geçmem gerekiyor eve gitmek için ben geçerken o hep kaniş'i ile cam kenarında olur(du) onca yaşına rağmen elinde kitabıyla. bu sabah baktım cam önünde kimse yok. garip geldi. cemal amca kara kaniş'i kitabı alışmışım be.

    edit: bikaçtır geçerken kaniş'in beyaz olduğunu görüyorum. renk körü değil bunakım.
hesabın var mı? giriş yap