• çocukluktan bir kış akşamıdır bu şarkı. eski zamanlardan bir yılbaşı. özel bir gün haliyle. ve özel bir şey sipariş ediliyor bakkaldan: aile boyu kola... cam şişede 1 litre; şimdiki gibi çok tüketilen bir şey değil. henüz yeni yeni sorumluluk aldığım yaşlar. hevesle atılıyorum "ben alırım diye" aile boyu kola ile beraber annemin diğer siparişlerini de alarak yükleniyorum eve doğru. apartmanda ayağım kayıyor ve şişe yeri boyluyor; paramparça... ağlamaklı oluyorum. eve gidip durumu açıklıyorum; ufak bir azar işitiyorum ve belki de ceza olarak tekrar kola alınmıyor. bir kenara oturuyorum ama hala aklım kolada; dokunsalar ağlayacak vaziyetteyim. tam o anda bu şarkı başlıyor trt'de. "tell me what's wrong" diyor; ne dediğini anlamıyorum ama beni teselli etmeye çalıştığı çok belli. duygusallaşıyor, sessiz sessiz ağlıyorum. evdekiler kola için ağladığımı zannederek ablamla birlikte yenisini almaya yolluyorlar. gidiyoruz ki bakkal kapanmış. alamıyoruz. ama neredeyse hiç üzülmüyorum. çünkü neden bilmiyorum abba bu şarkısıyla teselli ediyor beni. yıllar sonra işle ilgili bir şeylere kafam bozukken televizyonda kanal değiştirirken rastlıyorum klibine; aynı teselli edici duygu gelip düğümleniyor boğazıma. artık ağlayamasam da bir kere daha iyileşiyorum.
  • kendisinin kendi başlığı altına yazdığı entryleri alt alta sektirmeden okuyunca hz. peygamber'in el izleri görülüyor (falan?)

    şaka maka, avasas'la hiçbir işinin olmadığını, avasas'ın kendisi için "hiçbir şey" olduğunu yaklaşık binbeşyüz entride kabak tadıyla birlikte dile getirdi (hayır getirmedim diyebileceğinden de şüphelenmedim değil bir an, hiç olmadı sayıyı biraz abarttım der gelen suçlamaları savururum?). e perhiz bu da lahanası demeden, peki pekiiii anladıık, demeye pek razıyız da, bir de işi olsa filan diyorum kendisiyle, halimiz nice olacakmış hakkaten? demeden de edemedim.
  • nickaltı muhabbetinden hoşlanan bir arkadaş olduğunu sanıyorum. valla bana uyar. herhalde açıklayıcı entrylerimi görmek istiyor nickinin altında. "barlasgil" sözcüğünü de hakaret sanmış. hakaret ile espri/hiciv arasındaki farkı öğrenmesini salık veririm. ama onun su kitabi oku oyle gel öyle gel insanı psikolojisi içinde iktisat külliyatı vermesi gibi kitap önermeyeceğim ona. çok heyecanlı çokk.

    etti 39. kırkı da çıkarırız inşallah.

    not: bu arada kendisine barlasgil falan demişliğim yok. ahmet necdet sezer başlığında sözcüğü ilk kullandığımda sezer'in ekonomik krize sebep olduğunu söyleyenler arasında kendisi yoktu bile. ben sözcüğü kullandıktan sonra mevzuya dahil oldu bir heyecanla. "ahmet necdet sezer krize sebep oldu diye düşünenlere barlasgil diyor. hımm hımm ben de öyle düşünüyorum demek ki bana da barlasgil diyor" tarzı bir akıl yürütme yaptı sanırım. gereksiz alınganlık. hamam filminden rahatsız olan hamamcıların filmi protesto etmesi gibi. ya da bir filmdeki kapıcı karakterinden rahatsız olanların protestosunu da örnek olarak verebiliriz.
  • ~

    benden çocuk sahibi olmak istediğini uluorta haykıran kişi: (bkz: altay/@chiquitita)

    ayıp. çok ayıp. bu ne had bilmezliktir? yazar etiği, insanlık erdemi bunu mu gerektirir. hiç tanımadığın bir yazarın nick başlığına böyle abuk sabuk şeyler yazmak, sözlük yazarlarının eşlerine ve çocuklarına saygısızlık yapmak yakışık alır mı? bu, eğitimli ve aydın bir zihniyete uyar mı?

    aslında cevap da vermeyi istemiyordum ama sükut ikrardan gelir düşüncesi oluşmasın diye yazıyorum bu satırları. yani demem odur ki ben bu sözlük yazarından çocuğum olsun istemiyorum. hem biz öyle boşa mermi yakacak kadar sevgisiz ya da evli olduğunu bildiğimiz sözlük yazarlarının nick altına "senden çocuğum olsun istiyorum" yazacak kadar saygısız değiliz. biz haddimizi biliriz, terbiyenin sınırlarını çiğnemeyiz. hepsinden önemlisi insana, sırf insan olduğu için değer veririz.

    nihayetinde bundan böyle chiquitita kutsalımızdır. inanmıyorsanız bile saygı göstermeniz gerekir.

    ~
  • 21 şubat ekonomik krizi hakkındaki bir kaç cümlelik ifadelerimden dolayı iktisat konusunda ahkam kestiğimi vehmedip, ahkam kesmeden önce kendi önerdiği kitapları hatmetmemi önermiş bir arkadaş. teşekkür ediyorum.

    tarzını garipsedim ve pek olgunca bulmadım açıkçası. şu sözlükte binlerce entryim var. her okuyan okuduğu on entryimden biri için nickime gelip su kitabi oku oyle gel insanı pozunda bir kitap okumamı önerseydi koca bir kitaplık kurmam gerekirdi. belli konulardaki duyarlılıklarını takdir ettiğim bir insanın şu kitabı oku öyle gel insanı pozunu ise yadırgadığımı ve yakıştıramadığımı ifade edeyim.

    şimdi konuya girelim. önce arkadaşımızın başka hiçbir iletişim vasıtası bulamamış gibi nickime kadar gelip de kitap tavsiye etmesine ilişkin ifadelerime bakalım:

    "ülkenin o zamanki ekonomik durumundan az biraz haberi olan herkesin beklediği bir kriz için bahane olmuş anayasa fırlatma hadisesini tutup da krizden sorumlu tutmak pes yani." #9345355

    ifadelerim açık. "anayasa fırlatma olayı krizi tetiklememiştir" demiyorum. o krizin zaten beklendiğini söylemek ahkam kesmek değildir. çoğu kişi tarafından ifade edilmiş bir görüştür bu. ben "ahmet necdet sezer krizin sorumlusudur" dezenformasyonunu eleştiriyorum. (tüh ahmet necdet sezer dedim. militarist laikçi oldum yine) krizin sorumluluğunu ahmet necdet sezer'e yıkmak 1. dünya savaşı'nın sorumluluğunu avusturya macaristan veliahdını vuran sırp gence yıkmak gibi bir şey olsa gerek. oysa ki biraz düşünülse 1. dünya savaşı için başka sebep bulunabileceği, 2001 krizini de başka bir nedenin tetikleyeceği anlaşılabilir. arkadaşımız akil insan pozlarında "şu kitabı oku" demenin irite edici yanını bile göze alıp bana kitap önermeyi hak görmüş kendinde. hem de tüm sözlük önünde. zamanla olgunlaşır umarım. tabi benim hayalkırıklığım baki.

    madem o bana kitap önermiş, ben de ona bir iki ufak okuma vererek kapatayım bahsi.

    "dönemin başbakanı bülent ecevit'le kriz günlerini; 19 şubat'ın (2001) sabah saatlerinde yaşanan siyasi anaforu konuşuyoruz. ecevit'e "anayasa kitapçığı olayı olmasaydı, yine de kriz yaşanır mıydı?" diye soruyoruz. ecevit duraksamaksızın yanıt veriyor: "bundan kuşkum yok, (kriz) yine yaşanırdı."
    http://www.milliyet.com.tr/…2/11/business/abus.html

    "olmaz. çünkü türkiye’nin genel hatları doğru yerdedir. yakın tarihte yaşadığımız anayasa kitapçığı fırlatma olayı da aslında bir kriz sebebi değildi. o dönem krizin bütün şartları hazırdı zaten. şimdi böyle bir ortam yok, üç gün sonra bütün bunlar unutulur, herkes işine bakar. ben ayrıca sivil toplumun her şeyi söyleyebilmesi taraftarıyım. fikir özgürlüğü zaten toplumu rahatsız edebilecek şeyleri de söylemektir." can paker
    http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=23086

    "evrende herşey, herşeyi etkiler. özellikle iktisatla, siyaset arasında köklü ilişkiler mevcuttur. ama iktisadi hayatta ortaya çıkan olumlu veya olumsuz bir tablonun sebebi, siyasetten önce iktisadın içinde aranmalıdır. mesela, 2001 krizi, cumhurbaşkanı, başbakana anayasa kitapçığı attığı için çıkmamıştır. 2001 krizinin sebebini arayanlar önce yüzde 7000’lere kadar çıkan bir gecelik faizlerin nasıl bir felaket habercisi olduğunu düşünmelidir. içi boşaltılmış bankaların, dolara yüzde 25 faiz vererek mevduat topladığını hatırlamalıdır. sonra da bu dövizi bozdurup, tl’li devlet bonolarına yatıran bir bankanın kárlılığının niçin sürdürülemez olduğu hesaplanmalıdır. eğer hálá, krizin iktisadi bir açıklamasını yapamıyorsa, o zaman "nakör kedi" edebiyatına başvurulabilir. " ege cansen
    http://makale.turkcebilgi.com/…en-meta-iktisat.html
  • her dinlediğimde, beni hem hüzünlendiren hem de gülümseten ender şarkılardan... cennetlik bi şarkı bu...
    (bkz: cennetin arka planinda calmasi olasi sarkilar)
  • abba'nin guzel bir parcasi..
  • hrant dink kişisel kavgalarına alet edeceği biri değildir. işte bu tavrına çok saygı duyarım. hep böyle kalsın. (bkz: #13348857)

    olası ispiyoncuya not: o bkz formata aykırı değil: #8626724
  • ispanyolca kucuk kiz anlamna gelen kelime
  • birbirimizi görmediğimiz halde, sözlükteki negatif elektrik yüklü muhabbetlerimize tanık olanların aramızda kan davası olduğunu sanmalarından korktuğum kişi. kan davası falan yok aramızda ama ben de ne olduğunu anlamış değilim. bugün bir elektriklenme oldu yine. birisi "hrant dink'in maraş katliamı'nda yer aldı" falan diye saçmalamış. ben de o başlıkta bir entry yazdım. sonra da bir arkadaşıma bu sayın arkadaşımızın o entrymi çarpıtmasından korktuğumu söyledim. akabinde bu sayın arkadaşımızdan bir entry geldi:

    "iğrenç iddia. bunu getiren zihniyetin soldaki ucu da zamanında hrant dink in kendi cinayetinin icinde olmasi (sözlükte bunu dile getirenden bahsediyorum, ismet özel'den değil) iddiasıyla çıkmıştı karşımıza.

    (chiquitita, 26.12.2008 12:37 ~ 12:38)
    #14741036"

    entryi buraya kopyaladım çünkü sonra değiştirildi entry. ben de arkadaşımla olan konuşmayı yazdım ilgili başlığa. sayın chiquitita arkadaşımız da avasas başlığına gelip silinen beni kastetmediğini başkasını (kim olduğu meçhul) kastettiğini falan yazdı. şimdi sayın sözlük "hrant dink in kendi cinayetinin icinde olmasi" diye başlık açan ben. direkt benim başlığım kullanılıyor. ki bu arkadaş zamanında benim hrant dink'i öldüren çeteye hizmet edip etmediğimi, hrant dink davasına zarar verip vermediğimi sorgulayan, hatta bununla da kalmayıp beni hrant dink'in avukatı ortak bir arkadaşımıza şikayet eden biri. beni kastetmediğini söylüyor. doğru olabilir ama doğrudan açmış olduğum başlık kullanılınca ve hakkımdaki trajikomik sorgulamaları olduğu gerçeği de aklımda olunca şüphelenmemden doğal bir şey olamaz. neyse madem beni kastetmediğini söylüyor, öyle olsun.

    ancak garip bir durum yaa. anlamlandırması zor. (bkz: #12889175)
    hele hele sözlükte duyuru yapıp benimle konuşan görüşen ortak arkadaşlar ile ilişkilerini bitireceğini ilan etmesi ve bunu yapması var ki hafsalam almıyor.

    http://sozluk.sourtimes.org/…t=chiquitita&kw=avasas
hesabın var mı? giriş yap