• kayseri dogumlu olan elia kazan beyfendi amerika'daki mccarthy soruşturmaları sırasında, amerikan aleyhtarı etkinlikleri soruşturma komisyonu'nun * karşısına çıkmış ve komünist olan meslektaşlarını ele vermişti. bu meslektaşları sinemadan ellerini eteklerini çekmek zorunda kaldılar; elia kazan ise yönetmenlik yapmaya devam etti. 1999 yilinda yasam boyu onur oscari alirken törende bulunan, nick nolte, ed harris gibi bazı konukların, elia kazan'ın ödülünü protesto ederek alkışlamamalarının sebebinin de sinemayla çok ilgisi yok yani. kazan'ın 1954 yılında çektiği, sekiz dalda oscar ödülü alan (en iyi film, en iyi yönetmen gibi prestijli dallar dahil) rıhtımlar üzerinde * ise yönetmenin "gammazlığını" aklamaya çalıştığı film olarak görülüyor. kazan'ın, pulitzer ödüllü bir gazete haberinde etkilenerek oluşturduğu fikri, arthur miller'dan senaryolaştırmasını istediğini, miller'ın ise kazan'ın kendisini de ele verdiğini düşündüğü için bu fikri reddettiği de biliniyor.
  • 1980'lerin sonuna doğru boğaz'da bir balık restoranında yanımızdaki masada juliette binoche ve zülfü livaneli ile birlikte yemek yemişliği vardır.
  • vaktiyle bir davada komünist partiye üye arkadaşlarını ispiyonladığı için yalnız kalmıştır, dostu yoktur..
  • yılmaz güney hapishanedeyken elia kazan onu ziyaret etmiş daha sonra arkadaşlıklarını devam ettirmişlerdir.yılmaz güney duvar filmini de çekerken seti ziyaret etmiştir.bir taraftan çok sevdiğim yılmaz güney adamı severken diğer taraftan sevdiğim robert de niro adamdan nefret ediyor.bir taraftan charlie chaplin in ingiltere ye kaçmasına neden olan ihbarı yaparken diğer taraftan viva zapata nın yönetmeni.sevilmeli yoksa sevilmemelimi diye kendi duygularımı sorgularken işin içinden çıkamazken daha iyi tanımak için kitaplarına bakınca sevmek zorunda kaldığım insan oldu.sanatı iyi kendisi kötü deyip bir temel oluşturabiliriz aslında elia kazan için ama böyle eserler bırakmak için insanın kötü olmaması gerekiyor fikride başka bir şüpheye neden oluyor. yılmaz güney le türkçe konuşması burdan izlenebilir.
    3.34 dakikada görünüyor.
    (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=ijf-ndu2ofm&nr=1)
  • kayseri li olduğunu sanıyorum. iyi bir yönetmen çapkın bir erkek ve tam bir işbirlikçidir. gerçi onu eleştirenlerin de benzer bir durumda ne yapacağı bilinmez ama adamcağız derin devletle işbirliği yapmıştır.eğer anadolu kökenli olmasaydı yapmazdı
  • a life adlı kitabında zamanında yaptığı ispiyonculuğu ucuzca haklı çıkarmak yerine, hala o zamanki fikirlerinin arkasında olduğu izlenimini veren ve verdiği tepkinin haklı sebepleri de olduğunu mantıklı ve ikna edici bir dille anlatan merhum. kendisi hakkında samimi itirafları da vardır, meslela kendini ne amerikalı ne de yunan gibi hissetmediğini; anadolulu gibi hissettiğini söyler. ayrıca kitapta nice ünlü yapımcılarla, aktörlerle, aktristlerle konuşurken, anadolu kurnazlığı yada anadolu gülüşü adını verdiği tavırlarla onları ikna edip, gafil avladığını itiraf etmiştir. beni en çok etkileyen eşi molly'le olan ilişkisidir.'onunla evli kalabilmem için aldatmam lazımdı'diyecek kadar cesurdur. sık sık baba ocağı olarak adlandırdığı kayseri'ye gidip gelirdi. kitabında türkiye hakkındaki önemli tespitleri bulabileceğiniz, kendini çok geliştirmiş, keşke ölmeden önceki son projesi olan türk-yunan mübadelesini konu alan belgeseli yapabilseydi diye hayıflandığım merhum.
  • livaneli'nin muhteşem sis filminde, bir istanbul kahvehanesinde tavla oynayan adamı canlandırmıştır. bu sahnede başkahramanın (rutkay aziz) kulağına bir şeyler fısıldar, ama ne söylediğini bilmeyiz.

    ayrıca (bkz: sis /@hanging rock)
  • işbirlikçi olması bir yana, müthiş bir sinemacıdır; öyle ki filmlerini çok az bildiğim dillerde seyrettiğimde bile, bütün benliğimi ele geçirmişliği var. francis ford coppola'ya bir basın toplantısında "bu kadar büyük bir sinemacısınız, bundan sonra ne yapmak istiyosunuz diye sordular" iki sene kadar önce. cevabı şu oldu: "şöyle damardan bişey yapmak istiyorum, elia kazan filmi gibi bir film!"**
  • türkiyede ya$ami$ abd´ye göc etmis yunan asili bir yazar, en ünlü eseri "amerika"´dir ve bölüm bölüm otobiografiktir
  • 7 eylul 1909'da yunanlı bir anne-babanın çocuğu olarak istanbul'da doğmuştur. asıl adı elias kazanjoglou iken amerika standartları bu ismi elia kazan'a dönüştürmüş.
    anthony quinn ve marlon brando'yu sinemaya kazandıran da bu zattır.
hesabın var mı? giriş yap