286 entry daha
  • her sene bir yenisini yapmaya çalıştığım liste. hayır, asla öyle bir amacım yok(tu), sadece denk gelmiş. listenin kalanı aşağıdadır:

    (bkz: imdb puanı 7.0'ın altında olan muhteşem filmler/@nice tnetennba)

    hell house llc: 6,4/10

    en iyi found footage listelerinin neredeyse hepsinde görebileceğiniz hell house, yapım yılı sebebiyle çok eski bir film olmamasına rağmen seriye dönüştü. sabah akşam hell house öven hayranları var, kim bunlar bilmiyorum. etrafın handy kamerayla çekilmiş filmlerle dolup taştığı şu günlerde gerilimin hakkını veriyor. bilhassa sonlara doğru nefesimi tuttum, çok iyiydi. kıyım, ürkütücülük, şerefsizlik, dost kazıkları, korku evi, "saçmalama canıtın o evde ecinni yok sana öyle gelmiştir, aaaaa korkunçlu karı :( lan:("lı filmleri seviyorsanız tavsiye ederim.

    ginger snaps: 6,8/10

    evvela, sizlere filmin post mortem ve olay yeri fotoğrafçılığı konusunda çıkardığı mükemmel işi göstermek isterim. intro'yu "ahh qelbim" diye heyecanlanarak izlemiştim. kısaca filmin konusundan bahsetmek gerekirse kafayı ölümle, kanla bozmuş iki kız kardeşten birini kurt adam ısırıyor. film, ergenlik hezeyanlarının, goth'luk, emo'luk yıllarının tepe noktası. cinselliği keşfetmeyi, regl olmayı; yani kadın bedeninin dönüşümünü hayvansal-içgüdüsel boyutta anlatmış.

    cheap thrills: 6,7/10

    var mısın arif'ın favori filmi. para ve iddia söz konusu olduğunda insanların ne kadar ileri gidebileceğini anlatıyor. ileriden kastım, bir ton korku/gerilim filmi önermişiz, hakkında konuşmuşuz-etmişiz. ben bile özellikle bir sahnede, evet o sahnede öğürdüm. onu yapmayın bari dedim, yaptılar. yapmasaydınız keşke. iddiaların kimisi inanılmaz rahatsız edici, sabrınızı sınıyorlar yemin ederim. filmden beklentim beni oturduğum yerde iğrendirmesi ve kısa süreliğine de olsa içine çekmesiydi. bunu başardı; teşekkürler.

    come to daddy: 6/10

    elijah wood, oyunculuk kariyerine değişik duğişik yapımlarla devam ediyor. o absürdlüğü, come to daddy'de görebilmek beni mutlu etti. norval'ın saf hareketlerine, tedirginliğine güldüm başta. saflığın şiddete karıştığı, şiddetle birlikte çözümlenmeye çalıştığı sahneler geldi ardından. elijah wood oyunculuğu sayesinde hem komedinin, hem gerilimin hakkı verilmiş.

    as above so below: 6,2/10

    onlarca found footage film izledim. yeri geldi zombi oldular, yeri geldi elalemin çoluğuna çocuğuna sataştılar. her türden, her çeşidini yaladım yuttum. bir noktada hepsi birbirinin aynısı gibi. büyük bir ama geliyor. as above so below, türün klişelerine rağmen kalbimin bir numarasıdır. simya mı dedin? var. klostrofobi mi dedin? var. peki ya antik mısır? onu da ekle canım. yeraltı mezarı he mi? evet evet. macera mı, gizem mi? yakışıklı define avcıları mı? hehehe, hohoho. hepsini birleştirdin miydi sonuç as above so below'dur. beğenmeyenlerin canı sağ olsun(puh).

    copycat: 6,6/10

    sigourney weaver ve holly hunter 'ın oynadığı kadın karakterler üzerinden kurgulanmış film. copycat mevzusu ile zıtlıkların birleşimi/ortaklığı sağlanıyor. seri katil kimdir temalı, özünde birbirinin aynısı polisiye filmler izlemekten gına gelmişti. the woman in the window'da karakterin agorafobisini başarılı bir şekilde oturtamamışlardı bence. copycat'te agorafobiden muzdarip karakter nasıl yazılır, bir olayın içine nasıl oturtulurun dersi verilmiş.

    red state: 6,2/10

    kevin smith, yıllardır ekmeğini yediği seriyi ve evreni bırakıp yeni türler denemeli artık. gerçi tusk'ın sonunu zor getirebilmiştim. film, waco kuşatması'nın yandan yemiş versiyonu. beyni yıkanmış dinciler, kafayı kırmış kült liderleri ve işkence anahtar kelimeleri ilginizi çekiyorsa izleyin derim. akabinde wild wild country ve jonestown the life and death of peoples temple belgeselleri ile hayattan aldığınız iki gıdımlık zevki eksilere çekebilirsiniz. onların puanı 7'den düşük değil.

    vicious fun: 6,6/10

    görüntü yönetmenini, sanat yönetmenini alnından öperim. etraf devasa bir synthesizer'a dönüşse de 80'lere götüren filmlere kafadan 10 puan veriyorum. sonra puanım gittikçe düşüyor. vicious fun, mükemmel başladı. korku/komedi mi? korku filminin içinde korku filmi mi, seri katiller destek grubu mu? her bir soru, beklentimin yükselmesine sebep oluyordu. sonlara doğru filmin hızı mı düştü, gerçeğe mi döndüm bilmiyorum.... kırıldım biraz... neyse, boş geçmek istemedim. her şeye rağmen seni tanımak güzeldi.

    severance: 6,5/10

    biz mükemmel bir ekibiz, biz bir aileyiz tarzı klişelerle dalga geçen çok sağlam bir korku/komedi filmi. christopher smith'in yaptığı tüm işler, türe olan bağımı sağlamlaştırıyor. canım benim.
65 entry daha
hesabın var mı? giriş yap