• düşüncelerin artık bireyi rahatsız eder derecede ayrıntılı olmasından dolayı uyuyamamak... boş durulduğu anda düşüncelerin geri gelmesi... en sonunda; "bakalım bu sabah şafak nasıl sökecek" demek...
  • aşık olununca da yaşanan bir durumdur. her dakika, her saniye sevdiceğinizi düşünürsünüz. sabahları kahvaltı edemezsiniz onu düşünmekten. öğlen yemek yiyemezsiniz, onu düşünüyorsunuzdur. akşamları ağzınıza lokma girmez. geceleri uyuyamazsınız. çünkü karnınız açtır...
  • (bkz: yalniz insan)
  • en çözümsüzlerinden bir uykusuzluk yaratıcısı: herşey o gün yaşanılan problemler ya da olaylarla başlar, ama siz bu sorunu daha önce de yaşadığınız için hemen güzel bir hayalle ilk darbeyi indirirsiniz, ama o sırada uykuya hayır bayrağını açmış olan beyniniz kurduğunuz hayalin bir tarafından sızmaya çalışır. tam müthiş bir kumsalda sakin sakin yürürken, fonda banu alkan'dan favori! parçanız çalmaya başlar mesela ve hoop bütün aklınız şarkıya gider... bu sırada siz de ben neden bu şarkıyı duyuyorum kafamın içinde diye sinirlenmeye başlamışsınızdır ve ondan sonra varolduğunuz ilk andan itibaren sinirinize dokunan her şey geçit yapmaya başlar. tabii siz de bu kadar sinirliğe tepkisiz kalamazsınız, gece gece kırk yıldır görmediğiniz insanlara kızmaya başlar, on yıl önce seyrettiğiniz filmin yönetmenine ya da senaristine hiç yoktan laf edersiniz... bu bir şekilde uyuyakalana kadar devam eder...eder...eder...
  • insanın hiç aklında olmayan şeylerin tam uyumak üzere yattığında birden aklına gelmesi üzerine uyuyamaması durumu. sürekli bi şeyleri sorgulanmasına ve büyük ihtimalle bi karar almaya zorlar insanı. hatta bazen ya ben niye uyuyamıyorum aklıma takılan bi şey de yok ki derken onlarca şeyin aklınıza gelmesi üzerine şaşırıp kalabilirsiniz saf mıyım neyim diye*
  • vesvesesi ile sigaraya başlamama sebep olan durum. pişman mıyım, değilim tabi ki, o ayrı.

    - çok düşünüyorum, beynim çok çalışıyor, o yüzden çok başım ağrıyor, benim uykusuzluğum ondan olmalı. hmm. o zaman nedir, beyni dinlendirmeli. ne varmış beyni dinlendiren bakalım, hmm, tütün... tabi olm baksana, eski yunan'da filozoflar felan kullanıyomuş, dinlenmek için. benim de dinlendirmem lazım lan şu beyni.

    - eee şey ver sen abi, marlboro lights.
  • uyumaktan düşünememeye kıyasla daha can sıkıcı olan durum..şayet insan günün 16 saatini uyuyarak geçirince ne düşünmeye ne de canının sıkılmasına zaman bulamıyor..
  • hareketsizliği algılayamamak halidir.
    ilaç ;göçmen kuşların fotoğrafları çekilip, yatak odası duvarlarına asılabilir.
  • kötü, çok kötü hissedilen zamanlarda yapılmak istenen en birinci şey uyumaktır*. amma ve lakin işte burada bahsi geçen düşünmek* izin vermez insana; bırakmaz ki bi uyusun. yani çok düşünceli ise kişi, uykuya bile sığınamama halidir düşünmekten uyuyamamak. uyku bile almaz insanı. uyku bile gelmez yanımıza. uyuyamadıkça daha da sokulur düşünceler. hele de düşündüğünüz olay, her ne ise artık, içinizi parçalayan, size kafayı yedirecek bir noktaya geldiyse ekstra bir dayanılmaz olur durum. uykuya düşmeyi beklerken düşüncelere doğru uzun uzun düşersiniz. düşülür. düşülür kaçamazsın. düşersin. düşüyorum.
    "düşüyorum. biliyorum, düşüyordum. geç fark ettim biliyorum. dayanamıyorum artık. her an her dakika saniyesine kadar öldürdü beni. ölüyorum. sanıyorum. ölmüyorum ama. sarıldığım bir şeyler var. varlığını tam hissedemiyorum ama, çok küçük. sadece ölemeyişimden anlıyorum. deliriyorum. hemen uykuya dalmam lazım yoksa çıldırırım. çıldırıyorum. daha kötüsünü gördüm mü? bilmiyorum. sanmıyorum. yaşamak için nefes almam lazım; alamıyorum. ama ölemiyorum. kaldıramıyorum bunu yapamıyorum. yapamam dedim, yapamıyorum işte. bu çok ağır. tahmin ettiğinden daha çok “kaldıramıyorum”, daha ağırı yok, küçüğüm ben, eziliyorum. ama ölemiyorum. çırpınıyorum aşağılarda, hissediyorum. kaldırmaya uğraşmıyorum ama; kaldıramam biliyorum. uyuştum artık dışarıda yaşamıyorum. dışım ölü, dışarıda kimse yok. hiç kimse. içimde düşüyorum. içim bomboş. içim karanlık. içimde hep aynı müzik. sigara dumanı dolu içim, hep aynı dumanı soluyorum. içimde hiçbir şeye yer yok, düşünemiyorum bile. beynim içimde değil. içimde kanım akmıyor, dışıma taşmış. dışımda hiçbir şey yok, dışarıda yaşamıyorum. kukla gibiyim, kollarım bacaklarım benim değil. birisi oynuyor benle. hala aynı müzik durduramıyorum. sinirleniyorum. ama bağıramıyorum. ses çıkaramıyorum. söylenmek istiyorum, yapamıyorum. kuklayım ben. içim ıslak, kurutamıyorum. çürüyorum, çok yavaş çürüyorum. daha ne kadar çürürüm? ne zaman çarparım yere, artık çarpmak istiyorum. ama bitmiyor işte, düşüyorum hala. daha ne kadar düşerim? ne kadar daha dayanabilirim buna? neden ölmüyorum? yalvarıyorum. gücüm yok hiç. hiçbir şey yapamıyorum. bunları kaldıramıyorum, dayanamıyorum.
    bana bunu yaptığıma inanamıyorum." derken, buradan... (bkz: ağlarken uykuya dalmak)
  • düşünmekten uyuyamayan birey, bir süre sonra artık sızıp kaldığında goya olur, kaprislerini çizerse canavarlar * üretir:

    http://staratel.com/pictures/goya/pic15.jpg
hesabın var mı? giriş yap