• yapımcı kimliğiyle tanıyıp sevdiğimiz frank marshall'ın (indiana jones, the sixth sense, seabiscuit..) yönettiği, senaryosu gerçek bir öyküden esinlenerek kaleme alınmış olan 2006 yılı yapımı bir film. bir paket kağıt mendil eşliğinde seyredilmesi icabeden bir dostluk, paylaşma ve sadakat öyküsü.

    --- spoiler ---
    antarktika'daki bir araştırma üssünde çalışmakta olan araştırma ekibi, kötü hava şartları nedeniyle üssü terkeder. başlangıçta planları, fırtına her türlü ulaşımı imkansız kılmadan önce yaralılarını hastaneye yetiştirebilmek; ardından da üsse geri gidip, geride bırakmış oldukları kızak köpeklerini de alarak vatanlarına dönmekse de, son yirmi beş yılın en kötü fırtınası buna engel olur. ekibin üsse geri dönmesine olanak sağlayacak para ve hava şartları oluşuncaya dek bu sekiz kızak köpeciği buzulların ortasında kendi başlarına yaklaşık altı ay süren bir yaşam mücadelesine girişir.
    --- spoiler ---
  • iç burkan bir iki sahnesine rağmen, bir köpekseverin ne yapıp ne edip mutlaka görmesi gereken filmdir:
    8 x (köpek şaşırması + köpek sevinmesi + köpek asabiyeti)
  • antarctica adiyla bilinen japon filminin tekrar cevrimi. insanli bolumlerini kisa kesip daha cok kopek gosterselermis cok daha iyi olacakmis. ayrica hayrettir, butun kis antartika'da gunes batmadi. yazin da batmadiydi zaten, demek ki oralar hep gunesliymis.

    --- spoiler ---
    sonunda kopeklerine kavusan adam bu kadar mi ruhsuz olabilir? uzaktan gordugu anda kosmaya baslamaz mi? az otede bir tepe varsa ve kopeklerinden ucu eksikse, ha bir umit o tepecige kadar lutfedip ardina bakmaz mi? senarist ve yonetmenin kopekleri yeterince sevmediklerini cikardim ben buradan.
    --- spoiler ---
  • fazla duygusal olan insanlarin seyretmemesini tavsiye ettigim acikli bir film. hele ki son sahnesi insanin gozunden yas getirtebilecek potansiyele sahiptir.
  • bana insanların yansıtamadığı duyguları, köpeklerin yansıttığı film.. insanların birbirleriyle şu köpekler gibi bile anlaşamadığını da farkettirmiş ve bir siberian beslemek için soğuk bir yerlere taşınma isteği yaratmıştır..
    ayrıca filmdeki başrol oyuncusunun sürekli şebek gibi sağa sola bakmasını sevmedim.. koca filmde sadece 1 kere ağlarmış gibi yaptı.. oysaki biz burda şekilden şekile girdik.. leonardo di caprio falan oynasa daha iyi olurdu, en azından ağlayabiliyor..
  • belgesel tadında bir film. diğer oyuncuları çıkartıp sadece köpeklerin sahneleriyle kotarsalarmış daha güzel olurmuş aslında. gereksiz diyaloglar olmuş.

    film bittikten sonra 8 tane sibirya kurdu (herhalde yani tam cinsini bilemiyorum) alıp istanbul trafiğine çıkası geliyor insanın.
  • huskylerine hasta olunan film. senaryo kurgu oyunculuk vb. olguları bir kenara bırakıp sırf köpekleri için seyredilebilecek bir film.
    huskyleri kucaklama isteği doğuran film.
    ayrıca yaz günü seyretmek iyi geliyor.

    http://www.imdb.com/…?path=gallery&path_key=0397313
  • köpeklerin çok iyi oyunculuk performansı gösterdiği bir film. ayrıca antartika resimleri çok hoş.
  • ilk yarım saatinden başlayıp sonuna kadar salya sümük ağlamama sebep olan ve tam da bu yüzden köpek delisi insanlara izlemelerini tavsiye edip etmeme konusunda beni ikileme sokan bir filmdir. bir tarafta şahane ve bir o kadar da içli köpekler, öte tarafta.... aghrr neyse.
    walt disney'in, baygınlık veren olmazsa olmaz final müziğine ve aşkı meşki de illa ki gözümüze sokmasına rağmen sırf huskylerin hatırına izlenmeli.
hesabın var mı? giriş yap